Yaşam

Depresyon için bir doz müzik!

Son araştırmalar müziğin ‘tansiyona' da iyi geldiğini ortaya koydu

28 Ağustos 2018 03:48

Müzikli tedavi insanlığın ‘deva’ arayışının ilk adımlarından bu yana uygulanan bir yöntem. Son araştırmalar müziğin ‘tansiyona’ da iyi geldiğini ortaya koydu.

Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Ahmet Taha Alper, özellikle klasik müzik dinleyenlerin tansiyon değerlerinde belirgin düşüşler görüldüğüne dikkat çekerek “Müzik terapisi ileride tansiyon yüksekliği tedavisinde hekimlerin reçetelerinde yer alacak gibi görünüyor” dedi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Siyami Ersek Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Kardiyoloji Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Ahmet Taha Alper, yeni yapılan araştırmaların, meditasyon, yoga, akapunktur, biofeedback ve müzik terapisi gibi yöntemlerin de tansiyon kontrolünde geleneksel tedavilere ek olarak etkili olabileceğini düşündürdüğünü belirterek, özellikle müzik terapisiyle yapılan birçok çalışma bulunduğunu söyledi.

Kalp-damar hastalıklarının hala dünyadaki ölümlerin en sık sebeplerinden biri olduğunu belirten Alper, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her üç ölümden birinin kalp-damar hastalıkları nedeniyle gerçekleştiğini söyledi. Kontrol altına alınmamış tansiyonun, kalp-damar hastalıklarının gelişmesinde rol oynayan en önemli sebeplerden biri olduğuna işaret eden Alper, ulusal verilere göre Türkiye’de  yaklaşık 15 milyon yüksek tansiyon hastası  bulunduğunu kaydetti. Prof. Dr. Alper, bu hastaların yaklaşık yüzde 54’ünün tansiyon yüksekliğinin farkında olduğunu, yaklaşık yüzde 47,5’inin ilaç kullandığını dile getirerek, şöyle devam etti:

“Tansiyon yüksekliği genetik, psikososyal, yaşam tarzı ve çevresel toksinlerin etkili olduğu multifaktöriyel kronik bir hastalıktır. İlaç tedavisi, egzersiz, diyet, tuz alımının kısıtlanması ve sigara bırakma yüksek tansiyon tedavisinin temelini oluşturmaktadır. Yeni yapılan araştırmalarda, meditasyon, yoga, akapunktur, biofeedback ve müzik terapisinin de tansiyon kontrolünde geleneksel tedavilere ek olarak  etkili olabileceğini düşündürüyor. Özellikle müzik terapisiyle yapılan birçok çalışma mevcut. Bu çalışmalarda hastalar genellikle iki gruba bölünmüş, bir gruba ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişikleri verilirken, diğer gruba ek olarak belirli bir süre, belirili müzikler dinletilmiş. Seçilen müzikler genellikle klasik müzik, ülkelerin geleneksel müzikleri, dinlendirici, rahatlatıcı ve yavaş müzik tarzında. Sonuçları ise olumlu görünüyor. Tansiyon değerlerini düşürmede bu tarz müziklerin klasik tedavilere ek olarak etkili olduğu görülüyor.”

Alper, bazı çalışmalarda pop müzikle klasik müziğin karşılaştırdığını belirterek buna göre, pop müzik dinleyen hastaların tansiyon değerlerinde ek bir düşüş olmadığının görüldüğünü, klasik müzik dinleyen hastaların değerlerinde belirgin bir düşüş gözlendiğini kaydetti. “Müzik  terapisinin tansiyon değerlerini düşürmenin yanı sıra, kalp hızı değişkenliği, anksiyete, hayat kalitesi üzerine de olumlu etkiler göstererek kalp-damar hastalıklarını  önlemede etkisi olduğu görülmüştür.” diyen Alper, sözlerini şöyle tamamladı: “Müzik terapisinin etkilerinin  oluşmasında beyinde dopamin, endorfin gibi bazı moleküllerin sentezinin artması, bunun sonucu olarak da vücudun uyarıcı sisteminin baskılanması, vücudun rahatlatıcı sisteminin aktiflenmesinin etkili olduğu düşünülmektedir. Müzik terapisiyle ilgili çalışmalar hala devam etmekte. Tüm bunların ışığında müzik terapisi ileride tansiyon yüksekliği tedavisinde hekimlerin reçetelerinde yer alacak gibi görünüyor. Hatta  müzik terapisi merkezleri bile oluşturulabilir.”