İzmir’de Seferihisar açıklarında meydana gelen 6,9 şiddetindeki depremde en çok etkilenenler çocuklar oldu. Depremde yaşamını yitirenlerin 27’sinin çocuk olduğu açıklandı. BUSOS, Çocuk Hakları Merkezi, Derin Yoksulluk Ağı ve Rengarenk Umutlar Derneği tarafından bölgede yapılan incelemeler sonrası rapor hazırlandı. Raporda "“Dışarıdaki insanların bölgeyi seyirlik alan haline çevirdiği gözlemlenmiştir. Alanda bulunan yetişkin ya da çocukların sürekli olarak video ya da fotoğraflarla kayıt altına alındıkları görülmüş, çadır alanlarının neredeyse enkaz turizmi halini alması, çocukların unutulma haklarını hiçe saymaya, çocukların özel hayata saygı ve gizlilik haklarını ihmal ve istismar edilmesine yol açtığı için endişeye yol açmaktadır” denildi.
Raporda, çocukların maske kullanımının çok az olduğu ve gerçekleştirilen sosyal aktivitelerde çocuklar ve görevlilerin fiziksel mesafeyi ihmal ettikleri belirtilerek, “Yüz boyama ve benzeri yakın temas gerektiren, çocukların sağlığını tehlikeye atan etkinliklerin ise alanda fazlasıyla yapıldığı çalışanlarca ifade edilmektedir” denildi.
Çocuk haklarına yönelik koordineli ve etkili bir çalışmanın sağlanması için İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından örgütlenmiş bir koordinasyonun kurulması önemli olduğu vurgu yapılan raporda, “Bu koordinasyonun, geçici barınma alanlarında kalan çocuklara ilişkin hak temelli hizmet ve psikososyal destek çalışmaları yürütebilmek için insan haklarına dayalı şekilde ayrıştırılmış verilerle bir envanter çalışması yapması gerekmektedir. Bu envanter çalışması; uzun süreli çalışmalarda çocuklarla iletişim ve bağın devamlılığı açısından da önemlidir. Çalışmalar sırasında Covid - 19 önlemlerinin alınması şarttır” belirtildi. Raporda, çocukların haklarını istismar edildiğine dikkat çekilerek, “Dışarıdaki insanların bölgeyi seyirlik alan haline çevirdiği gözlemlenmiştir. Alanda bulunan yetişkin ya da çocukların sürekli olarak video ya da fotoğraflarla kayıt altına alındıkları görülmüş, çadır alanlarının neredeyse enkaz turizmi halini alması, çocukların unutulma haklarını hiçe saymaya, çocukların özel hayata saygı ve gizlilik haklarını ihmal ve istismar edilmesine yol açtığı için endişeye yol açmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Raporda "Çocuk Koruma" başlığında şu bilgilere yer verildi:
"Çocukların ihmal, istismar, şiddet ve kötü muameleden korunmasına ilişkin olarak; çocuklarla yapılan etkinlik alanlarının etrafının çevrilmiş ve bu alanlara izinsiz fotoğraf ve video çekmeyin uyarıları asıldığı görülmüştür. Ancak buna karşın dışarıdaki insanların bölgeyi seyirlik alan haline çevirdiği gözlemlenmiştir. Alanda bulunan yetişkin ya da çocukların sürekli olarak video ya da fotoğraflarla kayıt altına alındıkları görülmüş, çadır alanlarının neredeyse enkaz turizmi halini alması, çocukların unutulma haklarını hiçe saymaya, çocukların özel hayata saygı ve gizlilik haklarını ihmal ve istismar edilmesine yol açtığı için endişeye yol açmaktadır.
İstismar vakaları
"Belediye yetkililerince geçici barınma alanlarında bazı çocukların istismara maruz kaldığı bilgisi de aktarılmıştır. İki çocuklu bir kadının kaldığı çadırın yan çadırında, orta yaşın üstünde evli bir çiftin olduğu, bu çadırın sakinlerinden birinin çocuklarla istismarı düşündürecek biçimde yakın temas halinde olduğu, diğer eşin ise travmatize olması nedeniyle hiç iletişim kurmadığı bildirilmiştir. Bu durum yetkililer tarafından şüpheli görülmüş ve takibe alındığı bildirilmiştir. Başka bir çadırda ise bakım verenin çocuğu boynundan kaçmasın diye çadıra bağladığı öğrenilmiş, alandaki görevlilerin de buraya yönlendirildikleri öğrenilmiştir. Belediye görevlilerinden edinilen bilgiye göre görevliler alanda oldukları sürece çocukları yakından takip ettikleri anlaşılmaktadır."
İzin almadan fotoğraf çekimi
"Alanda çalışan bir devlet kurumunun çalışanına göre; çocuk koruma sorunları çok fazla yaşanmaktadır. Girişlerin denetlenmemesi sonucu herkesin alana girebildiği ve özellikle geçmişte şiddete maruz bırakılmış çocukların bu konuda endişe yaşadıkları, tanımadıkları insanlardan şiddet görecekleri korkusunu taşıdıkları belirtilmiştir. Örneğin; palyaço kıyafeti ile yetkinliği olmayan kuruluş gönüllülerinin ve temsilcilerinin alana girdiği ve etkinlikler gerçekleştirdiği, bu derneklerden bazılarının çocukların yüzünü boyayıp izin almadan fotoğraflarını çektikleri ve sosyal medya hesaplarından paylaştıkları öğrenilmiştir."
Çocuklara Yönelik sosyal etkinlikler bölümünde ise özetle şu bilgilere yer verildi:
"Hemen her çadır alanında çocuklar için çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Etkinlikler film gösterimi, masal, yoga, resim, sanat atölyeleri, oyun ve yüz boyama gibi içeriklerde yoğunlaşmaktadır. Çocuklara çadır alanlarında çok sayıda koordinasyonsuz ve sınırsız şekilde oyuncak dağıtıldığı, bazı bakım verenlerin çocukları için 5-6 oyuncak paketi taşıdığı görülmüştür. Yemek dağıtımında olduğu gibi oyuncak dağıtımındaki sınırsızlık ve koordinasyonsuzluğun çocukların psiko-sosyal gelişimleri bağlamındaki etkisini düşünmek gerekmektedir. Çocukların kriz anında her şeye sınırsız ve ücretsiz erişebildikleri fikrini edinmeleri, kriz sonrası rutine dönebilmelerini güçleştirebilir."
Bazı öneriler
Raporun "Kısa Dönemli Acil Önlemler" bölümünde yer alan bazı öneriler ise şöyle:
- Yaşamını kaybeden çocukların yakınlarının ve yaralanan, sakat kalan, kayıp yaşayan tüm çocukların yaşamla bağlarını güçlendirecek insan hakları temelli destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.
- Çocuklarla çocuk hakları temelli, koordineli ve etkili bir çalışmanın sağlanması için ilk elden İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından örgütlenmiş bir koordinasyon kurulması önemlidir.
- Psikososyal desteği verecek uzmanlar yetkin olmalı ve bu alanda çalışan yetkin kurumların alana ulaşabilmesi için izinler sağlanmalıdır.
- Çocuklarla çalışma yapacak gönüllülere travma sonrasında çocuklarla çalışma konusunda güçlendirici eğitimler verilmeli, çalışmaların süpervizyonu uzmanlar tarafından sağlanmalıdır. Bu konuda başlayan ve yarıda kesilen planlama yeniden, her bir çalışanın Covid - 19 salgınından korunması sağlanacak şekilde gerçekleştirilmelidir.
- Çocukların geçici barınma alanlarında herhangi bir şiddet, istismar, ihmal ve kötü muameleye maruz kalmaması için -her alana özel- bir çocuk koruma politikası geliştirilmeli, çocuklara ve bakım verenlerine ihlal durumlarında başvurabilecekleri mekanizmalara yönlendirme yapılmalıdır.
- Mültecilerin de bulunduğu geçici barınma alanlarında birarada, barış içerisinde ortak yaşama dair bir iklim oluşturulmalıdır.
- Oyuncak ve yemek dağıtımı izlenmeli ve gerekli görülürse sınırlandırılmalıdır. Çocuklara sağlanan abur cubur yiyecekler yerine sağlıklı gıdaların temini ve dağıtımı artırılmalıdır.
- Kronik rahatsızlığı olan, özel gereksinimi olan çocuklar ve yetişkinler belirlenip onlara salgın önlemleri ve hizmetler üretilmelidir.
- Ev içi şiddet süreçleri ve afetin getirdiği sosyo ekonomik yıkım neden ile oluşacak süreçlerin takip edilmesi ve kadın destek çalışmaları başlatılmalıdır.
- Çocuk ihmal ve istismarının engellenmesi için düzenli izlem ve çalışmaların yapılmalıdır.
- Eğitim süreçlerinde özellikle hak ve özgürlüklere erişimde daha fazla zorluk yaşayan gruplara yönelik programların online ya da güvenli ortamlarda başlatılması sağlanmalıdır.
Raporun tamamı için tıklayın.