Yaşam

Denizin keyfini amatörler çıkartır

Denizcilik, özellikle amatör denizcilik konusunda çok yanlış ama yaygın iki anlayış vardır.

28 Şubat 2010 02:00

T24 - İster yarışacak kadar iddialı olun ister emekliye ayrılıp ufak bir tekneyle balığa çıkın, ister milyon dolarlık bir motor yatla aşçılı garsonlu denize açılın veya mütevazı bir yelkenli ile dünya turuna çıkın. Hepiniz denizin üstündeki mutlu amatörlersiniz.

Teknede yaşamın zorlukları vardır ama müthiş güzellikleri katbekat fazladır.

Bir fırtına sonrası sakin bir koya ya da limana ulaştığınızda, tüm sıkıntılar unutulur gider. Amatör denizci olmak için iş hayatı ve sosyal hayattan fedakarlık da gerekir.


Milliyet gazetesinden Meriç Köyatası'nın haberine göre denizcilik, özellikle amatör denizcilik konusunda çok yanlış ama yaygın iki anlayış vardır. Bunlardan biri, “Amatör denizcilik üst düzey gelir grubunun işidir”, diğeri de “Amatörler acemi ya da beceriksizdir.”

Oysa gerçek şudur:

8 yaşındaki bir çocuğun yelken sporuna başlaması da amatör denizciliktir, yetişkinlerin kendi aralarındaki yarışçılık da... Emekli olup 60 yaşından sonra yelkenli tekneyle dünya turuna çıkmak ya da küçük bir balıkçı teknesi ile denizlerde dolaşıp avlanmak da amatör denizciliktir. Üst düzey gelir grubuna sahip bir kişinin büyük bir tekne satın alıp kaptan, aşçı gemici istihdam ederek teknede dolaşması sayıları az da olsa amatör denizcilik kavramına girer.

Dilimizde bazı kelimeleri hatalı kullanıyoruz

Dilimizde bazı kelimeler hatalı kullanılır. Gereğince iyi yapılmamış bir iş ya da olayla karşılaştığımızda o işi eleştirmek ya da aşağılamak için kullanılan kelime “amatörce” olur... Oysa bu kelimeyi kullananların tanımlamak istediği şey, beceriksizlik, bilgisizlik, tecrübesizlik gibi kavramların biri ya da hepsi birdendir.

Amatörlük bir işi hobi olarak yapmaktır. Karşıtı profesyonellik ise yapılan işten para kazanmaktır. Profesyoneller ille de yaptıkları her işi mükemmel yapar diye bir kural yoktur. Onlar da hata yapabilir. Bir işin mükemmel ya da kötü olmasının tanımlaması, profesyonelce ya da amatörce diyerek yapılamaz. İyi ya da kötü dersiniz, olur biter.

Amatör kelimesi, Latince “amare” fiilinden gelir. Latincede amatör, sevmek, seven, sevgili, aşık anlamındadır. Bir işi severek ve hobi olarak yapan ve bu işten para kazanmayan kişilere amatör denir.

Denize ve doğaya karşı saygı duymak gerekir

Amatör denizciler, sevgi ve merak ile denizciliğe ilk adımlarını attıklarında elbette birçok şeyi bilmezler. Esasında ister amatör, ister profesyonel olsun, denizciler 30 yıldan, 40 yıldan sonra da her gün yeni şeyler öğrenir, yeni tecrübeler edinir. Birçok bilimde olduğu gibi, denizde de öğrenmenin ve tecrübenin sonu yoktur.

İster amatör ister profesyonel olsun, denizcilikte sevginin yanı sıra, denize ve doğaya saygı gerekir. Denizin ve doğanın kurallarına saygı gösterirseniz, güvenlik kurallarına harfiyen uyarsanız, o zaman denizden korkmanıza gerek kalmaz. Ama denizin ve denizciliğin kurallarına saygıda kusur edildiğinde, deniz gerçekten çok korkunçtur.

Amatör denizci ya da tekne sahibi olmak için çok zengin olmak gerektiği düşüncesi de önyargılı bir düşüncedir. Elbette tekne masrafları, marina masrafları gibi bazı masraflar vardır. Ama ekonomik ve sosyal hayatından fedakarlıkta bulunup, kariyerini terk edip elindekini avucundaki tekneye yatırıp denizci olan insanlar vardır.

Amatör denizcilik bir dolce vita hayatı değildir çoğunlukla. Kimileri hep filmlerdeki gibi düşünür. Şöyle ki:

“Cote D’Azur sahillerinde bir motor yat... Gündüzleri bikini, akşamları da tuvaletle dolaşan makyajlı güzel kadınlar, beyaz eldivenle şampanya ve ıstakoz servis eden garsonlar vardır... Birazdan da Monaco Limanı’na yanaşıp tarihi gazinoda önce istiridye yiyip şarap içeceğiz, sonra da rulet masasına oturacağız!” Ama denizi böyle yaşayanlar da var.

Şaka bir yana çoğu kişi, amatör denizcilerin benzer bir hayat yaşadığını zannediyor. Oysa denizden çıktıktan sonra saçları bol tatlı su ve şampuan ile yıkamanın ne büyük bir lüks anlamına geldiğini; çoğu zaman bir kadeh rakıya konacak bir parça buzun ne büyük bir nimet olduğunu bilemezler...
Tekne tatilinden sonra, hemen hemen tüm kadınların, “Bir hafta otele gitsek de dinlensek” diye tatil özlemi çektiklerini anlatsak da inanmak istemeyenler çıkar... Fırtınalardan, teknedeki arızalardan, başınıza gelebilecek türlü türlü aksiliklerden bahsetmiyorum bile...

Elbette teknede yaşamın zorlukları vardır ama tadına doyulmaz müthiş güzellikleri de vardır. Bir fırtına sonrası sakin bir koya ya da limana ulaştığınızda, tüm sıkıntılar unutulur gider. Doğayı iliklerinize kadar hissedersiniz. Amatör denizciler, denizi yaşayan insanlardır.

Mavi Vatan’ımızın farkına varalım

Milliyet okurlarına denizlerden merhaba... 29 yıllık gazetecilik ve televizyonculuk hayatımın yanı sıra 23 yıldır da hobi olarak yelkencilik ve denizcilikle uğraşıyorum. Kendi kullandığım yelkenli tekne ile Türkiye kıyılarının önemli bir bölümünü, yakın Yunan adalarını dolaştım.  Bu tecrübeler ışığında çoğu kişinin çekindiği ama herkesin yapabileceği amatör denizciliği anlatmaya çalışacağım.
Önümüzdeki haftalarda, aşağıdakine benzer konu başlıklarını işleyeceğiz...
Tekne seçiminden gezi
rotası önerilerine...
Denizciliğe merak saran ama ilk ne yapacağını bilemeyenler için öneriler...
Tekne seçiminde yapılacaklar...
Denizcilikte ilk önce gelen güvenlik konusunda dikkat edilecek noktalar...
Bir tekneye misafir giderken ya da teknenizde misafir ağırlarken yapılacaklar...
Mevsimlere ve bölgelere göre gezi rotaları ve bu rotalarda önerdiğim lezzet noktaları...
Türk denizciliğinde isim yapmış kişilerin portreleri, görüşleri...
Amatör denizcilerin karşılaştıkları bürokratik sorunlar, bağlama sorunları ve marinalarımızın sunduğu hizmetler...
Yat malzemelerinde yeni ürünler...
Tekne mutfağında kısıtlı olanaklarla yapılacak pratik yemek tarifleri...
Türk tersaneciliği ve yaptıkları tekneler...
Denizlerin ve doğanın korunmasına yönelik denizci girişimleri...
Kısacası amatör denizcileri ilgilendiren her konuyu bu sayfada ele alacak, sorularınızı da uzman denizci arkadaşlarıma danışarak yanıtlamaya çalışacağım.
Adına Mavi Vatan dediğimiz denizlerimizin farkına varmak umuduyla...


Kaptanın mutfağından

Deniz kızı tabağı
 
Amatör denizci, denizciliğin yanı sıra, bir çok şeyi de öğrenmek zorundadır.  ( İlkyardım, meteoroloji, motor, elektrik gibi) İşte bunlardan biri de mutfak ve yemek pişirmedir. Denizde yemek pişirme olanakları, eve göre çok daha azdır. Artan yemeklerin dökülmemesi ve başka bir şekilde değerlendirilmesi esastır. Bu köşede de, gerek tekne mutfağındaki kısıtlı olanaklarla gerek deniz mahsulleri ile tekne ya da evde yapılan yemek tariflerini vereceğim.

Adına deniz kızı tabağı verdiğim bu yemek, artan pilav ve artan balık için harika bir çözüm. Biz tekne ve evde pilav da dahil olmak üzere sadece zeytinyağı kullanıyoruz.  Margarin ya da tereyağı ile pişmiş artan bir pilavı soğuk yemek damakta iyi lezzet bırakmıyor. Pilavı ısıtmak da ayrı bir dert. Oysa zeytinyağı ile pişirilmiş bir pilav, lezzetinden kaybetmeden soğuk da yenilebiliyor.
Temel malzeme artanlar
Deniz kızı tabağının temel malzemesi artan pilav ve artan balık. Ama tarif hoşunuza giderse, sırf bunun için de pilav pişirebilirsiniz.
Pişirilmiş, artan balıklar kılçıklarından ayıklanıyor. Lop et haline geliyor. Eğer artan balık yoksa ve yine deniz kızı tabağı yapmak isterseniz, ton balığı konservesi kullanabilirsiniz. Veya sırf bunun için fileto edilmiş bir balık pişirebilirsiniz.
Domates, biber, salatalık, maydanoz, soğan, marul ya da elinizin altındaki diğer salata malzemesinden bir salata hazırlayın. Salata ile pilavı karıştırın. Bu tabağın üzerine artan ve ayıklanmış balıklarını ekleyin. Arzu ederseniz, bu karışıma biraz haşlanmış karides, ince dilimler halinde kesilmiş somon füme ya da başka füme balıklar, hazır satılan sıkıştırılmış yengeç bacağı da koyabilirsiniz ve deniz kızı tabağını zenginleştirebilirsiniz. Az zeytinyağı, limon suyu, yarım çay kaşığı hardal, sirke, tuz karabiber ve kekik karışımından bir sos hazırlayın.
Doyurucu ve besleyici bir tabaktır.

Tersanecilikte ilk dörtteyiz



Avrupa’nın en iyisi olacak mı?

Marina Deniz Araçları’nın Tuzla’da inşa ettiği Carianda 62, ağır deplasman  sınıfı teknelerde Avrupa’nın en iyi motor yatı (trawler) ödülüne aday gösterildi.

Seri üretim değil ama, mega yat ve özel yapım tekne üretiminde Türkiye dünyanın ilk dördü arasında yer alıyor. Zaman zaman, mega yatları ve tersanelerimizi de tanıtmak istiyoruz.
Bu hafta tanıtacağımız Türk teknesi, bir mega yat değil ama 19 metrelik özel yapım bir motor yat. Marina Deniz Araçları Grup şirketinin tersanesinde üretilen Carianda 62 ağır deplasman motor yat (trawler) kategorisinde Avrupa’nın En İyi Motoryatı ödülüne aday gösterildi.

Carianda 62’nin beş finalistten biri olarak seçildiği yarışmanın sonucu 2010 Düsseldorf Fuarı’nda açıklanacak.  Kazanan tekne; güvenlik standartları, işçilik, performans, iç yerleşim, fiyat- performans oranı gibi ölçütler göz önüne alınarak belirlenecek. 19.43 metre boyunda ve 4.95 metre enindeki tekne, üç kamara ve iki banyoya sahip. Uzun seyirlere uygun yapısı, düşük yakıt tüketimi, denizciliği ve ferah mekanları öne çıkan özelliklerinden bazıları.  Carianda Yachts, Türkiye’de 40 yıldır sektörde hizmet veren Marina Deniz Group’un bünyesinde yer alıyor. Şirketin ortakları ve yöneticileri baba-oğul Işık ve Deniz Taylan, “Teknemiz bugüne kadar bu ödüle aday gösterilen ilk Türk teknesidir” diyerek haklı bir gurur duyuyorlar.

Mart ayı fırtına takvimi

01 Mart Fırtına
06 Mart 3. Cemre (toprak)
11 Mart Kocakarı soğukları
 (Bürdül’aczın başlaması)

12 Mart Husüm Fırtınası
15 Mart Fırtına
17 Mart Berdül’aczın sonu
24 Mart Koz Kavuran Fırtınası
26 Mart Çardak Fırtınası
29 Mart Fırtına (2 gün)

Not: Bu fırtına takvimi yüzyılların tecrübesiyle Deniz Kuvvetleri tarafından hazırlanmıştır.