Politika

Deniz Feneri davasında finale gelindi

Deniz Feneri e.V. yöneticilerinin dolandırıcılık suçlamasıyla yargılandığı davada karar bugün açıklanacak. Sanıklar suçlarını itiraf etti. Avukatları anla

17 Eylül 2008 03:00

Deniz Feneri e.V. yöneticilerinin dolandırıcılık suçlamasıyla yargılandığı davada finale gelindi. Karar bugün çıkacak. Dünkü duruşmada Savcı Lotz, tüm yapılanlardan Zekeriya Karaman'ı sorumlu tuttu. Sanıklar bir kez daha suçlarını itiraf etti

Almanya'daki Deniz Feneri e.V. davasının dünkü duruşmasında savcılık makamı, asıl sorumluların Türkiye'de olduğunu söyledi. Savcı, Zekeriya Karaman’ın hiyerarşide en üstte olduğunu, sanık Mehmet Gürhan’a Deniz Feneri e.V. ve bağlı şirketlerle ilgili talimatları onun verdiğini açıkladı.

Deniz Feneri e.V. yöneticilerinin dolandırıcılık suçlamasıyla yargılandığı davada finale gelindi. Bugün hâkim heyeti son sözü söyleyerek davayı sonuçlandıracak.
Mehmet Gürhan, Mehmet Taşkan ve Firdevsi Ermiş’in Deniz Feneri e.V.'ye bağışlanan milyonlarca euro'yu amaç dışı kullanarak, teşekkül halinde dolandırıcılık ve emniyeti suiistimal suçlarından yargılandığı dünkü duruşmada savcı Kerstin Lotz ile Sybille Grünwald esas hakkındaki mütalaalarını okudu.

Savcı Lotz konuşmasında asıl faillerin Türkiye'de olduğunu belirterek, tüm yapılanlardan Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'ı sorumlu tuttu. Savcı Lotz, “Mehmet Gürhan, Zekeriya Karaman, İsmail Karahan ve Zahid Akman’la birlikte şirketlere ortaktı. Bu işleri üç kişiyle yürütüyordu. Karaman, bu yapılanmanın en üstündedir. Alman Deniz Feneri’nin kurulma talimatını Mehmet Gürhan’a verdi.

Türkiye’ye gönderilen nakit paraların alıcısıydı. Mehmet Gürhan, 2002’den sonra bu üç kişiyle bağış paralarını ticari amaçlara kullanılması konusunda anlaştı." Savcı, Harun Kapıyoldaş'ın da sorumlu olduğunu iddia etti.

Kanal 7’nin sermayesi

Savcı Kerstin Lotz, Deniz Feneri e.V. kampanyasında Avrupa’da toplanan bağışlardan bir bölümünüyle Kanal 7’nin Avrupa yayınlarını sağlayan Euro 7’nin finanse edildiğini söyledi. Savcı, Euro 7’nin kuruluş sermayesinin 750 bin euro olduğunu, bunun 500 bin eurosunun Deniz Feneri e.V. için toplanan bağışlardan sağlandığına dikkat çekti.

Sanıkların 2002-2007 arasında Deniz Feneri e.V.’ye ait 42 milyon euro'dan en az 16 milyonunu nakit olarak kuryelerle Türkiye’ye gönderdikleri, bağış paralarıyla şirket kurulması, gayrimenkul alımı vb. ticari faaliyetlere girdikleri, paranın çok azını yardım için kullandıkları yargı sürecinde ortaya çıkmıştı. Sanıkların derneği en az 11 milyon 737 bin euro zarara uğrattığını kanıtladıklarını belirten savcılar, resmi ve fiili muhasebe kayıtlarına göre, ayrıca kasada 2.8 milyon açık bulunduğunu kaydettiler.

Ceza indirimi istendi

Söz alan avukatlar ise daha önce anlaşma yapılmasına karşın müvekkillerinin cezalarında indirime gidilmesini istediler. Gürhan’ın avukatı, müvekkilinin suçunu bildiğini ve kabul ettiğini ancak, yargı sürecinin ortaya çıkardığı gibi asıl karar vericilerin Türkiye’de olduğunu ve müvekkilinin tek başına bu işleri yapmaya gücü ve yetkisinin olmadığını iddia ederek, hapis cezasının 5 yıla indirilmesini istedi.

Sanık Taşkan’ın avukatı da müvekkilinin dolandırıcılık davasında karar verme yetkisinin olmadığının ortaya çıktığını ve en fazla yardım ve yataklıktan veya dernek servetini zarara uğratmaktan hüküm giyebileceğini savunarak 2 yıl tecilli hapis cezası verilmesini ve tutukluk halinin kaldırılmasını istedi.

Deniz Feneri e.V. ile Kanal 7 Int'in yayımcısı Euro 7’nin muhasebe müdürü Firdevsi Ermiş’in avukatı Dr. Hanno Durth ise ilk fırsatta pişmanlık duyarak, suçunu itiraf eden müvekkilinin diğer sanıklar gibi teşekkül halinde örgütlü dolandırıcılıktan değil, yardım ve yataklıktan yargılanması gerektiğini savunarak müvekkili hakkındaki hapis cezasının 16 ay ve tecilli verilmesini istedi.

Avukat Durth, müvekkili Ermiş’in Zekeriya Karaman ve İsmail Karahan’ın talimatıyla suçu üstlenmesi ve itirafta bulunmamasını öneren ilk avukatı İlknur Baysu'nun telkinlerine direndiğini ve onu azlettiğini anlattı.

Savunmasında “Hiyerarşik otoriter toplum ile çoğulcu açık toplum” analizi yapan avukat Durth, sorgu makamlarına yardımcı olan ve yasadışı muhasebe kayıtlarını polise teslim eden Ermiş’in, diğerleri gibi maddi durumunun iyi olmaması, Türkiye’den tehdit almasına rağmen, kendini riske atarak itirafta bulunduğunu vurguladı.

Müvekkilinin Türkiye’de bazı basın organlarınca 'hain, işbirlikçi, itirafçı' yakıştırmalarıyla hakarete uğradığını anımsatan Durth, "Gerçekten pişmanlık duyan tek sanık olan müvekkilim, benim gözümde bir kahramandır. Dava bitiminde salıverilmesinden sonra müvekkilimin başına bir şey gelirse, suçluların nerede aranacağı tahmin edilebilir" dedi.

Gürhan'a 6 yıl istedi

Savcı, yapılan "deal" (anlaşma) gereği Mehmet Gürhan'a 6 yıl, Mehmet Taşkan’a 3 yıl ve Firdevsi Ermiş’e de 2 yıl hapis cezası verilmesini talep etti. Ancak Taşkan ve Ermiş’in hapiste bulundukları süre, iyi halleri ve davaya itiraflarıyla katkıda bulundukları göz önüne alınarak, tutukluluk hallerinin kaldırılmasını istedi.

Mehmet Gürhan (solda) ve Firdevsi Ermiş(sağda) mahkemeye kelepçeli olarak getirildi. Ermiş’in Alman avukatı Dr.?Hanno Durth, ilk fırsatta pişmanlık duyarak suçunu itiraf eden müvekkilinin diğer sanıklar gibi teşekkül halinde örgütlü dolandırıcılıktan değil, yardım ve yataklıktan yargılanması gerektiğini söyledi.

Savcı, Türkiye'den soruşturma isteyecek

Savcı Kerstin Lotz duruşmadan sonra yaptığı açıklamada, davanın sona ermesini izleyen 4 - 6 hafta içinde diğer sanık ve şüpheliler konusunda Türkiye'den adli yardım talep edeceklerini söyledi. Alman makamlarının Zekeriya Karaman başta olmak üzere, İsmail Karahan, Mustafa Çelik, Harun Kapıyoldaş ve gözaltına alınmaktan tesadüfen kurtulan İzzet Kurum hakkında bilgi ve soruşturma istemesi bekleniyor. Türk makamlarının dosyaları istemesi halinde ise bunu değerlendireceklerini belirten Savcı Lotz, henüz bu yönde bir başvuru olmadığını kaydetti.
Son sözleri: Çok üzgünüz


Frankfurt Eyalet Mahkemesi’nde görülen Deniz Feneri e.V. davasının dünkü oturumunda sanıklara son sözleri soruldu. Bağış paralarını amaç dışı kullanmakla suçlanan Kanal 7 Avrupa Genel Müdürü Mehmet Gürhan, "Bağışçılara sormadığımız için özür dilerim" derken, dernek Başkanı Mehmet Taşkan da özür dilemekle yetindi. İtiraflarıyla olayın aydınlanmasında büyük katkısı olan muhasebeci Firdevsi Derviş de, "Hayatımı mahvettim. Geçmişimi silmek istiyorum" dedi. Hakim kararı bugün açıklayacak.

Skandalın baş aktörü Mehmet Gürhan, Türkçe olarak yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Yardım paralarını bağışçılara sormadan birtakım faaliyetlerde kullandığımız için üzgünüm. İyi niyetle yardım yapmayı amaçlıyorduk. Ancak hata yaptık.

İstemeden Deniz Feneri’ne yardım yapanların güvenini sarstım. Bunun için herkesten özür dilerim. Toplanan paralardan cebime bir cent girmedi. Bu konuda vicdanım rahat.” Yargılanması sürecinde, Başbakan Erdoğan ve Adalet Bakanı Şahin’in özel ilgisine mazhar olan dolandırıcılık zanlısı Mehmet Gürhan, Almanya’daki sorgusundan polise, “Türk hükümetinin kendisiyle ilgili girişimde bulunup bulunulmadığını” sormuştu.

Yüzyılın hırsızlık hareketi