Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "Bu seçim normal olmayacak. Ya eski düzen işleyecek, ya da 7 Haziran mesajı aynı şekilde ya da güçlendirilmiş bir şekilde tekrar ortaya çıkacak" dedi.
Salı Sanayici ve İşadamları Grubu, CHP eski genel başkanı ve Antalya Milletvekili adayı Deniz Baykal'ı ağırladı. Salı Grubu Başkanı Muharrem Koç başkanlığında Antalya Tenis İhtisas Kulübü'nde (ATİK) gerçekleştirilen kahvaltılı toplantıya katılan Deniz Baykal, gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
'Bu seçim normal olmayacak'
Deniz Baykal, 1 Kasım'daki seçimin bundan önceki alışılan seçimler gibi olmayacağının farkında olduklarını söyledi. Türkiye'nin sıra dışı bir tablo ortaya koyduğunu belirten Baykal, "Önemli gerilimlerin ve tartışmaların yaşandığı bir noktadayız. İnsanlar birbirine bırakın sevgi ve saygıyı, husumet içindeler. 'Şu andaki kopma bu düzeyde kalacak' diye biri bize garanti etse, ama kaygı duyulan o ki bu daha da artacak. Bu seçimin ana meselesi Türkiye'yi barıştırmak olmalıdır. Türkiye'yi gerilemeye, kutuplaşmaya sevk eden unsurları etkisizleştirmek, sağduyu ve mantığı yükselterek normalleşmeye katkı koymak olmalıdır" dedi.
'İki ihtimal var'
Türkiye'nin 1 Kasım'da yeni bir seçime gideceğini ve karşısında iki olasılık olduğunu anlatan Deniz Baykal, şöyle konuştu: "Ya eski düzen işleyecek, ya da 7 Haziran mesajı aynı şekilde ya da güçlendirilmiş bir şekilde tekrar ortaya çıkacak. Tekrar ortaya çıkarsa o zaman bir uzlaşmayı denemek, hükümeti de kurmak, meclisi de çalıştırmak kaçınılmaz olur. O noktadan sonra artık direncin sürdürülebilir bir yanı yoktur. Bu olmaz ve tek parti iktidarı tekrar gelsin dediğimiz zaman bunun bizi sürükleyeceği nokta 13 yıldan hiç de farklı olmayacaktır. Eğer seçmen bunu onayladığını tekrar söylerse ben gerilimin, çatışmanın, kutuplaşmanın, birbirimizden kopuşun daha da hızlandırılacağından kaygı duyuyorum. Onun için bir koalisyon zorunluluğunun milletin kararı ile bu seçimde ortaya çıkması halinde, koalisyonun akla gelebilecek ıvır zıvır sakıncalarından çok ötesinde çok daha önemli milli menfaatleri, Türkiye'nin birliği ve bütünlüğü bakımından zorunlu görüyorum."