03 Kasım 2009 02:00
Demokratik açılım ile Türkiye farklılıklarıyla barışmaya çalışırken en kötü örnekler yeşil sahada yaşanıyor.
Bursa'da ırkçı tezahüratlara maruz kalan Diyarbakırlılar, komşu il Gaziantep'te de hedefteydi Diyarbakırlılar, ırkçı yaklaşımlardan bıkmış durumda. Federasyon ise ayrımcı bir tezahürat olmadığını savundu. Ligden çekilmenin doğru olmadığını düşünen Diyarbakırlılar, 'Önlem alınması şart' diyor. Radikal gazetesinin haberine göre, 'demokratik açılım’la Türkiye’de farklılıkların zenginlik olduğu yönünde adımlar atılmaya çalışırken en zorlu sınav futbol sahalarında veriliyor. Diyarbakırspor gittiği pek çok deplasmanda ‘PKK dışarı’ sloganlarına muhatap oluyor. Olaylar çıkıyor. Bursaspor maçında yaşananlardan sonra önlem alınmasını isteyen Diyarbakırspor yöneticileri, komşu şehir Gaziantep’te de ırkçı sloganlar yükselince ligten çekilmeyi bile düşündüklerini açıkladı. Türkiye Futbol Federasyon (TFF) ise ayrımcı tezahüratı görmedi ve Diyarbakırlı yöneticileri uyardı.
Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer, önceki gün Gaziantepspor’la oynadıkları ve son dakika golüyle 2- 1 yenildikleri maç sonunda kendilerine yönelik yapılan ırkçı tezahüratlardan ve hakem hatalarından yıldıklarını ve hükmen yenilgiyi göze alarak önümüzdeki hafta Galatasaray maça çıkmayacaklarını ya da PAF takımıyla mücadele edebileceklerini söyledi.
Özgener aramadı
Sümer, olayların ardından Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’i aradığını ama başkanın telefonunun kapalı olduğu ve kendisine geri dönmediğini söylerken, Başkanvekili Lutfi Arıboğan’la yaptığı görüşmede, olayların incelenmesi sonucu karar verileceğinin kendisine bildirildiğini ifade etti. Sümer, daha önce Bursaspor’a sadece para cezasının verildiğini ve olayların örtbas edildiğini söyledi.
Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl ise “Biz Diyarbakırspor’la kardeşiz” açıklaması yaptı.
Maça çıkmama kararı genel olarak Diyarbakır’dan destek görmezken sahadaki ırkçılık artık Diyarbakırlıları bezdirmiş durumda.
Siyasi sloganların Diyarbakırspor Kulübüne yönelik olmadığını, Diyarbakır kimliğine yönelik olduğunu savunan Diyarbakır Barosu Başkanı Emin Aktar ise şöyle konuştu: “Siyasi söylemler Diyarbakır kimliğine yönelik bir tavırdır. Caydırıcı tedbir olmadığı için siyasi sloganlar maçlarda tekrar ediyor.”
Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Ali Can Ebedinoğlu, demokratik açılımın ardından muhalefet partilerinin takındığı tutumun maçlarda bu tür sıkıntıların yaşanmasına yol açtığını öne sürdü.
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Galip Ensarioğlu da yaşananların Diyarbakır ve ülkeye zarar verdiğini belirterek şöyle devam etti: “Her deplasmanda kentimize ait ön yargıyla yaklaşılması yanlıştır. Diyarbakırlının hak etmediği tezahüratlarla karşılaşılması hepimizi, kentimizi üzüyor. Bu anlamda Türkiye’deki spor camiasını daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. İşin özüne uygun davransınlar. Diyarbakır halkı herkes kadar bu vatanın sahibidir. Bu tür çirkin tezahüratları yapmak bölücülüktür.”
Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yaşayanların kurdukları Diyarbakır lılara ait yardımlaşma dernekleri de yaşananlara tepki gösteriyor.
Diyarbakırlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı hukuk doktoru avukat Vahit Kaya İngiltere’te ve Avustralya’da uluslararası hukuk üzerine doktora yapmış. Yaşananları İngiltere’deki benzer olaylarla karşılaştırarak şöyle konuşuyor: “Bir İskoç takımı ile İngiliz takımının maçında yaşanan ırkçılık, sadece bireysel düzeyde kalıyordu. Ancak Türkiye’de yaşanan ise toplumsal olarak bir ırkçılık. Diyarbakırspor’da iki futbolcunun dışında kimse Kürt değil. 1983-1985 yıllarında akrabalarım kulüpte yönetim kurulu başkanlığını yaptı.
‘Eskiden böyle değildi’
O yıllarda bu gibi sorunlar yaşanmıyordu. İki sezon önce Eskişehirspor’la Süper Lig’e yükselme play - off yarı final maçı oynandı. Orada maçı izleyen çok sayıda doğulu seyirci vardı. Eskişehirli taraftarın hep bir ağızdan ırkçı tezahüratları hepimizin moralini bozdu. Sonuçta Diyarbakırspor elendi.”
İzmir Diyarbakır Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Saran ise sokakta bir ayrımcılık olmadığını belirterek “Her Türk vatandaşı gibi memleketimizde yaşıyoruz. İzmir’de 84’te geldim. Doğuluların yaşadığı iddia edilen sorunların yüzde 70’i suni” diyor.
Doğu ve Güneydoğu Dernekler Platformu Başkanı Abdulhakim Daş ise platformlarına 100’e yakın derneğin üye olduğunu belirterek şöyle konuşuyor: “Herkes meselenin farkında. Batmanlıyım ve 16 yıldır İstanbul’da yaşıyorum. Ticaretle uğraşıyorum. 2002-2003’lere kadar sıkıntılar çok daha fazla kendini belli ediyordu. İlişkilerde de sorunlar vardı. Bu süreçte birçok kişi Kürt olduğunu dahi gizliyordu. Artık eskisi gibi bir sorunlar yaşamıyoruz. Ancak son dönemlerde milliyetçilik akımının radikalleştiğini gözlemliyoruz. Ve bu radikalleşmeden rahatsız oluyoruz.
Kardeşiz deniliyor ancak empati kurulmadan yapılan bir kardeşlik. Meselenin aslına inildiğinde, bir Kürt sorunu olduğu dile getirildiğinde tartışmalar çıkıyor.”
Diyarbakırlılar Kültür ve Dayanışma Derneği Antalya Şubesi Başkanı Muzaffer Balin ise Kürt vatandaşların kimliklerinden dolayı gerçek bir sıkıntı yaşamadığını savunduktan sonra tanık olduğu bir istisnayı şöyle anlatıyor:
21 plakalı araç
“06 plakalı bir araçla, 21 plakalı bir araç sahibi ile farklı muhatap olunuyor. Serik’de 21 plakalı bir araç kazaya karıştı. Sırf plakasından dolayı araç sahiplerine öldüresiye darp edildiğine şahit oldum. Yine de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum.”
Diyarbakır Turizm ve Tanıtma Derneği Başkanı Nedim Çizmeci: “Hiç kimseyle problem yaşamıyoruz. Ama bazı kendini bilmezler, bize denk gelmedi ama belki de sıkıştırdıkları yerde sırf Diyarbakırlı olduğumuz için bizi dövebilirler. Bazı kendini bilmezler 21 plakalı bir araçla İstanbul’da dolaşsanız, huzuru bozmak için müdahale edebilir.”
TFF Diyarbakır’ı uyardı!
TFF ise maçta ayrımcılık içeren slogan atılmadığını savundu. TFF’nin açıklamasında, maçla ilgili tüm görüntülerin incelendiği belirtilerek, şöyle denildi:
“Söz konusu incelemenin sonucunda, özellikle maç sırasında, iddia edildiği gibi, Diyarbakırspor Kulübü aleyhine ayrımcılık içeren bir tezahürat ya da slogana rastlanmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte, karşılaşmadan 8 dakika önce ve sona ermesinden 5 dakika sonra, çok az sayıdaki Gaziantepspor seyircisinin, çok kısa süreli olarak ‘Kahrolsun PKK’ sloganı attığı saptanmıştır. Köklü geçmişi ile Türk futbolunun önemli kurumlarından biri olan Diyarbakırspor’un idarecilerinin de bundan sonraki açıklamalarında serinkanlı bir tutum sergileyeceklerine inanıyoruz.”
Açıklamada bitiş düdüğünün ardından, sahaya girerek maçın hakemine fiili saldırıda bulunmak isteyenler arasında Diyarbakırspor Kulübü yöneticilerinin bulunduğu da belirtildi.
Diyarbakırlılar maça çıkmama kararına destek vermedi
Gaziantep maçındaki ‘PKK dışarı’ sloganları ve hakem hataları nedeniyle Galatasaray maçına çıkmama kararı aldıklarını açıklayan Diyarbakırspor yönetimine destek çıkmadı. Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer’in ‘Asıl karar onların’ dediği Diyarbakır’daki sivil toplum örgütleri maça çıkmama kararına destek vermediklerini şu sözlerle açıkladı:
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Faruk Balıkçı: “Diyarbakırspor Kulüp Başkanı Sümer’in açıklaması duygusal bir tepkidir. Tam aksine Galatasaray maçına çıkıp sporun barış ve kardeşliğe katkı sunduğunun ispatlamak gerek.”
Baro Başkanı Emin Aktar: “Etkili önlem almak lazım. Bu tür durumlarda ev sahibi takım hükmen yenik sayılmalı. Böyle olursa kesinlikle bu tür sıkıntılar yaşanmaz. Ancak sağlıklı ve sağduyulu hareket etmek lazım. Kulüp başkanı ile görüşeceğim. Aldıkları karar sağlıklı bir karar değildir.”
Diyarbakır Sanayici ve İş Adamları Derneği (DİSİAD) Başkanı Raif Türk: “Daha sakin ve serin kanlı olmalarını istiyoruz. Bunu bir bütün olarak düşünmeliler. Demokratik açılıma zarar vermemelidir. Diyarbakırspor da dahil her tür etkinliğin demokratik açılıma zarar verip vermeyeceği düşünülmelidir. Bu tür eylemlere karşı başka şekilde tepki vermek lazım. Kaçmak çare değildir.”
Dozu iyi ayarlamak gerek
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Galip Ensarioğlu: “Maça çıkmama ya da ligden çekilmemiz mümkün değildir. Kulüp yöneticileri bu anlamdaki tepkileri de göstermekte haklılar. Ama bunun dozunu iyi ayarlamak lazım. Bütün Diyarbakırlılara sesleniyorum; biz onların yaptığını yapmayalım.”
Söz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Büyüktimur: “Öfkenin ardından yapılan bir açıklama olarak değerlendiriyorum. Bu karar yanlıştır. Tepki farklı şekilde yapılabilir. Kaş yaparken göz çıkarmayalım. Maça çıkmamak Diyarbakırspor’a ve kente katkı sunmaz.”
Olay Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Naci Sapan:“Bu ilk değil buna benzer şeyler sürekli oluyor. Keşke hakemin maçta yaptığı hatalarını konuşsaydık. Maça çıkmama olamaz. Yönetimin kızgınlıkla açıklama yapmaması gerekiyor. Maça çıkmama sadece Diyarbakırspor yönetiminin kararı olamaz. Bu tüm kentin bileşenlerinin vereceği bir karardır. Ancak yetkilileri de gerekli önlemleri almaya davet ediyoruz. Diyarbakırspor ve taraftarı hak etmediği söylemlere maruz kalıyor. Cezaların verilmesi lazım.”
Diyarbakırspor’un taraftar liderlerinden Burhan Gül, kararının zamansız olduğunu belirterek, “Bu kararı Bursa maçından sonra vermeleri gerekirdi. Ancak, çok ağır bir karar” dedi.
Taraftarlar Dernekleri Birlik Başkanı Ramazan Tugay ve Başkan Yardımcısı Ramazan Çeri ile tribün lideri Fırat Güneş ise alınan kararı desteklediklerini belirtti.
Doğan: Oynamalıyız
Diyarbakırspor Teknik Direktörü Ziya Doğan, yönetimin Galatasaray maçına çıkmama kararı ile ilgili olarak, “Çıkıp Galatasaray maçını oynamalıyız. Başkan Sümer’e bu karardan vazgeçmeleri için telkinde bulunuyorum” dedi. (Radikal, aa)
Spor basını ne diyor?
Attila Gökçe (Milliyet Spor Yazarı): “Bizim kültürümüzde böyle ayrımcılık yok. Teröre karşı olsun, başka nedenler olsun insanlar birbirleriyle farklı kutuplara itilir karşı bir hale getirildi. O nedenle bazı keskin tavırlar ortaya çıkıyor. Bundan tabii ki hoşnut değilim. Koşulların etkisiyle, yönetim yanlışlarıyla, parasal sorunlar nedeniyle Diyarbakırspor yönetimi öfkeli mesajlar veriyor. Karşılık ve öfke var. Oysa bize sukünet lazım. Akil düşünmek lazım. Diyarbakırspor’a PKK üzerinden saldırmak kolaycılık oluyor ve kardeşi kardeşe düşüren ucuz milliyetçiliğe dönüşüyor. Tezahüratların maç içinde, dışında olması önemli değil. Bu tezahüratların olmaması gerekiyor. PKK yaftası yapıştırarak onları dışlamak ne kadar akıl kârı bir davranış olur, onu da anlamış değilim. Vicdani sorumlulukla ve olimpik ruhla davranıp böyle şeylere karşı çıkmalıyız. Kulüp yönetimi de, bu durumlarda blöf mü yapıyor rest mi çekiyor anlamıyoruz. Ama eğer denildiği gibi vali kulübe sırtını dönmüşse, devlet sırtını dönmüş demektir. Eğer öyle olursa da bu çok kötü bir şey. Diyarbakır-Barcelona benzetmesi yapanları da bir daha düşünmeye davet ediyorum. Aynı şey değiller.
Sorun sadece futbolda değil
Bağış Erten (Radikal Spor Yazarı): “Bir şeye ‘yoktur’ dediğinizde o yok olmaz. Türk futbolunda biz inkâr ettikçe yükselen ve yayılan bir şey ırkçılık ve ayrımcılık. Diyarbakırspor kendisine ayrımcılık yapıldığını hissediyorsa siz onları ‘Yok öyle bir şey’ diye teselli edemezsiniz. Bursaspor maçıyla başlayan süreç gösteriyor ki bu sene Türk futbolunun en önemli sorunlarından biri bu. Tabii ki hakem hatalarını, oyun içinde kalması gereken bazı sorunları ‘Diyarbakırspor’a karşı oynanan oyunlar’ olarak değerlendirmek de tehlikeli. Bu yüzden başta Ziya Doğan olmak üzere bütün Diyarbakırlıların sakin olması ve olayları iyi süzmesi şart. Ama bu Türkiye’de her gün sokaklara daha fazla sinen dışlayıcı nefretin bahanesi olamaz. Kaldı ki bu sorun sadece futbolun sorunu da değildir. Çözümü için toplumsal bir inisiyatif gerek. Haftaya oynanacak olan Diyarbakırspor-Galatasaray maçı bu açıdan hem bir şanstır, hem de büyük bir risk.
Diyarbakır o kadar uzak değil
İbrahim Altınsay (Radikal Spor Yazarı): Kürt sorununda askeri çözümün iflas edip siyasi çözümün öne çıktığı, herkes için onurlu bir barış olasılığının belirdiği şu ortamda birileri savaşı bütün ülkeye yaymaya çalışıyor... Geleceğinden kuşkulu boşta gezer gençler üzerinden Kürt düşmanlığı üretiliyor. En kolayı futbol maçlarında yapılıyor bu. Bursaspor Diyarbakırspor maçında örgütlü bir örneğini izledik bunun. Düpedüz ırkçılık yapıldı, linç ortamı yaratıldı. Hükümet, spordan sorumlu bakanlık, yönetmeliklerinde ‘etnik ayrımcılık’ açıkça suç olarak belirtilmesine karşın TFF ve savaş kışkırtıcılığından beslenen merkezi medya kulağının üzerine yattı. Bursa’da olanlar, Ermenistan milli maçı buraya verilerek ödüllendirildi hatta. Yıllardır özellikle milli maçlar üzerinden militarizmi körükleyenlerden başkası da beklenemezdi. Oysa futbol birlikte yaşama ve yarışma kültürü... Farklı olanla birlikte yaşama ve yarışma duyarlılığını kaybettiğimizde her şey biter.
Diyarbakırspor Başkanı’nın ligden çekilme tehdidine gelince... “Kürt bölgesinin takımı olduğumuz için bunları yapıyorlar bize, bu oyunun parçası olmayacağız” dese anlarım, tartışırım. Oysa o hakem kararlarını, maç sonuçlarını işin içine karıştırıyor. Adamları sahanın içine giriyor, kabadayılık yapıyor. Sanki galip gelseler hiç sorunları olmayacak.
Hakemlerin yeterli olup olmadığı, maçların adilane yönetilip yönetilmediği başka sorun... Futbol üzerinden körüklenen ırkçılık başka... Diyarbakırspor Başkanı’nın ağlak fırsatçılığı, ırkçı kafaların ortalığı bulandırmasına yarar sadece. İkide bir ligden çekilme tehdidinde bulunursa, ayrımcılığa karşı duyarlılığın yayılmasını da engeller.
Vekiller de karşı
Diyarbakırspor Kulüp yönetiminin aldığı “Galatasaray maçına çıkmama” kararı, Diyarbakır’ın hem AKP’li hem de DTP’li milletvekilleri tarafından ‘yanlış’ bulundu.
Siyasilerin açıklamaları şöyle:
Kutbettin Arzu (AKP): Kararı doğru bulmuyorum. Bu karardan vazgeçmelerini isteyeceğiz.
Ali İhsan Merdanoğlu (AKP): Kararı uygun bulmuyorum. Eğer sıkıntıları hakem kararları ise böyle ligten çekilmek, maçtan çekilmek yanlış. Maçlarda Diyarbakırspor’a gösterilen tepkileri de kınıyorum. Diyarbakırspor Türkiye’nin takımı, hepimizin takımı.
Osman Aslan (AKP): Diyarbakırspor Diyarbakır’ın sembolüdür, onurudur. Tanıtım amacıyla bugün her yerde Diyarbakır’ı tanıtan bir birim konumundadır. Diyarbakırspor’u ligten veya şu maçtan çekiyorum demek bana göre hoş birşey değildir.
Selahattin Demirtaş (DTP Grup Başkanvekili): Yönetim ve taraftarın isyan noktasına gelmesi haklıdır. Diyarbakır’da yaşayanların çoğunluğunun Kürt olmasından dolayı ayrımcı bir uygulamaya tabii tutuluyor. Rakip takımlar taraftarlarını serbest bıraktığı için her yerde saldırıya uğruyor. Fakat buna rağmen maçlara çıkmama kararını ben doğru görmüyorum. Kalmalı, mücadele etmeli. Böyle bir geri çekilme durumu olsa DTP’nin Meclis’ten çekilmesi gerekirdi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: Diyarbakırspor ligden çekilmemeli. Diyarbakırspor’un yöneticileri ve taraftarları, takımın renklerine sahip çıkmalı. Herkese görev, sorumluluk düşüyor. Futbolun kurallarına uymak gerekir. Futbol Fedarasyonu bir an önce tedbir almalıdır.
© Tüm hakları saklıdır.