HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhuriyet'in yöneticileri ve yazarlarına yönelik sabah saatlerinde başlatılan operasyonla ilgili olarak "Arkadaşlarımız kaçırılmış ve rehin alınmıştır. Biz buna karşı etkili bir mücadele yürüteceğiz. Bu, temel bir hedefe, diktatörleşme hedefine doğru adım adım giderken yapılan operasyonlardan biridir. Bu sabah Cumhuriyet gazetesine yapılan operasyon da böyledir" dedi. Gazeteyle dayanışma içerisinde olacaklarını vurgulayan Demirtaş, "Tek bir muhalefet odağı kalmaması için AKP merkezi tarafından koordine edilen baskıların yeni bir aşamasıyla karşı karşıyayız" ifadesini kullandı.
Demirtaş, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıldığını hatırlatarak "Amaç milletvekillerini cezaevine almak. Hedef olası bir seçimde HDP’yi çalışamaz hale getirip baraj altı bırakarak 400 milletvekiline ulaşmak. Bugün diktatörlüğün önündeki tek engel HDP’dir. HDP ortadan kalktığı anda herkesin üzerine, on yıllarca sürecek bir kabus çökecek" diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş başkanlığındaki HDP heyeti, Genel Başkan Sergei Stanishev başkanlığındaki Avrupa Sosyalistleri Partisi (PES) heyeti ile HDP Genel Merkezinde Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Görüşmenin ardından Sayın Demirtaş ve PES Genel Başkanı Sayın Sergei Stanishev ortak basın toplantısı düzenledi.
Demirtaş'ın açıklamaları şöyle:
"Kışanak, Anlı ve Akat rehin alındı"
Diyarbakır Büyükşehir Belediye eş başkanlarımız Gültan Kışanak ve Fırat Anlı ile KJA Dönem Sözcüsü Ayla Akat Ata’nın tutuklanması diye bir şey yok. Buna tutuklama dersek sanki yargısal bir mekanizma işliyor gibi kabul ederiz. Ortada yargı falan yok. Bu bir kaçırılmadır, rehin almadır. Tutuklama yok. Arkadaşlarımız AKP iktidarı tarafında kaçırılmış ve Diyarbakır’da cezaevi denilen bir yerde rehin tutulmaktadırlar. Bu bir yargı süreci değildir. Adı da tutuklama değildir. Adı kaçırılmadır, rehin alınmadır. Arkadaşlarımız kaçırılmış ve rehin alınmıştır. Biz buna karşı etkili bir mücadele yürüteceğiz
Cumhuriyet'e operasyon
Bu, temel bir hedefe, diktatörleşme hedefine doğru adım adım giderken yapılan operasyonlardan biridir. Bu sabah Cumhuriyet gazetesine yapılan operasyon da böyledir. Cumhuriyet gazetesiyle dayanışma içinde olacağız. Tek bir muhalefet odağı kalmaması için AKP merkezi tarafından koordine edilen baskıların yeni bir aşamasıyla karşı karşıyayız.
"AKP'nin darbecilerden farkı yok"
Karşımızda devleti ele geçirmiş zorba bir anlayış var. 15 Temmuz’da darbeciler nasıl kanunu ayaklar altına aldıysa, aynı anlayışla hareket ediyorlar. AKP’nin darbecilerden hiçbir farkı yok. Halkımız, toplum bütün bu korkutmalara karşı cesur olmalıdır. Baskı dönemleri zaten çılgınlık dönemleridir. Dünyada benzerleri defalarca yaşandı, halen birçok ülkede de yaşanıyor. Bu tür diktatör heveslisi rejimler, karşılarında korkmuş ve sinmiş bir toplum yaratmadan başaramazlar. Bütün bu olanlara karşı herkesi bir arada durmaya, birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Biz AKP’nin siyasi hedeflerini gerçekleştirmesine engel olacağız.
"Türkiye Erdoğan'dan büyüktür"
Beyefendi der ya, “Dünya 5’ten büyüktür.” Doğru. Ama Türkiye’de de Erdoğan’dan büyüktür. Bunu unutmasın. AKP’nin zorba anlayışı tuzla buz olacak. Çünkü karşılarında boyun eğen, diz çöken bir muhalefet yok. Erdoğan’ın yapabileceği, copa dayanarak iktidarını bir süre daha sürdürmesidir. Gelecek bizim olacak. Aydınlığa, özgürlüğe, adalete, barışa, kardeşliğe inanan bizlerin olacaktır. Bu baskıları da el ele vererek atlatacağımıza inanıyorum.
"6 milyon insanı tutuklasalar da HDP'yi bitiremezler"
Dokunulmazlıklarımız kaldırıldı. Amaç milletvekillerini cezaevine almak. Hedef olası bir seçimde HDP’yi çalışamaz hale getirip baraj altı bırakarak 400 milletvekiline ulaşmak. Türkiye toplumunun bunu iyi görmesi lazım. Çok açık ve nettir. Bugün diktatörlüğün önündeki tek engel HDP’dir. HDP ortadan kalktığı anda herkesin üzerine, on yıllarca sürecek bir kabus çökecek. Bugün başaramıyorlar, çünkü biz varız. Önümüzdeki seçimde HDP %15, %20 oy alırsa bunların hayalleri kabusa dönüşür. Milletvekillerimize yönelik tutuklama hazırlığı yaptıkları bir gerçektir. Ancak herkes bilmelidir, dışarıda HDP’ye oy vermiş 6 milyon insan var. Hepsini bile tutuklasalar HDP’yi bitiremezler. Bundan emin olsunlar. Cezaevinde de dışarıda da olsak AKP’ye karşı muazzam başarı elde edecek bir güce sahibiz.
"Başkanlık şantajı yapıyorlar"
Zaten dikkat ederseniz başkanlık tartışmasında “Ülke bölünür “ diyerek bilinçaltı bir mesajla herkesi HDP’ye karşı başkanlık etrafında toplamayı amaçlıyorlar. Ülke kim tarafından nasıl bölünecekmiş? Başkanlık olursa ülke bölünmekten nasıl kurtulacakmış? Bunu anlatmıyorlar. Tehditle, şantajla, başkanlık adı altında tek adam rejimini getirme çalışacakları açıktır. Biz sözümüzü söyledik. Bu ülkede demokratik bir şekilde olacak bir sistem düşünmüyorlar. Başkanlık dedikleri tam da işte şu yaşadıklarımızdır. Başkanlık dedikleri tek adam sistemini anayasal güvenceye kavuşturduktan sonra “Bu ülkede bizim gibi düşünmeyenler artık yaşayamaz” diyecekler. Biz bunu durdurabilecek güce sahibiz. Daha önce başardık, yine başaracağız.
Olası bir seçimde HDP'nin durumu
Olası bir genel seçime bağımsız adaylarla değil, parti olarak gireceğiz. Bunun tartışması bile olamaz. Anketlerde HDP’nin en düşük oyu %11,5 çıkmaktadır. Zaten bunu gördükleri için erken seçim kararı alamıyorlar. Diğer partiler %30 oy alsalar da AKP’yi durduramazlar. Biz %13’le AKP’yi nasıl durduğunu herkes gördü. HDP dışında hiçbir kurtuluş yok.
"Saray'daki zat seçimleri gereksiz görüyor"
Göreceksiniz birçok alanda seçimler kaldırılacak. Saray’daki zat seçimleri gereksiz görüyor. Sadede kendisine oy verenleri yurttaş olarak görüyor. Seçim onun için ayak bağı. Genel seçimlere, seçim yöntemine de müdahale edecektir. AKP’nin yararına bir model dayatacaktır. Onun için seçim bir defa kazanılmıştır, Cumhurbaşkanlığı seçimi. Bununla ömrü boyunca Türkiye’yi yönetme hakkını kazanmıştır. En iyiyi de o bilir. Böyle bakıyor. Bu kafayla Türkiye ilerlemez. Her gün de daha kötüye gider. AKP ve Erdoğan’ın kişisel ajandaları ve hırsları Türkiye’nin önümüzdeki yüz yılının kaybedilmesine neden olabilir.
Rektörlük seçimleri
Akademi dünyasını ele geçime, medyayı, bürokrasiyi ele geçirme hep aynı bütünün aşama aşama parçalarıdır. Rektörlük seçiminde Cumhurbaşkanı onayı olmamalı. Öğrenciler de oy kullanmalılar. Kendileri de iktidara geldiklerinde YÖK’ü kaldırıp üniversiteleri özgürleştireceklerdi, şimdi neredeyse üniversiteleri kaldıracaklar. Bir süre sonra “Üniversiteler gereksizdir” diyerek üniversiteleri kapatmak bile isteyebilir. Tek bir üniversite kalsa yeter, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi. Bunu abartmak için söylemiyorum, çünkü kafa budur. Buna inanıyor.