Gündem

Demirtaş: Başbakan olarak müteahhit gibi bakıp "Sur’da benim evim olsun" diyemezsin

"Davuoğlu’nun iradesi sıfıra inmiş"

03 Nisan 2016 01:07

HDP Eş Genel Başkanı Selahatttin Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır ziyaretinde “Sur’da bir evimin olmasını istiyorum” sözleriyle ilgili,  “Başbakan olarak müteahhit gibi bakamazsın. Sur’da benim evim olsun, diyemezsin. Burada ne kadar rant çıkar, kaç kişiye dağıtırız, diyemezsiniz” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi, Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş başkanlığında genel merkez binasında toplandı.

Demirtaş, toplantının basına açık kısmında yaptığı konuşmada Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır ziyaretinde “Sur’da bir evimin olmasını istiyorum” sözleriyle ilgili,  “Başbakan olarak müteahhit gibi bakamazsın. Sur’da benim evim olsun, diyemezsin” dedi.

 

Demirtaş’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

 

"Yaşam hakkı kutsal bir haktır"

 

Bir yerde insan hakları ile ilgili bir çalışma yapmak istiyorsanız öncelikle o devlette, o ülkede ifade özgürlüğünü incelemeniz yeterlidir. O ülke insan haklarını içselleştiriyor mu? İnsan haklarını pratikte saygılı mı? Görmek istiyorsanız tek tek başlıklara bakmamıza gerek yok. İfade ve düşünce özgürlüğüne bakmanız gerekiyor.

Neden bu kadar değerlidir… Yaşam hakkı kutsal bir haktır. Ama ifade özgürlüğü olmazsa geri kalan bütün insan hakları ihlali mümkündür. Türkiye de yaşandığı gibi hak ihlalleri üstü örtülen bir hale gelebilir.

 

"Savunma olmadığı zaman yargıdan bahsedilemez"

 

Bazı üniversite rektörleri ‘polise 24 saat üniversiteye girebilirsin’ izni vermiş. Dersten öğrencileri gözaltına alabilirsin izni verilmiş. Bu öğrenciler ne yapmış barış istedikleri için bunlar yapılıyor. Aynı şekilde muhalif gazeteciler baskı altına alınıyor.

Çağlayan Adliyesi’nde bir avukat darp edildi. Kaburgası kırıldı. Adliye avukatın işyeridir. Hakim. savcı ve avukatlar yargının üç ayağını oluşturuyor. Savunma ayağı olmadığı zaman yargıdan bahsedilemez. Bu darpta yargının diğer ayağı savcının verdiği izinle oldu.

 

"Karanlık diktatörler için en güvenli alandır"

 

Almanya’da bir klip yayınlandı. Buradan müdahale edildi. Almanya’da yayınlanan bu klibin yasaklanmasını istediler. Çılgınlaşmanın sınırı aklını yitirmenin sınırı yoktur. ABD’de böğüren çağıran korumalar bütün bunlar diktatörlüğün fotoğrafıdır. Diktatörlükler düşüncelerden korkarlar. Işıktan korkarlar. Karanlık diktatörler için en güvenli alandır.

 

"Direnen bir biz kalmışız"

 

Saray yaptıklarımızdan rahatsız oluyorsa demek ki doğru yoldayız. Ölçüsü şirazesi kaymış bir şahsiyetten bahsediyoruz. Klinik bir vakadan bahsediyoruz. Ülkede kendisine muhalefet eden herkesi düşman gören durumdan bahsediyoruz.

Direnen bir biz kalmışız. Saray’ı çılgınlaştıran da bu direnişimizdir. AKP’liler bile kamuoyuna açık konuşamıyorlar. Tek adam yönetimi hevesiyle buraya kadar bu çılgınlık gelmişse bundan sonra ülkenin nereye gideceğini tahmin edemeyiz” dedi.

Şimdi fısıltıyla konuşuyorlar. Çoğununuz bakan ve cumhurbaşkanı dahi oldunuz. Bu canavarı siz bu güne getirdiniz. Bu gün barıştan bahsedemiyorsak AKP’nin içinde bu durumun farkında olup da konuşmayanlar suçlu olacaktır. Tek kişilik bir devlet yarattınız. AKP içindekiler bu günahlara daha fazla sessiz kalmaması gerekiyor.

 

"Başbakan olarak müteahhit gibi bakamazsın"

 

Davutoğlu TOKİ’nin taşeronu gibi davranıyor. Zannedersiniz TOKİ müteahhit ve ihale almaya gitmiş. Sürekli yıkmaktan bahsediyor, inşaat faaliyetinden bahsediyor. Müteahhit kötü bir şey değildir. Ama Başbakan olarak müteahhit gibi bakamazsın. Sur’da benim evim olsun, diyemezsin. Burada ne kadar rant çıkar, kaç kişiye dağıtırız, diyemezsiniz.

 

"Müsaade etmeyeceğiz"

 

Hükümet kimliksiz kentler yaratmak istiyor. Arap Suriyeli mültecileri vatandaş haline getirip buralara yerleştirme plan hazırlıyorlar. Daha önce baba Esat bu uygulamayı Kürtlerin yaşadığı bölgede yapmıştı. Sınır hattı boyunca Cizre, Silopi, Nusaybin, Ceylanpınar, Viranşehir ve o hattın tamamına Arap Suriyelileri vatandaş haline getirilerek yerleştirilmeye çalışılıyor.

Bugün aynısını AKP hükümeti planlıyor. Orada o kasabaların yanına yeni kasabaları yapacaklarını söylüyorlar. Ancak masada alınan kararlar sahada kolay uygulanmaz. Ve uygulanmasına da müsaade etmeyeceğiz.

 

Karaman’daki cinsel istismar

 

Bundan daha bariz suç ve ahlaksızlık olabilir mi? Bütün Türkiye’de böyle olaylar yaşanıyor. Kıyamet nerede koptu. Kıyamet Ensar Vakfı’na dokundurtmayız da kopuyor. Çocuklara tecavüzde kopmuyor. Yüzlerce vakıf bir araya geliyor. Çocuk tecavüzünü koruyorlar.

Bu vakıflar ‘hepimiz Ensar’ız’ diyebiliyorlar. Doğru hepiniz Ensar’sınız hepiniz bu tecavüz kültürünü içselleştirmişsiniz. Bu aileler neden bu kadar sessizler, tehdit mi ediliyorlar?.

 

CHP

 

AKP’yi bu kadar pervasızlaştıran durum da budur. Yeterki Kürtler hak kazanması diye CHP devletçi bir bakış açısıyla AKP’nin yanında yer almıştır. Bu parti sosyal demokrat kimliklidir.

Defalarca çağrı yaptım Kemal Bey’den ses çıkmıyor. 200 kişi yakıldı, siz Cizre ile ilgili bir eleştiri cümlesi kurmamış, Cizre ile ilgili tek bir cümle kurmuş değilsiniz. Tam tersi ‘Terörle mücadelede hükümete açık çek veriyorum’ dedi. Verdiğiniz açık çek ile bakın ne yaptılar, görmeniz gerekiyor.

 

"HDP’nin olmadığı Türkiye bitmiştir"

 

HDP’nin olmadığı bir Türkiye bitmiş bir Türkiye’dir. Kuyruğa dönmüş bir MHP sarayın etrafından dolanıp oradan beslenmeye çalışıyor. Ana muhalefet içler acısıdır. Geriye HDP ve dostları kaldı. Bütün bu zihniyetler açısında tek tehdit biz kaldık. Bu nedenle bizi siyasetin dışına itmeye çalışıyorlar.

 

Yeni anayasa

 

Bir parti anayasayı tek başına yapmaya kalkar mı? Göstermelik ağza bir parmak bal çalma vaadiyle bir maddeye ihtiyaçları vardır. O maddeye bağlı yargı ve yürütme ile ilgili değişlikler sadece bunu istiyorlar.

Buna bağlı yarı başkanlık başkanlıktır. Bu da çakma milliyetçilerin desteğiyle referanduma götürmeye çalışıyorlar. Buna ‘AKP yasası’ deyin ‘orman kanunu’ deyin ama anayasa diyemezsiniz. Anayasa herkesin ortaklaştığı toplumsal sözleşmedir.

 

"Davuoğlu’nun iradesi sıfıra inmiş"

 

Davutoğlu Bakanlar Kurulu’nu dahi kendi iradesiyle toplayamıyor. Kendi iradesi sıfıra inmiş. Anayasa teklifi yapması mümkün değildir. Başbakan önümüzdeki hafta çaresiz dönüşler yaşayacak biz de izleyeceğiz. Davutoğlu, benden daha fazla çıkıp Erdoğan’a seni başkan yaptırmayacağız demek istiyor ama söyleyemiyor.”

İlgili Haberler