T24- Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsmettin Cindoruk Hürriyet gazetesi yazarı Rahmi Turan'la yaptığı söyleşide Türkiye 'nin 9.Cumhur Başkanı Süleyman Demirel'in kendisine her zaman destek olduğunu ve Demokrat Parti'nin ilk genel kongresinde bir konuşma yapacağı sözü verdiğini söyledi.
Cindoruk: Sayın Demirel’in teşviki ve elbette ki desteği ile Demokrat Parti Genel Başkanlığı’na geldim. Bu destek devam ediyor. Sayın Demirel ile en son görüşmemizde, ilk kongremizde bir konuşma yapacağını ifade etti ve “60 yılın hesabını vereceğim. Cumhuriyete ve cumhuriyetin yeterliliğine itirazlar var, inkârlar var, onların hepsine toptan bir cevap vereceğim” dedi.Hürriyet gazetesinde yer alan Turan'ın yazısı şu şekilde devam ediyor:
SUBAYLAR intihar ediyor, polis hasım kuruluşlar gibi Genelkurmay’a bağlı karargâha, MİT ve Jandarma İstihbarat binalarına baskınlar yapıyor, kurumlar birbirine giriyor, on binlerce kişinin telefonları dinleniyor, işçiler, memurlar, eczacılar sokaklara dökülerek hak arıyor.
Memleket hiç yönetilmese belki bundan daha kötü bir durum olmaz!
Böyle bir ortamda Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile sohbete devam ediyoruz. Cindoruk özetle şöyle diyor:
* * *
* Eğer yargı siyasallaşmaya devam ederse, Türkiye’de sağlam kurum kalmaz. Silivri’de kurulan mahkemeyi ve yargıçların kararlarını dikkatle inceliyoruz. Orada başka bir adliye var. Beşiktaş’ta, Sultanahmet’te, Ankara’da başka bir adliye var. Türkiye’de ilk defa Sincan Ağır Ceza Mahkemesi ile Silivri Ağır Ceza Mahkemesi arkasında düşünce farklılığı, hukuku uygulama farklılığı ortaya çıktı. Bu olacak şey değil!
* Her gün tartışılan savcı, her gün tartışılan ağır ceza başkanı, tutuklananlar, bırakılanlar, askeri yargı ile sivil yargı farklılıkları, Türkiye’de hukuku, hukukun üstünlüğünü tartışılır hale getirdi.
* Her şeyin birbirine karıştığı bir Türkiye’de yaşıyoruz. Ben ekonomik meselelere girmek istemem. Krizler aşılır, ekonomi düzelir de, devlet bozulursa, devletin düzelmesi zordur.
* Hesap soracağız tabii... Çünkü devletin görevi hesap vermek, hesap sormaktır. Devletimizin bütünlüğü tehlikedeyse, hepimize görev düşer.
* Bugün açıkça görülüyor ki “açılım” diye yapılan işler, Türkiye’de terör örgütünü, terörist başını marka haline getirdi. Bu marka inisiyatifi ele aldı, öne geçti. İktidarın planları, programları anlaşılamadı. Geride kaldılar. İmralı’daki zatın çıkardığı haritayı değil, kendi haritamızı takip edelim, milli mutabakat sağlayıp sonuç alalım.
* Demokratik açılıma ihtiyacımız var. Avrupa Birliği’ne yönelmeye ihtiyacımız var. Bir din devleti, İslam devleti olmaktan kaçınmaya ihtiyacımız var. Bu izlenimi vermekten vazgeçmemiz gerekir. AB üyesi olmak demek çağdaş bir demokrasi demektir.
* Demokratik yeni bir anayasa yapmamız gerekiyor. Uzlaşma sağlanarak demokratik bir anayasa çok kolayca yapılabilir. Ardından, seçim kanunu, partiler yasası, demokratik haklar ve özgürlükler sağlanmalıdır.
* Bu yaşta bu işe niçin girdim dersiniz? Siyasi kurumla bu işi açmak, cumhuriyeti korumak ve kollamak, işi askere bırakmamak için siyasi kuruma ihtiyaç var. O nedenle Türkiye’de hiç yapılmayan bir işi yaptık, iki partiyi 26 sene sonra birleştirdik.
* Demokrat Parti’yi güçlendirip yükseltmek istiyoruz. Çok iyi bir örgütümüz, yetişmiş kadrolarımız var. Siyasi çalışma yapıyoruz. Bu çalışmayla parlamentoya gireceğimize ve denge unsunu olacağımıza inanıyorum.
* Benim arzum, fevkalade rejimlere gitmeden Türkiye’yi bu iktidardan kurtarmaktır. Türkiye’nin istikrar içinde kalkınmaya ihtiyacı var. Türkiye’nin Batı’ya dönük bir devlet olması lazım. Türkiye bir Avrupa Birliği devleti olmalıdır. Asla ve asla Ortadoğu devleti olmamalıdır. Ortadoğu komşu olmalıdır.