Gündem

DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit: Kürt sorunu çözülmeden İmamoğlu'nun tutuklanmasının önüne geçilmez; iktidarla yeni anayasa tartışmamız yok

24 Nisan 2025 16:57

Güncelleme: 24 Nisan 2025 17:34

T24 Haber Merkezi

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "yeni çözüm süreci"ne ilişkin olarak, "Bu sürecin yürümesinin temel koşulu, Sayın Öcalan'ın koşullarının düzeltilmesidir, sadece İmralı heyetiyle temas etmesi kabul edilemez. 'Bekleyelim seçim olsun, zaten erken seçim çağrısı var, o zaman bakılır' diye bir yaklaşım var. Bizim böyle bir lüksümüz ve zamanımız yok" dedi. İBB'ye yönelik başlatılan soruşturmaları ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasını değerlendiren Koçyiğit, "Kürt sorunu çözülmeden ne Van'da ne İstanbul'da kayyımın önüne geçebiliriz. Ne İmamoğlu'nun tutuklanmasının önüne geçeriz, ne de Ahmet Türk'e ceza verilmesinin önüne geçeriz" diye konuştu. DEM Parti heyetinin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile bugün gerçekleştirdiği görüşmeye dair bilgi veren Koçyiğit, "Tecriti konuştuk, ikinci ana başlık hasta tutsaklıklardı, onların derhal salıverilmelerini talep ettik. Disiplin meselelerini konuştuk. TMK'daki bazı düzenlemelerin ileride mutlaka değişmesi gerektiğini konuştuk" dedi. Koçyiğit, "Bazıları 'AKP, DEM Parti ve MHP oturacaklar anayasa yapacaklar, Erdoğan'ın adaylığının önünü açacaklar' diyorlar, böyle bir gündemimiz yok" ifadelerini kullandı.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, T24 programcısı Şirin Payzın ve T24 yazarı Murat Sabuncu'nun sorularını yanıtladı. 

"Yeni çözüm süreci"ne ilişkin konuşan Koçyiğit, "Bu sürecin yürümesinin temel koşulu, Sayın Öcalan'ın koşullarının düzeltilmesidir, sadece İmralı heyetiyle temas etmesi kabul edilemez. Farkı heyetlerle temas edebileceği bir iklimin oluşturulması gerekiyor. Öcalan aydınlarla, siyasetçilerle, yazarlarla, gazetecilerle görüşmek istiyor. Ömer Öcalan ile görüşmesinde iki gazetecinin (Hasan Cemal ve Cengiz Çandar) ismini verdi, onun dışında isim vermedi" dedi. 

"Güven duygusunu zedeleyecek pratikler var"

Hükûmetin silah bırakma takvimine kitlenmiş durumda olduğunu dile getiren Koçyiğit, şu ifadeleri kullandı:

"Örgüt önce silah bıraksın, bakarız' gibi bir yaklaşım var. Kısmen bunun Adalet Bakanlığı'na da yansımasını gördük. Bizim açımızdan mesele şu; siyaset bunu konuşuyor ama toplumsal bir mesele bu. Toplumun güven duyması önemli. Mevcut pratiğe bakınca güven duygusunu zedeleyecek pratikler var. Somut adım atmanız gerekiyor, bunu da zamana yaymadan, yargı paketinin içine koyacağınız belli başlı, zaten düzenlemesi gereken şeyleri koyun, biz de bir süreç var diyelim ve topluma anlatalım."

10. Yargı Paketi'nde bazı düzenlemeler olabileceğini düşündüğünü ifade eden Koçyiğit, "Bunu kendileri de söyledi. Neleri bu pakete koyabilirler, neleri ele alabilirler, biz de mevzuat üzerinde çalışalım diye ifade ettiler, anlamlı olduğunu düşünüyoruz. Temaslarımız devam edecek. Biz en eşitlikçi, demokratik paket olması konusunda AKP ile konuştuğumuz gibi bütün muhalefet ile de konuşacağız. İnfazdaki eşitsizlik sadece DEM Parti'nin değil herkesin sorunu olmalı" ifadelerini kullandı. 

"Bizim bekleme lüksümüz ve zamanımız yok"

Koçyiğit, İBB'ye yönelik soruşturmaları ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına yönelik olarak, "Kürt sorunu çözülmeden ne Van'da ne İstanbul'da kayyımın önüne geçebiliriz. Ne İmamoğlu'nun tutuklanmasının önüne geçeriz, ne de Ahmet Türk'e ceza verilmesinin önüne geçeriz. Meselemiz çok daha büyük bir mesele. Biz bu meseleyi çözerek hepimizin nefes alabileceği, kısmen de olsa daha demokratik bir ortamı yaratmaya çalışıyoruz. 'Bekleyelim seçim olsun, zaten erken seçim çağrısı var, o zaman bakılır' diye bir yaklaşım var. Bizim böyle bir lüksümüz ve zamanımız yok. Sırtımızda canların yükünü taşıyoruz, her geçen günün cana mal olduğunu bildiğimiz yerlerde diğer hukuksuzluklar hafif geliyor, bu ana muhalefete de herkese de yarayacak" diye konuştu. 

"Tecriti ve hasta tutukluları konuştuk"

DEM Parti heyetinin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile bugün gerçekleştirdiği görüşmeye dair de konuşan Koçyiğit, şunları söyledi:

"İşin A'sındayız. Örgütle nasıl iletişim kuracağı meselesini konuşmadık; bu örgütün, Sayın Öcalan'ın ve devletin kuracağı bir mekanizma bu. Bizim tartışacağımız ya da önerme yapacağımız bir başlık değil. 

Tecriti konuştuk, ikinci ana başlık hasta tutsaklıklardı, onların derhal salıverilmelerini talep ettik. 

Disiplin meselelerini konuştuk. TMK'daki bazı düzenlemelerin ileride mutlaka değişmesi gerektiğini konuştuk. 

İlk başlığımız, topluma da güven verecek bazı düzenlemelerin hızla yapılmasıydı. Zaten bir yargı paketi geliyor; o pakette görmek istediğimizi, özellikle infaza dönük düzenlemeleri o pakette görmek istediğimizi söyledik. Bu süreç uzun bir süreç olacak. Örgütün karar almasından, kongresinden sonra  bazı süreçler çok daha hızlanacak. Bazı düzenlemeleri yapmak mümkün. Ortada bir örgüt yoksa, örgüte bağlı bir suç da olmayacak. TMK'nın, TCK'nın, infaz hukukununu ve CMK'nın, birçok hukuksal düzenlemenin değişmesi gerekiyor. Karşılıklı daha fazla diyalogda olmak, AK Parti grubuyla daha yakın bir istişare yürütmemiz konusunda genel bir mutabakatımız oldu. Özetle; ilk elden, infaz paketinde görmek istediklerimizin başlıklarını sunduk. 

"Hükûmetle Anayasa gündemimiz ve istişaremiz yok"

Anayasa konusunu hiç konuşmadık. Hükûmetle konuştuğumuz tartıştığımız bir Anayasa gündemimiz ve istişaremiz yok. Demokratik bir Anayasa talebimiz elbette var. AKP, DEM Parti ve MHP oturacaklar anayasa yapacaklar, Erdoğan'ın adaylığının önünü açacaklar diyorlar, böyle bir gündemimiz yok. 

Covid izinlerinde örgüt suçlarını istisna tutan düzenlemenin ortadan kaldırılması gerektiğini ifade ettik.

Pozitif, güven verici bir iklimin oluşması gerekiyor. Mevcut anayasaya uyulmuyor."