NBA'de 2008-2009 sezonu başlayalı neredeyse bir ay oluyor ve artık bir çok basketbol severlerin kafasında az da olsa sezon tahminleri oluşuyor. Tabi doğal olarak benim de...
ARA GÖZBEK / Tempo24
Ama bu sezon geçtiğimiz sezonlara göre biraz daha enteresan gelişmelere sahne oluyor. Hiç beklenmedik takımlar hiç beklenmedik sürprizler yapıyor. Doğu'dan Atlanta Hawks'u Batı'dan ise San Antonio Spurs'ü ele alalım.
Atlanta Hawks bundan iki sene öncesine kadar ligin dibinde can çekişiyorken şu günlerde ise playoff'lara ellerini kollarını sallayarak girebilecek durumdal. Spurs ise ligin en istikrarlı takımı diye herkes övüp dururken şu anda ligin 'zayıf halkası' diyebiliriz.
Dört haftayı geride bıraktık ve şu ana kadar ligin zirvesinde bulunan takım Los Angeles Lakers, önüne gelen tüm rakiplerini sahadan siliyor. Son Şampiyon Boston Celtics ise tekrar iş başı yaptı ve kendisine kafa
tutan rakiplerini ezerek mesaj veriyor.
Iverson, Pistons'a yaradı dedik ama tabelaya baktığınızda Denver bu takastan karlı çıkan taraf gibi oldu. Pistons, Doğu'da 5. sıradayken Denver ise Batı'da Lakers'ın ardından 2. sırada bulunuyor.
Geçtiğimiz hafta size LeBron ve Cleveland Cavaliers'tan bahsetmiştik. Bu hafta ise bahsedilmeye en değer kişi kuşkusuz Miami Heat'in 'geri dönüş' yapan yıldız Dwyane Wade. Ayrıca bir haftadır ortalarda dolaşan Vince Carter'ın takas dedikodusundaki son perdeyi aktaracağız.
Denver'a amorti mi çıktı, ikramiye mi? Bu sezon sonuna kadar kadar konuşulacak olan 'Allen Iverson Takası'ında başrolde Allen Iverson varken yardımcı rolde ise Chauncey Billups vardı. Iverson'ı Pistons'a gönderen Denver karşılığında Chauncey Billups'ı aldı.
Bu takastan herkes (maalesef ben dahil) Pistons'ın karl
ı çıktığını düşündü. Ben halen uzun vadede böyle düşünüyorum ama takasın üstüne 2 hafta geçti be istatistikler Denver diyor. Denver, Billups'ın gelişiyle Batı'da 2inci sıraya yükseldi. Ama bu konuyla ilgili çok büyük soru işaretleri var. Denver yazın ortasında Marcus Camby'i bile takımdan göndermesinin nedeni takımı gençleştirmeye çalışmak ve yeniden yapılanma sürecine girişmek. Ama Denver bunu yapıyorsa uzun vadede hesaplar yapıyor olması gerekir.
Peki o zaman Billups'ın bu takımda ne işi var? Ya da Billups'la kısa vadede başarı planına girdiysen Camby'i neden apar topar gönderdin? Şu anda Denver iyi gidiyor o yüzden yönetim hiç eleştirilmiyor. Ama Denver seyircisi playoff'tan elendiklerinde şampiyon adayı olamamalarının nedenini anlayınca bir sonra ki sezon neden bilet alsın? O zaman Denver yönetimi ne yapacak? Emekli mi olacaklar yoksa basın toplantısı düzenleyip seyircilerden özür mü diley
ecekler? Yani Denver cephesinde ne kadar olumlu bir çıkış varsa bir o kadar da soru işareti var.
Bu Lakers ne zaman yenilecek?
Sezona 7-0 başladıktan sonra sadece bir maç kaybetti ve şu anda 11 galibiyete hala bir mağlubiyetteler. Şu anda ki rakamlara göre ardışık giderlerse sezon sonunda yüksek bir ihtimalle Michael Jordan'ın 1996'daki 72-10 rekorunu kıracaklar. Gerçi o zaman ki Bulls'un patronu da aynıydı..
Phil Jackson. Geçtiğimiz sezonun en değerli oyuncusu Kobe Bryant bu sezon daha da olgun oyunuyla dikkat çekiyor ve gerek olmadıkça topu eline sıklıkla almıyor. Daha çok takım arkadaşlarını oynatan Kobe, Lakers'ın her şeyi durumunda. Hücum başlatılıyor, hücum bitiriyor, bazen sadece savunmayı oyalıyor yani topsuz oynuyor, gerektiğinde atıyor ve gerektiğinde attırıyor. Bu arada Lakers'ı bu sezon bu kadar güçlü olmasının nedeni Bynum'um dönüşü, ve Lakers'ın iki uzunla oynuyor olması. Andrew Bynum ve Pau Gasol. Gasol zaten 5 numara oynayabiliyordu ama 4 numaralarla eşleşince farkı daha da ortaya çıkıyor.
Lakers'ın bu sezon transfer yapmaması kimi otoriteleri düşündürdü ama yapmamasının nedeni apaçık ortadaydı. Herhalde Final oynamış bir takımın kadrosunu, kimyasını bozmak saçma olur. Zaten dünyada her takım sporu branşlarında takımların yaptığı hatalardır bunlar. O yüzden bir başarı tekrarlanamıyor. Lakers'ın çıkışındaki diğer bir faktör sahip olduğu derin 'bench'idir.
2 gün önce ki Sacramento maçında Lakers'ın tam 8 oyuncusu çift haneli sayılara ulaştı. Phil Jackson, gerçekten büyük adam. Lakers'ı sıfırdan aldı ve elinde sadece Kobe Bryant'la yeniden NBA Final'ine ulaştı ve artı dahası da ufukta gözüküyor. Şu anda ligde 11 galibiyet ve sadece 1 mağlubiyeti bulunan Lakers'ı kim durduracak hiç kimsenin Hiçbir fikri yok. Ligin en ofansif takımı Lakers'tan neredeyse herkes sayı atıyor ve Kobe de yavaş yavaş ısınıyor. Kobe, ateşini yakaladığında Lakers nereye varacak işte en büyük merak uyandıran konu.
Nets'in takas 'Vince'siyatifi NBA'yi 9-10 yıldır takip eden birine “Kimi canlı izlemek istersiniz?” diye sorarsanız alacağınız cevap muhtemelen Vince Carter olacak. Toronto'da oynadığı yıllarda vurduğu smaçlarla basketbol seyircilerinin gönlünde taht kuran Vince Carter, Toronto'ya başarıyı getiremeyince Nets'e takas oldu. Nets'te ise playoff'lara her sezon kalan ama bir adım ötesini göremeyince takımı baştan yapılandırmak istedi. Vince Carter da takımda oynuyor ama onun da başka bir takıma gitmek istediği kesin.
Bir aydır kapalı kapılar ardında konuşulan 'Vince Carter takası' aslında düşünüldüğünde bir ütopyadan ibaret. Çünkü Hiçbir başta Nets olmak üzere hiçbir takımdan resmi bir açıklama gelmedi. Ama kimse yalanlamadı da. Yani bir basın mensubu bu dedikoduyu Carter'a sorunca Carter içbir şey söylemedi ama inkar da etmedi.
Hiçbir takım 31 yaşına gelen Carter'ın etrafında bir takım oluşturmaz. O yüzden Vince Carter başarılı olacaksa şampiyonluğa oynayan güçlü bir kadroda bir tamamlayıcı parça olacak. Şu günlerde bir çok takımla dedikodusu çıkan Carter'ın en fazla çekeni Lakers'la ilgili olanı. İşlerin iyi gittiği Lakers'ta bir Lamar Odom takası gündeme geldi.
Lamar Odom'u gönderip yerine daha tamamlayıcı, daha yıldız birini almak isteyen Lakers, Vince Carter'la takas ederse kimse şaşırmasın. Ben şaşırmayacağım. Ama bu devirde Lamar Odom gibi bir oyuncuyu göndermek ne kadar akıl karı? Zaten ligde kaç tane var?
Odom, sayı atıyor, asist yapıyor, oyun kuruyor yani kısaca her şeyi yapıyor. İstatistik kağıdında her haneye bir rakam yazdırıyor. Ama Lakers ta şampiyonluk yolunda bir ekstra katkı yapmak istiyor.
Vince Carter, NBA'in gelmiş geçmiş en yetenekli oyuncularından biridir. Ama başarılı olamamasını sebebi onun yetenek olarak Kobe'den veya Wade'den aşağıda olması değil. Vince'in en az onlar kadar yetenekli ama başarılı olamamasının nedeni hırslı olmayışı. Yani Kobe'deki ateş Carter'da yok. Bu yüzden bir iki basamak aşağıda yer almak zorunda kalıyor. Ama ne olursa olsun Vince Carter çok özel bir oyuncu ve gideceği her hangi bir takıma faydası olacağı kesin. Satacağı formalar ve maça gelecek seyircileri bile ele alsak Vince Carter hakkında somut bir gerçeğe varabiliriz.
Miami'nin ateşi... O Geri Döndü! 2003 yılında geldiği NBA'de 3. yılında takımı Miami Heat'i şampiyonluğa ulaştıran Dwyane Wade uzun bir sakatlık ve sağlık problemlerinin ardından geri döndü. Miami'de şu günlerde 1995 yılına ait bir Michael Jordan havası esiyor.
Sanki Wade basketbolu bırakmış ve sırf hayranları için basketbola geri dönmüş. Aslında kimse onun tekrar forma gireceğini düşünmüyordu. Yaşadığı sakatlıklar ve aldığı kilol
ar onu çaptan bayağı düşürmüştü. Ama o bu sezon doludizgin geri döndü ve Miami için sahada herşeyini ortaya koyuyor. Zaten forma girmek için özel bir antrenörle çalıştı. Bu arada bu antrenör bir zamanlar Michael Jordan'ın basketbola geri dönüş yaptığı yıllarda çalıştığı antrenör.
Belki Miami yeniliyor ama Dwyane Wade'in gösterdiği çaba herkesin görmesine değer. Aslında bu da başka bir gün enine boyuna masaya yatırılıp ayrıca incelenmesi gerekilen bir konu. 2006'da şampiyon Miami ve Wade geçen yıl bir çöküş senesi yaşadı. Herkes onun tekrar yükse seviyeye ulaşacağını tahmin edemiyordu.
Ama Houston Rockets'ı iki sene şampiyoyn yapan efsane koç Rudy Tomjonovich ne de demiştir; “Hiç bir zaman bir şampiyonun yüreğini küçümsemeyin.” Wade'in durumu da buna benziyor. Uzun sözün kısası Miami'nin ateşi Dwyane Wade geri döndü. Neden mi? Daha fazlasını kazanmak için.