T24 - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, tüm Suriyelilere Türkiye'nin kapısının açık olduğunu söyleyerek, "Büyüklerin güç kavgası Suriye halkının acıları üzerinden yapılıyorsa, Türkiye bu hareketiyle komşuluk görevini yerine getiriyor, Suriye halkına zor gününde elini uzatıyor" dedi.
Radikal gazetesinden Murat Yetkin'in "Türkiye'nin kapıları tüm Suriyelilere açık" başlığıyla yayımlanan (6 Şubat 2012) yazısı şöyle:
Türkiye'nin kapıları tüm Suriyelilere açık
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin kapılarının Suriye’deki baskılardan kaçan bütün Suriye halkına açık olduğunu söyledi.
“Onları gerekirse evlerimizde ağırlarız” diyen Davutoğlu bu açıklamayı Münih’te 48. Güvenlik Konferansı’nda katıldığı ‘Yeni bir Ortadoğu İnşa Etmek’ konulu panelde yaptı. Rusya ve Çin’in vetosu nedeniyle Beşşar Esad yönetimine yönelik BM yaptırımlarına gidilememiş olmasına tepki gösteren Davutoğlu şunları söyledi:
“Suriye’deki krizden doğrudan etkilenen ülkelerin teklifiyle yapılan öneri, krizle doğrudan ilgisi olmayan ülkeler tarafından reddedildi. Burada uluslararası siyasetin ahlaki ve hukuki zaafı ortaya çıktı. Bu aynı zamanda BM’deki karar mekanizmaları meşruiyetinin bir daha sorgulanmasını da gerektirir. P5+1 ülkelerinin kendi aralarındaki güç oyununun faturası Suriye halkına ve komşularına çıkıyor. Büyüklerin güç kavgası Suriye halkının acıları üzerinden yapılıyorsa, Türkiye bu hareketiyle komşuluk görevini yerine getiriyor, Suriye halkına zor gününde elini uzatıyor.”
Güç oyunu
Türkiye’nin Baas rejiminin baskılarından kaçan Suriye halkına kapılarını açma kararı iki açıdan ilginç.
Birinci açı, Ankara’nın bu hareketle, ‘güç oyunu’ olarak nitelediği dengeleri çözüm yönünde tetikleme arzusu.
İkincisi ise, Türkiye’nin daha önce bir askeri harekâta taraf olmasının iki koşulundan birisini BM Güvenlik Konseyi’nin insani temelde alınacak kararına, diğerini de sınırlarına doğru yaşanacak kitlesel bir göçe bağlamış olması. Bu nedenle gün içinde Türkiye’nin ABD ile ortak askeri harekat planladığı yolundaki haberleri kesin dille yalanlayan Davutoğlu’nun, Amerikalı Senatör Joe Lieberman’ın “Hür Suriye Ordusu’na silah yardımını düşünebiliriz” sözleri üzerine yorumda bulunmak istememesi da dikkat çekiyor.
Şaka yoluyla ‘One Minute’
Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşmacılar arasında yer alan İnsan Hakları İzleme Örgütü Başkanı Kenneth Roth, kendi halkına saldıran Suriye rejimine Birleşmiş Milletler yaptırımını engelleyen Rusya ve Çin’e sert eleştiriler yönelterek konuşmasına başladı. BM Güvenlik Konseyi’ndeki veto istismarının Yemen’deki Ali Abdullah Salih rejimine kendi halkını dilediğince öldürme yetkisi verdiğini öne sürerek alkış aldı. Mısır’da bir yandan askeri darbe endişesi yaşayan Müslüman Kardeşler’in insan hakları ihlalleri ve dini baskı unsuru olarak kullanmama konusunda özellikle hassas olması gerektiğini söyledi.
Sonra konuyu ‘Türkiye modeli’ne getirdi. Hükümetin ‘İslamı baskı aracı olarak’ kullanmıyor olmasını ‘İyi haber’ olarak niteleyen Roth, ‘Ama iş Kürt aktivistlerin ve gazetecilerin tutuklanmasına gelince pek demokratik bir model değil” dedi. Davutoğlu, Roth’u yanıtlamak istediğini söyledi. Paneli yöneten Die Zeit’tan Josef Joffe, “But one minute-Ama bir dakika” diye uyardı. Davutoğlu’nun “Tamam, bir dakika. Ama siz ‘One Minute” ne anlama gelir bilirsiniz’ diyerek Başbakan’ın Davos tutumuna atıfta bulunması salonda gülüşmelere neden oldu. Davutoğlu gazeteciliği nedeniyle tutuklanan kimse olmadığını söyledi.