-DAVUTOĞLU: TÜRKİYE İLE ÇİN YÜKSELEN GÜÇ ANKARA (A.A) - 01.11.2010 - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye ile Çin'in birbirine benzer tavırlar sergileyen ve yükselen güç olarak nitelenen ülkeler olduğunu söyledi. Resmi ziyaret için Pekin'de bulunan Ahmet Davutoğlu, TRT Türk televizyonuna yaptığı açıklamada, Türkiye ve Çin ilişkilerinin son geldiği düzeyin, bir kriz ortamından pozitif gündeme ve stratejik bir ilişkiye nasıl geçildiğinin güzel bir örneğini teşkil ettiğini kaydetti. Sincan-Uygur özerk bölgesinde geçen sene yaşanan olayların çok üzücü olduğunu ve bu konudaki görüşlerini çok açık bir dille Çinli muhataplarıyla paylaştıklarını hatırlatan Davutoğlu, Çinli yetkililerin de bu konuyu anlayışla karşıladıklarını ve ilişkilerin nasıl stratejik ilişki düzeyine getirilebileceği konusunda fikirlerini paylaştıklarını söyledi. Davutoğlu, NATO üyesi bir ülke olarak, çok geniş bir coğrafyada yürüttükleri diplomatik trafik içinde birçok konuda Çin ile yakın temas içinde olma zorunluluğu bulunduğunu kaydetti. Davutoğlu, Çin ile ilişkileri de Rusya ile olduğu gibi Soğuk Savaş paradigmasından çıkarmak zorunda olduklarını ve bu ilişkileri dört unsuru olan yeni bir paradigmaya oturtmaya karar verdiklerini belirtti. Bu unsurlardan birinin, "ikili ilişkiler" olduğunu kaydeden Davutoğlu, "bölgesel politikalar" konusunda da Türkiye'nin ilgilendiği Ortadoğu, Afrika gibi bölgelerle Çin'in de ilgisi olduğunu ifade etti. Çin ile ilişkilerde üçüncü düzlemin "Asya stratejisi" olduğunu kaydeden Davutoğlu, Türkiye'nin bugünkü Asya stratejisi içinde Çin'in önemli bir partner olduğunun altını çizdi. Davutoğlu son düzlemin de "küresel düzlem" olduğunu kaydederek, BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olan Çin ile son iki yılda çok alanda yakın istişare içinde olduklarını, küresel kriz sonrası özel bir önem kazanan G-20 içinde de Türkiye ile Çin'in uluslararası finansal sisteme önerilerinde paralellikler bulunduğunu söyledi. Davutoğlu şöyle konuştu: "Geçen seneki kriz, tam bu ilişkilerin doğasının değişmeye başladığı dönemde ortaya çıkan ve her iki ülke açısından da çıkış şartları, zamanı bakımından kritik bir eşik olmuştu. Fakat her iki taraf da bu krizden çıkarken kendi pozisyonlarını korumakla birlikte çok aklıselim davrandılar." Çinliler ve Türklerin, Asya'da her yere yayılmış milletler olduğuna değinen Davutoğlu, Türkiye'nin, çok geniş bir coğrafyada aynı dili konuştuğu insan unsurları olduğunu ve bunlara ilgi duymasından daha doğal bir durum olmayacağını belirtti. Davutoğlu, "Ancak biz bu ilgiyi Türkiye ile Çin'i karşı karşıya getiren bir unsur olarak görmüyoruz. Aksine Türkiye ile Çin arasındaki dostluk köprülerini güçlendirecek ve bizim buradaki soydaşlarımıza da katkımızı artırabilecek yeni paradigma içinde düşünüyoruz" dedi. -"TARİHİ NORMALLEŞTİRİYORUZ" Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Çin'in Avrupa Birliği ya da ABD'ye bir alternatif olarak görülüp görülmediği" sorusu üzerine, "Bizi dikkatlice dinleyenlerin zihninde artık böyle bir şüphe olmaması lazım. Ama bazılarının zihninde önyargı varsa ya da Türkiye'nin diğer güç merkezleriyle ilişki kurmasını doğru bulmuyorlarsa, bunu düzeltmek çok zor" diye konuştu. Son derece önemli bir coğrafyada yer alan Türkiye'nin dış politikasını belirleyen ana perspektifin, Türkiye'nin içinde bulunduğu ittifak sistemi ve AB ilişkileri olduğunu kaydeden Davutoğlu, diğer unsurlarla da geliştirilen her ilişkinin Türkiye'nin pozisyonunu güçlendireceğini vurguladı. "Soğuk Savaş mantığını unutmamız lazım. Soğuk Savaş döneminin izlerini silmemiz gerekiyor" diye konuşan Davutoğlu, şunları söyledi: "Niye 14 sene üst düzey ziyaret olmamıştı? Çünkü, iki ülke de birbirini potansiyeliyle tanıma imkanı bulmamıştı. Şimdi tanıyorlar. Şimdi Çin için Türkiye, çok büyük potansiyeller ihtiva eden bir ülke. Düşünebiliyor musunuz, Çin ile Türkiye başbakanları oturuyorlar ve Pekin'den İstanbul'a gelecek bir demiryolu projesi üzerinde global bir vizyonla çalışıyorlar. Şimdi bu Avrupa Birliği için bir kazanç mı kayıp mı? Bir gün Pekin'den kalkan bir hızlı trenin İstanbul'a kadar gelecek olması, Çin'i Avrupa'ya bağlayan ve Avrupa ekonomisine kan pompalayan bir hat oluşturmayacak mı? Biz tarihi normalleştiriyoruz. Nasıl İpek Yolu doğal bir şekilde asırlarca sürmüşse, Çin ile Türkiye arasındaki ilişkilerin bu derece uzak kalması anormallikti. Biz tarihi normalleştiriyoruz, ama yeni araçlarla normalleştiriyoruz. Bu araç artık deve kervanı değil, demiryolu ve kargo uçakları..."