Başbakan Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran akşamı seçim sonuçları açıklandıktan sonra Tayyip Erdoğan'ın AKP genel başkanlığı yaptığı dönemde gelenek haline gelen balkon konuşmasını yapıp yapmayacağına ilişkin olarak, “İlk açıklamayı yapmak boynumun borcudur. Türkiye’ye seçime girmiş iktidar partisinin genel başkanı olarak sorumluluğu alır ve ilk açıklamayı ben yaparım. Ben sorumluluktan hiç kaçmadım, kaçmam. Her sonuçta yaparım konuşmayı" dedi.
Gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya gelen Başbakan Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
“AK Parti’yi çıkarın, Türkiye Irak, Suriye’ye benzer bir hale dönüşür’
“AK Parti’yi siyasi denklemin dışına çıkarın, Türkiye Irak veya Suriye veya Bosna siyasetine benzer bir hale dönüşür. Kimlik siyasetine dayalı hareketler devlet idare edemezler. Ederler ama parçalanır devlet” diyen Davutoğlu şöyle devam etti: “Irak’a baktığınızda KDP’de bir Arap yok. Şii bir partide Sünni yok. Sünni bir partide Şii yok. Bizde de beni ürküten korkutan, AK Parti kimliği itibarı ile Türkiye’nin geleceği itibarı ile MHP, CHP ve HDP’nin kimlik siyasetine doğru evrilmesi.”
‘PKK, DHKP-C, CHP, MHP, HDP’nin aynı potada olduğu bir başka seçim görmedik’
“Herkes birbiriyle işbirliği yapıyor. Dün faşist dediklerine onlar çiçek atıyor, dün bölücü dediklerine onlar çiçek atıyor. Duruş muruş kalmadı bunlarda. Bir gün bakıyorsunuz çocukça Cumhurbaşkanımızı tahrik etmeye çalışıyorlar. Diğer yandan hakkını vermedikleri parlamenter sistemi sözde savunuyorlar. Hepsinin, PKK, DHKP-C, CHP, MHP, HDP’nin aynı potada olduğu bir başka seçim görmedik. Küresel krizin etkilerinin bitip de içe daha fazla kaynak ayırdığımızda AK Partiyi 2053’e kadar durdurmak mümkün değil.”
‘HDP ve MHP birbirine muhtaç partiler’
“HDP ile MHP birbirine muhtaç partiler, biri olmadığında diğeri olmuyor. AK Parti kutuplaşmaları engelleyen parti, kutuplaşmayı esneten parti. AK Parti’yi kaldırdığında gerçek kutuplaşma o zaman başlar. Bana ‘’Oyunuz kaç diye’ sorulduğunda cevap vermiyorum, yüzde 95 desem bile kalan yüzde 5’i dışlamış oluyorsunuz. CHP hayal olarak yüzde 35 koyduğunda, kalan yüzde 65’i dışlamış oluyor.”
‘Türkiye’yi karıştırmalarına izin vermeyiz’
“Türkiye’yi karıştırmaya çalışırlarsa izin vermeyiz. Türkiye’yi Ukrayna’ya çevirmelerine izin vermeyiz. Eğer HDP barajı geçerse, bu halkın tercihidir hiçbir tartışma konusu yapmayız. Kim meclise girerse onunla çalışırız. Ama barajı aşamazsa, HDP’nin de bunu tartışma konusu yapmaması lazım. Bunun üzerinden bir kriz bir kaos çıkarmaya kalkarsa demokrasiye vurulan en büyük darbe olur. Burada, HDP eğer barajı geçersek makbul, barajı geçmezsek, ‘kriz’ üzerinden AK Parti’yi sallarız derlerse kamu düzeninden taviz vermeyiz.”
‘Cumhurbaşkanımıza yöneltilen her saldırı bize yönelmiştir’
Başbakan, seçim kampanyası döneminde sık sık yaşanan polemikler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştirilerle ilgili görüşünün sorulması üzerine de şu karşılığı verdi; “Biz medeni insanlarız, birbirimizin yüzüne sürekli olarak bakacağız. O köprüleri atarsak sorumluluklarımızı yerine getirmemiş oluruz. Bazı nahoş şeyler oldu. Cumhurbaşkanlığı makamıyla ilgili ağır hakaretler de yakışmaz. Cumhurbaşkanımızı da beni de eleştiriyorlar ama Cumhurbaşkanlığı makamı Türkiye’de herkesin saygı göstermesi gereken makam. Halkın yüzde 52’sinin desteği ile seçilen Cumhurbaşkanımıza yöneltilen her saldırı bize yönelmiştir. Bu makama yönelik hakaretler de.”
Kuvayı Milliye vurgusu
“Ben Balıkesir konuşmamda birkaç kere söyledim kuvayı milliye diye bir tabir kullandım. Türkiye’de üç kuvayı milliye yaşanmıştır. İlk adımı, İstiklal harbi ile birlikte sonuçlandı. İkincisi 1950’de Adnan Menderes’in gerçekleştirdiği. Üçüncü kuvayı milliye cumhuriyetin restorasyonu anlamında, AK Parti hareketidir. 28 Şubat 12 Eylül kalıntılarını tasfiye ederek buraya geldik. Şimdiye kadar negatif etkilerini ortadan kaldırdık. Kötülüklerini yok etmeye çalıştık. Yeni Türkiye, yeni restorasyon dönemi. Bu anlamda bir istiklal savaşı. Kuvayı milliye her seçim mühimdir. Her seçim kendi içinde mühimdir.”
'Balkon konuşması yapacağım'
Davutoğlu, seçim akşamı balkon konuşması yapıp yapmayacağına ilişkin soruya, “İlk açıklamayı yapmak boynumun borcudur. Türkiye’ye seçime girmiş iktidar partisinin genel başkanı olarak sorumluluğu alır ve ilk açıklamayı ben yaparım. Ben sorumluluktan hiç kaçmadım, kaçmam. Her sonuçta yaparım konuşmayı. Diyarbakır’da mesajını verdiğim 10 madde içinde olmak üzere, temel mesajları veririm. Bu sağduyu mesajı olur. Seçim kampanyası bitti mi, o dönem bitti. Seçim sonrasında kazanırsak muhatabım siyasi partilerin genel başkanlarıdır. İletişimi kesmem” cevabını verdi.