Gündem

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır: Davutoğlu geçmiş bagajından kaçamaz; inandırıcı olması için özeleştiri vermesi önemli

Bekir Ağırdır ve Murat Sabuncu 'Sayıların Dili'nde yorumladı

18 Aralık 2019 14:50

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, geçtiğimiz hafta Gelecek Parti’sinin kuruluşunu ilan eden eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun seçmen nezdinde inandırıcı olabilmesi için özeleştiri vermesinin önemli olduğunu söyledi.

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağır ve T24 yazarı Murat Sabuncu 'Sayıların Dili'nde  eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ile eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan’ın kurması beklenen yeni partinin siyasette dengeleri nasıl değiştirebileceğini  yorumladı.

Davutoğlu’nun “devlet mi, birey mi?” tercihleri arasında devleti seçtiğini söyleyen Ağırdır, “Devleti ne kadar reforme edip edemeyeceği veya Kürt meselesine ne kadar değinip değinmeyeceği belli olmadan ve bunu topluma anlatmadan geçmiş bagajından kurtulamaz. Çünkü başbakanlık yaptı ve başbakanlık döneminde özellikle 7 Haziran – 1 Kasım arasında, hala şaibeli de olsa, failleri tam olarak ortaya çıkmasa da tarihimizin en büyük kitlesel katliamlarının da yaşandığı dönem. Bu konularda gerçekten samimi ise toplumu buna inandırmak istiyorsa 'iyileri biz yaptık, kötüleri başkası' diyerek halledemez” dedi.

Davutoğlu’nun Gelecek Partisi'nin kuruluş gününde yaptığı konuşmayı hatırlatan Ağırdır, “Tek başına okursanız tatmin olabilirsiniz ama o metinde “Kamu düzeni” vurgusu var. Kamu düzeni dediğiniz anda işin ucu yine devlet mi, yurttaş mı? Veya özgülük mü, güvenlik mi? meselesine geliyor. Bu eksenlerin neresinden bakıyor. Bu önemli” dedi.

Davutoğlu’nun kullandığı dil ve örgütlenme biçimine bakıldığında,  AKP tabanından oy alma hedefi olduğunu belirten Ağırdır, “Muhafazar kimliğin demokratikleştirilmesi gibi bir vizyonla çıkıyor yola ama diğer yandan temel tercih devletten yana olmak” yorumunu yaptı. 

Yeni partilerin siyasi yaşama girmesinin ardından yapılacak seçimde iki eksenin ortaya çıkacağını söyleyen Ağırdır, “Biri Cumhurbaşkanlığı sistemi ile parlamenter sistem tercihi, ikincisi de yerli-milli olmak veya olmamak...Türkiye'deki seçmenin temel davranışı aşkla kime bağlı olduğu değil nefretle kime karşı olduğu üzerinden şekilleniyor. Dolayısıyla AK Parti'den çözülen ve Davutoğlu'na da sempatiyle yaklaşıyormuş gibi davranan seçmen, ittifaklar yaklaşırken Davutoğlu'nun alacağı pozisyona göre bir miktar çözülebilir. Davutoğlu’nun iktidar blokundan alacağı her oyun kısıtı da potansiyeli de bu eksende olacak” dedi.