Yıldız YAZICIOĞLU-T24
Washinton- Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüşmesi sonrasında, ABD tarafınca özür beyan edildiğini açıkladı. Davutoğlu, “Kendisi de bu konuda duyduğu üzüntüyü ifade etti ve Türkiye’den, hükümetimizden bu gelişme dolayısıyla özür beyan etti” diyen Davutoğlu, Türk – Amerikan ilişkilerine bakışlarında değişiklik olmayacağını ve Türkiye’nin kesinlikle başka ülke diplomatlarına ait analizlerle politika yürütmeyeceklerini söyledi.
'İstifa sorusuna tepki'
Bu arada Davutoğlu, bir gazeteci tarafından kendisini yöneltilmeye çalışılan istifa etmeyi düşünüp düşünmediği sorusunu duyunca “Ne demek!” tepkisini verdi.
Davutoğlu, basın toplantısında, Bakan Clinton ile bugün sabah gerçekleşen görüşmesi konusunda “önceden planlanmış bir ziyaret kapsamında” vurgusunu sıkça tekrarladı. Davutoğlu, ancak dün (28 Kasım) itibariyle Wikileaks internet sitesi tarafından sızdırılan ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait belgeler gündemi meşgul ettiği için kaçınılmaz olarak Clinton ile görüşmesinde bunu da ele aldıklarını dile getirdi. Ortada sadece Türkiye ile ilgili değil binlerce belgenin söz konusu olduğunu ve bunun ABD tarafından reddedilmediğini anımsatan Davutoğlu, “Kendisi de bu konuda duyduğu üzüntüyü ifade etti ve Türkiye’den, hükümetimizden bu gelişme dolayısıyla özür beyan etti” dedi. Bu hususları basınla paylaşacağı konusunda Clinton ile uzlaştıkları için rahatlıkla ABD Dışişleri Bakanı’na ait bu ifadeleri aktardığını da söyleyen Davutoğlu, Clinton’un, “Diplomatlara ait bu ifadeler her zaman yönetimiz görüşünü yansıtmaz ve ABD’nin dış politikasını da belirlemez” dediğini de kaydetti.
'Bizim politikamızda yüzümüzü kızartacak unsur yok'
Türkiye’nin Osmanlı döneminden beri geleneklere sahip ahlaki prensiplere sahip bir dış politika yürüttüğünü belirten Davutoğlu, “Bütün diğer ülkelere ait arşivlerde açılsa bundan da gocunmaz Türkiye. Bizim dış politikamızda ikili bir dil yoktur. Kamuoyunca bilindiğinde yüzümüzü kızartacak ve bu anlamda yanlış bir intiba uyandıracak bir unsur yoktur. Çok ilkesel ve açık bir dış politika takip ediyoruz. Ve bunu gururla takip ediyoruz” dedi.
'Politikamız değişmez'
Küresel ve bölgesel barışı hedef alan bir dış politika takip ettiklerini de kaydeden Davutoğlu, “O bakımdan bu belgelerdeki sızma olması, böyle belgelerle böyle bir dedikodu ortamı oluşması diplomasi tarihi açısından büyük bir şansızlık olmuştur. ABD yetkililer mutlaka kendi içlerinde gerekli değerlendirmeleri yapacaktır. Ancak bunların ortaya çıkması temel dış politikamızda bir değişiklik yapmayacağı gibi Türk – Amerikan ilişkilerine bakışımızda da bir değişikliğe de sebebiyet vermez. Bu belgelerdeki ifadeler itibariyle belirtiyorum ki Türkiye’nin başka ülkelerle ilişkili dış politikasını da etkilemez. Biz başka ülke diplomatları ve analizleri itibariyle de dış politika yürütmeyiz. Bizim doğru bildiğimizi ifade ederiz” dedi.
Bir akademisyen olarak da “Diplomasi açısından 11 Eylül” değerlendirmelerine katıldığını da açıklayan Davutoğlu, Türkiye’nin dış politikasında kesinlikle değişiklik olmayacağını ısrarla vurgularken, “Politikamız 27 Kasım 2010 tarihinde ne ise bugün de yarın 30 Kasım 2010’da da o olacaktır” diye konuştu.
'Türkiye belge inceleme ekibi kurdu'
Bu arada Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’nde bu belgelerdeki Türkiye bölümlerini analiz etmek üzere özel bir ekip kurulduğunu da açıklayan Davutoğlu, her belgeyi en küçük noktasına kadar tetkik ettiklerini belirtti. Ancak özellikle de bir akademisyen olarak her belgeyi yazıldığı tarih itibariyle değerlendirmek gerektiğine inandığını ve sanki her şey bugün yazılmış gibi hareket etmemek gerektiğini söyleyen Davutoğlu, “Bu belgeler sanki bugün tarihli gibi okunuyor. Bu yanlış” dedi. Belgelerdeki muhteva analizini de kendi içlerinde yapacaklarını kaydeden Davutoğlu, “Kamuoyu önünde değerlendirme yapmayacağız” diye konuştu.
Obama da özrü paylaşıyor
“Tüm bu Wikileaks tartışmalarına rağmen Türk – Amerikan ilişkilerinin ne derece sağlam temellere dayandığını gösterir şekilde ikili ilişkilerdeki Afganistan, Kıbrıs gibi konuları kapsamlı bir biçimde değerlendirdik” diyen Davutoğlu, sonrasında Beyaz Saray’a geçerek Başkan Barack Obama’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Tom Donilon ile görüştüğünü anımsattı. Davutoğlu, “Tom Donilon da belgeler konusunda çok derin özürlerini ifade etti. Başkan Obama’nın da bunu paylaştığını vurguladı” dedi. Bu noktada Donilon ile danışman olarak atanması sonrasında ilk kez görüştüklerini kaydeden Davutoğlu, bundan sonra Donilon ile yakın temasta olmak konusunda görüş birliğine vardıklarını vurguladı.
'Belgeler fazla çünkü Türkiye’nin merkez ülke'
Davutoğlu, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği tarafından Türkiye’ye ilişkin sayıca bu denli fazla belge yazılmış olmasına ilişkin soru üzerine ise, “Bu belgeler sorun ülkesi değil aksine olaylar merkezinde olduğumuzu gösterir. Niye bu kadar çok belge Ankara mahreçli? Çünkü eğer Ankara’da iseniz Körfez bölgesi, Irak, Afganistan, Akdeniz ile de ilgileniyorsunuz. Bütün uluslararı gündemin nabzı bizim orada atıyor. Bunu sorun muhatabı olmak değil birçok olayda merkez olmakla ilişkilendirirseniz. Bunu dünya alem biliyor. Olayların, tarihin akışında olduğumuzu gösterir” dedi.
Davutoğlu, Iraklı bir Kürt yetkili tarafından Saddam Hüseyin devrildikten sonra arşivler ortaya çıktığında Türkiye’nin dış politikasına iltifatta bulunarak “Fark ediyoruz ki Türkiye bize ne demişse Saddam yönetimine de aynısını demiş” sözünü ettiğini anlattı.
'Ne demek!'
Bu arada Brookings Enstitüsü’nde yapacağı konuşmaya yetişmek üzere danışmanları basın toplantısını sona erdirirken, salondaki bir gazeteci, Davutoğlu’na “İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?” sorusu yöneltmeye çalıştı. Danışmanlar “Toplantı bitmiştir, teşekkür ederiz” derken, Davutoğlu’nun istifa sorusuna karşılık, “Ne demek!” diye tepki verdiği ifadesi ses kayıt cihazları tarafından kaydedildi.
Clinton: İlişkileri güçlendirmeye çok bağlıyız
ABD Dışişleri Bakanı Clinton da, açıklamasına "Hem çalışma arkadaşım hem de dostum Davutoğlu'nu Dışişleri Bakanlığında ağırlamaktan mutluluk duyuyorum" diyerek başladı.
Davutoğlu'yla son 22 ayda yakından tanıştıklarını ifade eden Clinton, bir dizi konuyu ele almak üzere bugün tekrar bir araya gelmelerinden mutluluk duyduğunu dile getirdi.
Türkiye ile ABD'nin dünyadaki en önemli ikili ilişkilerden birine sahip olduğunu belirten Clinton, "Bu ilişkiyi güçlendirme ve derinleştirmeyi sürdürmeye çok bağlıyız" dedi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu'yla görüşmenin kendisi için her zaman çok yapıcı olduğunu söyleyen Clinton, "Çünkü, sadece Türkiye ve ABD'nin birlikte yapabileceği, yapılması gereken çok fazla şeyimiz var" diye konuştu.
ABD Başsavcısı'na göre cezai soruşturma mevcut
Bu arada ABD Başsavcısı Eric Holder, Wikileaks internet sitesi tarafından yayımlanan belgelerle ilgili olarak "etkin ve devam eden bir cezai soruşturmanın" mevcut olduğunu söyledi.
Holder, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, belgelerin yayımlanmasıyla ilgili olarak cezai soruşturmanın yürütüldüğünü belirterek, sorumlu bulunanların aleyhinde dava açılacağını söyledi.
Beyaz Saray da hükümete bağlı dairelere, gizli belgelerle ilgili prosedürleri sıkılaştırmaları talimatını verdi.
Bütçe ve Yönetim Bürosu'ndan verilen talimatta, yeni prosedürlerin, "kullanıcıların, işlerini etkili biçimde yapmaları için gereken bilgiden daha fazlasına erişmemelerini, aynı zamanda, gizli hükümet talimatlarının kullanımı konusundaki kısıtlamaların uygulanmasını ve medyanın yeterliliklerinin kaldırılmasını sağlayacağı" bildirildi.