Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Almanya, Fransa, İngiltere ve Türkiye'nin katılımıyla yapılacak 4'lü Suriye Zirvesi'ne ilişkin açıklamalarda bulundu. Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul, Şanlıurfa veya Gaziantep'te düzenlenmesini istediği zirvenin, 3-4 Aralık'ta Londra'da gerçekleşeceğini belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, NATO Zirvesi'nde liderler seviyesinde yapılacak 4'lü görüşme öncesinde Mabeyn Köşkü'nde Almanya, Fransa ve İngiltere (E3) heyetleri ile bir araya geldi. Görüşme sonrasında kameraların karşısına geçen Kalın, 4 ülke arasındaki zirve için 3-4 Aralık'ta yapılacak olan NATO Zirvesi marjında bu dörtlü zirvenin yapılmasında mutabık kalındığını belirtti.
"Siyasi süreçle ilgili neler yapılabileceğini detaylı bir şekilde ele aldık"
Toplantı sonrasında basın açıklaması yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Hem NATO Zirvesinde ele alınacak konuları hem de Suriye bağlamında bundan sonraki süreçte izlenecek adımları birlikte değerlendirdik. Fransa Cumhurbaşkanının, İngiltere Başbakanının, Almanya Şansölyesi'nin Cumhurbaşkanımıza özellikle Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra bir daveti olmuştu. Cumhurbaşkanımız alternatif yer olarak toplantının İstanbul, Şanlıurfa yahut Gaziantep'te yapılmasının daha isabetli olacağını söylemişti. Biz hala bu görüşteyiz çünkü Suriye, mülteciler meselesi, Türkiye'nin içinde yanı başında yaşanan bir hadise. Ama çeşitli gerekçelerle bu toplantının NATO Zirvesine kadar yapılamayacağı anlaşıldı. Bunun üzerine de Londra'da 3-4 Aralık'ta yapılacak olan NATO Zirvesi marjında bu dörtlü zirvenin yapılmasında mutabık kalındı. Bizde bugün bu toplantının gündemini ele aldık. Özellikle Barış Pınarı Harekatı'nın sunduğu fırsatlar, mültecilerin geri dönüşü, güvenli bölgenin kurulması ve bundan sonraki siyasi süreçle ilgili neler yapılabileceğini detaylı bir şekilde ele aldık" dedi.
"Sahada durum hassasiyetini korumaya devam ediyor"
Mülteclerin ülkelerine güvenli bir şekilde dönmesinin önemine dikkat çeken Kalın, "Sahada durum hassasiyetini korumaya devam ediyor, bununla ilgili tedbirlerimizi aldık, müttefiklerimizle de paylaştık. Özellikle Anayasa Komitesinin çalışmalarını tamamlaması ve Suriye'yi yeni demokratik, şeffaf meşruiyeti olan bir yönetme kavuşturacak adımların atılması son derece önemli. İkinci olarak da Suriye'de bütün bu süreci bir anlamda sonlandıracak seçimlerin yapılması ve Suriye halkının özgürce iradesini sandıkta yansıtması konusu bu iki başlığı da detaylı bir şekilde alma imkanımız oldu. Mültecilerin geri dönüşüyle ilgili olarak BM Mülteciler Komiserliği'nin yapacağı çalışma bizim için önem arz ediyor. Şu anda bununla ilgili bir detay çalışma yapılıyor" diye konuştu.
"Bundan sonra da mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizin altını çizdik"
Terörle mücadele noktasındaki kararlılığa vurgu yapan Kalın, "Özellikle PKK'nın Suriye kolu olan YPG\PYD terör örgütüne karşı bundan sonra da mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizin altını çizdik. DEAŞ ile mücadele yada başka gerekçelerle bu terör örgütüyle işbirliği yapılması ona destek verilmesi aslında Suriye'de yaşanan en büyük hatalardan birisi. Bir diğer konu burada ele aldığımız, daha geniş manada Türkiye ile Avrupa'nın ekonomi, güvenlik, terörle mücadele göç ve diğer konulardaki ilişkileri bugün burada 3 büyük Avrupa ülkesinin temsilcileri vardı. Dörtlü zirvede de bu ülkelerin liderleri olacak. Belki bu formatta yeni toplantıların yapılması da görüşülebilir. Bu toplantıların biz hem ülkemizin milli çıkarları, terörle mücadeledeki kararlılığını teyit etmesi açısından hem de Suriye'de barış ve istikrarın sağlanması, mültecilere yardım edilmesi açısından olumlu ve faydalı neticeler vereceğini umut ediyoruz. Avrupa ülkeleri mültecilerin geri dönüşüyle ilgili yardıma niyetli oldukları konusunda bir irade beyanında bulundular. Tabi bunun somut olarak şartları mekanizmaları nasıl olacak. Bu konuyu biz BM ile birlikte çalışarak şekillendireceğiz. Cerablus ve Azez Bölgesi'nde iyi bir model var. Bunun bir benzeri Fırat'ın Doğusu'nda da hayata geçirilebilir. 'Türkiye artık NATO'nun güvenilir bir müttefiki değil' iddiasını ortaya atanlar büyük oranda Türkiye'nin bölgede kendi ulusal çıkarlarını garanti altına almak için attığı adımlardan rahatsız olan çevreler, özellikle Suriye konusunda açık konuşmak lazım. Kendi piyonları darbe aldıkça tepkilerin in giderek daha sertleştiğini görüyoruz. Türkiye imtiyaz peşinde değildir. Bu konuları da tabi ki Cumhurbaşkanımız NATO Zirvesinde gündeme getirecek. Türkiye'nin önerdiği politikalar kabul edilseydi bugün ne Suriye'deki bu savaş bu kadar uzayacak ne de bu kadar büyük bir mülteci krizi ortaya çıkacaktı" ifadelerini kullandı.