Gündem

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: Moskova'ya mutabakat ümidiyle gidiyoruz

"Avrupa'ya düzensiz göçü önledik, kapasitemizin sınırı var; Türkiye'ye verilen sözler yerine getirilmeli"

04 Mart 2020 20:44

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, yarın Moskova'da Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bir araya geleceği 'İdlib' zirvesine ilişkin, "Rusya ile kapsamlı ilişkilerimiz var, mutabakat umuduyla gidiyoruz" dedi.

Beştepe'de düzenlenen kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Kalın, Türkiye'nin Avrupa'ya gitmek isteyen mülteci ve sığınmacılara engel olmayacağını açıklamasının ardından sınırdaki yoğunluğa ilişkin "Avrupa'ya düzensiz göçü önledik, kapasitemizin sınırı var. Türkiye'ye verilen sözler yerine getirilmeli. AB, fonların yönetimi ile ilgili yol haritası çıkarmalı. Mültecilerin güvenli dönüşü için şartlar sağlanmalı" ifadelerini kullandı.

Kalın'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Cumhurbaşkanımız yarın Putin ile görüşmek üzere Moskova'ya gidecek. Rusya ile kapsamlı ilişkilerimiz var, mutabakat umuduyla gidiyoruz. Erdoğan-Putin görüşmesinde İdlib'de atılabilecek adımlar etraflıca ele alınacak. Mülteci krizi konusunda temaslar devam edecek. Avrupa'ya düzensiz göçü önledik, kapasitemizin sınırı var. Türkiye'ye verilen sözler yerine getirilmeli. AB, fonların yönetimi ile ilgili yol haritası çıkarmalı. Mültecilerin güvenli dönüşü için şartlar sağlanmalı.

"Hafter'e karşı bir tavır sergilenmezse Libya'daki büyüyecek"

"Müeyyidesi olmayan açıklamalarının bir karşılığı olmadığını ifade etmektedir. Hafter'e karşı bir tavır sergilenmezse Libya'daki krizin daha da büyüyeceği açıktır. Biz oraya askeri eğitim ve danışmanlık hizmeti veriyoruz. Herkes biliyor ki, Libya'daki sürece ve çatışmalara denge  gelmiştir. Yaptığımız görüşmelerde Avrupalı ve ABD'li muhataplarımız Türkiye'nin bu hamlesinin sürece denge getirdiğini açıkça ifade etmektedirler. Özellikle Doğu Akdeniz'deki haklarından vazgeçmediğini, hidrokarbon kaynaklarının araştırılması ve Kıbrıs Türkeri'nin haklarının korunması kararlılığı net bir şekilde ifade edildi.

"Sağlık Bakanlığı'nın uyarıları dikkate alınmalı"

"Koronavirüs salgınının Avrupa'ya yayılmasıyla bizim de teyakkuz halinde olmamız normaldir. Sağlık Bakanı'nın vatandaşlarımızdan bakanlığın uyarılarına dikkat edilmesi istendi. Bu uyarıların takip edilmesi hem kamu sağlığı hem de Koronavirüs'le ilgili alınacak önlemler açısından büyük önlem arz ediyor.

"Milletimiz bunlara ne isim vereceğini gayet iyi bilir"

"(Engin Özkoç'un açıklamaları) Söz insana mahsus bir haslettir. Bugün sarf edilen insana ait söz değildir. Cevap vermeye bile değer bulmuyoruz ama hakkın teslimiyeti açısından birkaç hususu ifade etmek zarureti hasıl olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletiyle ne zaman bir düşmanı ile uğraşmaya başlasa bu PKK, DEAŞ, FETÖ olabilir. CHP zihniyetinin ortaya çıkarak bu düşmanlarla aynı saflarda yer aldıklarını görüyoruz. Biz eli kanlı terör örgütleriyle mücadele ederken onların uzantılarıyla saf tutanları milletimiz ne isim verileceğini gayet iyi bilir. Biz DEAŞ terör örgütüyle göğüs göğse mücadele ederken bu mücadeleyi lekelemeye çalışanlara ne isim verileceğini halkımız gayet iyi bilir.

"NATO'dan beklentilerimizi açıkça ortaya koyduk; atılabilecek çok adım var"

"Sayın Cumhurbaşkanımız sayın Trump'la bir görüşmesi oldu. Birtakım mesajlar geliyor. Bazıları kamuoyuyla paylaşılıyor. Olumlu gelişmeler olduğuna dair birtakım bilgiler alıyoruz. Özellikle Suriye, Libya ve İdlib'deki durumu kontrol altına alınmak somut, öngörülebilir adımları atılmasını bekliyoruz. Türkiye olarak biz NATO'dan beklentilerimizi açıkça ortaya koymuş idik. Atılabilecek çok adım var. Bu Türkiye'nin hava savunma sisteminin kuvvetlendirilmesi olabilir. Bunlarla ilgili olumlu gelişmelerin olduğu işaretini alıyoruz. Ama somut ve neticeleri sahada açık bir şekilde görmek istiyoruz.

"Avrupalılar bu konuda önce aynaya baksınlar"

"Kapıların açılması meselesi yaşadığımız sürecin nihengi noktasıdır. Biz kimseyi burada iradesi hilafına zorla tutamayız. Karşı tarafın da Yunanistan, Bulgaristan başka Avrupa ülkelerinin alma mecburiyeti vardır. Biz nasıl bu ihtiyaçları karşılıyorsak diğer ülkelerin de karşılama mecburiyeti vardır. Sınırda birkaç gündür uygulamaları görüyoruz. Mültecilere nasıl muamele edildiğini açıkça görüyoruz. Temel insan hakları, insan onuru kavramını sürekli dile getiren Avrupa'nın bu yaşananla ilgili nasıl tavır alacağı büyük önem arz ediyor. AB temsilcilerinin gelip oralarda fotoğraf vermesi, destek olması kendi bilecekleri bir şeydir. 100 bin civarında mülteci almış olan acilen yüz binlerce Avro yardım fonunu harekete geçiren AB'nin, 4 milyon civarında mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye olduğunda bürokrasiden, mevzuattan bahsetmesi çifte standarttır. Mülteci krizinin sorumlusu olarak Türkiye'yi gösterenler aynaya bakmakta fayda vardır. Bizim amacımız kapıları açmak suretiyle suni bir kriz yaratmak, siyasi şantaj yapmak asla değildir. Cumhurbaşkanımızın açık kapı politikaları çerçevesinde yüz binlerce insana kapılarımızı, gönüllerimizi açtık. Külfet paylaşımı ve demin bahsettiğim Türkiye-AB Mülteci Anlaşması çerçevesinde adım atılmalıdır."