Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın dövizin düşüşe geçmesine ilişkin olarak, "Dövizde iyiye gidiş başladı, kimseyle ekonomik savaştan yana değiliz" dedi.
Beştepe'de açıklamalarda bulunan Kalın, "Onlar bir papaz için Türkiye'yi kaybetme noktasına gelirken, onların PKK ve FETÖ konusunda somut bir adım attıklarını görmedik. Somut olarak bizi tatmin edici bir işbirliğini görmedik" ifadesini kullandı.
Kalın, Resmi Gazete'de bugün yayımlanan kararnameyle ABD ürünlerine ek vergi getirilmesine ilişkin olarak ise, "Bazı ABD ürünlerine ek vergi getirilmesi konusunda kararlar alındı. Bu tepkileri vatandaşlarımızın da sahiplendiğini görüyoruz. Türkiye ekonomik savaştan yana değildir ancak kurumlarıyla bu saldırıları püskürtmek için gereken adımları atacaktır" diye konuştu.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Kanal 24 muhabirinin sorduğu İncirlik Üssü sorusuna cevap vermedi.
"Türk ekonomisinin bünyesi sağlamdır"
Kalın'ın konuşmasının satır başları şöyle:
"İtalya'da hayatını kaybedenler için taziyelerimizi iletiyoruz. Bu zor gününde İtalyan halkının yanındayız.
ABD yönetimin gayrimeşru ve irrasyonel tepkileri nedeniyle bazı dalgalanmalar olduğunu gördük. Bu dalgalanmaların Türk ekonomisiyle bir ilgisi yoktur. Bir psikolojik savaş olarak bazı adımların atıldığını gördük. Aldığımız tedbirler, vatandaşlarımızın bu konuyu sahiplenmesiyle iyiye gidişin dün itibariyle başladığını görüyoruz. Bu gidişin devam edeceği beklentimizdir. Türk ekonomisinin bünyesi sağlamdır. Bankacılık sektörü son derece sağlam bir yapıya sahip olduğunu herkes bilmektedir. Türkiye ekonomik savaştan yana değildir. Ancak aldığımız tedbirlerle bir iyileşme trendinde olduğunu görüyoruz. Avrupa ülkelerinden Rusya'ya pek çok çevre, Trump yönetiminin açıklamalarına tepkiler geldiğini de görüyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi Türkiye serbest piyasa ekonomisiyle dünyaya entegre olmaya devam edecektir. Trump yönetiminin iç siyasi sıkışıklıktan dolayı dış politikada gerginlikler başlttığını görüyoruz. ABD yönetiminin Kanada, Meksika, Rusya, Küba ve NATO gibi gerilimlere girdiğini gördük. Dünyanın ekonomik dengelerine ve ABD çıkarlarına zarar verdiği açık şekilde ortadadır. Alacağımız tedbirlerle, Türk ekonomisindeki normalleşmenin süreceğini görüyoruz.
İşsizlik oranındaki düşüş ve istihdamdaki artış da başka bir göstergedir. Bu ekonominin de olumlu bir seyirde ilerlemekte olduğunu teyit etmektedir. ABD veya başka bir yönetimin kısıtlayıcı yöntemine karşı EuroZone başta olmak üzere özgürlükçü bir sistemden yana olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Bundan sonra temaslarımız da devam edecek.
ABD ürünlerine ek vergi
Bazı ABD ürünlerine ek vergi getirilmesi konusunda kararlar alındı. Bu tepkileri vatandaşlarımızın da sahiplendiğini görüyoruz. Türkiye ekonomik savaştan yana değildir ancak kurumlarıyla bu saldırıları püskürtmek için gereken adımları atacaktır.
Güvenlik tedbirleri
Güvenlik konusu bizim için önemli. Türkiye çevresinde yaşanan ulusal güvenlik sorunlarına verdiği tedbirler ve gösterdiği tepkiler de devam edecek. PKK terör örgütüne karşı ciddi mesafeler aldığını görmekteyiz. Terörle mücadele konusunda netice alınacak adımlar atılıyor. Türkiye'ye dönük tehditleri yok etmek için mücadelemiz devam edecektir. Sayın İbadi ile bu konu görüşüldü. Irak topraklarından Türkiye'ye herhangi bir tehdidin kabul edilemeyeceğini, Türkiye ve Irak makamlarının birlikte çalışabileceğini ifade etti.
Merkel ve Macron görüşmesi
Katar Emiri, Sayın Cumhurbaşkanımızla bir araya gelecek. Bu ziyareti biz önemsiyoruz. Katar'ın Türkyie'nin yanında olduğunun bir işaretidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın, bugün öğleden sonra Sayın Merkel ile, yarın da Sayın Makron'la telefon görüşmesi olacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın eylül başında Kırgızistan'a bir ziyareti gerçekleşecek.
Suriye ilie ilgili devam eden bir Astana süreci var. Üçüncü toplantı Tahran'da yapılmayı planlanıyor. Üç garantör ülkeden birisi olarak da Astan sürecini önemsiyoruz.
Somut karşılığı yok, pilotlarımızın eğitimi devam ediyor . Türkiye sadece F35'lerin müştersisi değil o projenin ortağıdır. Kendi ortağı olduğu projedeki haklarından feragat etmesi düşünülemez. Yaptırım tehditleriyle bir mesafe alınamayacağını bilinmesi gerekiyor.
ABD ürünlerine yönelik boykot çağrısını bu yönde değerlendirmek gerekir.
ABD Türkiye'deki yargılama süreçlerine saygılı olmalı
Türkiye'ye yönelik olumsuz bir tavır olduğu sürece bu karşılıksız bırakılmaz.
"Türkiye F35'in müşterisi değil"
Elektronik ürünlerine boykot: Bu Türkiye'ye karşı başlatılan spekülatif işlerin bir takım neticelerinin olması normal. Bu sorunların çözülmesi bizim beklentimizdir. ABD'nin Türkiye'deki yargı süreçlerine saygılı olmalılar. Bunlar yoluna girdiğinde ilişkiler yeniden normalleşir. Bizim çabalarımız ve beklentilerimiz bu yönde. Türkiye'ye yönelik olumsuz bir tavır olursa bunlar karşılıksız kalmaz.
F35'lerin satışları: Sayın Trump'ın imzaladığı madde büyük bir paketin içinde. Şu anda somut bir karşılığı yok. Pilotlarımızın eğitimi devam ediyor. Türkiye F35'lerin sadece müşterisi değil, ortağıdır da... Şu ana kadar da üzerine düşen sorumlulukları da yerine getirmiştir. İş bu yöne giderse hukuk yollarına başvururuz. Umarım iş bu noktaya gelmez. Ülkemizdeki bu birlik ve dayanışma duygusunun bir mesaj olacağını düşünüyorum.
Çin-Rusya-İran ile yerli para işbirliği: Bu konu gündemde bir konudur. Bunu başka ülkelerle de konuştuk. Merkez Bankaları yetkilendirildiler. Çalışmalar sürüyor. Ciddi bir mesafe alınıyor. Bunu başka ülkelerle de yapabiliriz. Doları tehdit unsuru olarak kullanmak isteyenlere karşı tepki olarak bu arayışın güçlendiğini görüyoruz. Biz bu konuda son derece olumlu bir tutum içerisindeyiz.
Münbiç'teki devriyeler: Münbiç eylem planı, 4 Haziran'da üzerinde kalınan eylem planı uygulanmaya devam ediyor. Türk ve ABD askerleri bağımsız, 90 gün sonunda da ortak devriyelerini yapacaklar. Beklentimiz bu plan çerçevesinde YPG ve PYD unsurlarının Fırat'ın doğusuna çekilmesi. Bu yöndeki çalışmalar olumlu bir şekilde devam ediyor. Pentagon'un da bu yönde açıklamaları oldu.
Erdoğan-Trump görüşmesi: Planlanan bir görüşme yok.
Brunson'un durumu: Bir hayal kırıklığından bahsedeceksek Türkiye'nin yaşadığı hayal kırıklığından bahsedelim. Onlar bir papaz için Türkiye'yi kaybetme noktasına gelirken, onların PKK ve FETÖ konusunda somut bir adım attıklarını görmedik. Somut olarak bizi tatmin edici bir işbirliğini görmedik. YPG/PYD konusunda ABD'nin tutumu ortada. FETÖ elebaşı serbest şekilde yaşamaya devam ediyor. Eğer bir hayal kırıklığından bahsedeceksek Türkiye'nin daha derin olduğunu söylemek gerekir. Bizim NATO müttefikimiz ve stratejik ortağımızın bu yönde adım atmaması kabul edilemez. Burada yargı bir süreci var. Biz yapıcı bir irade ortaya koyuyoruz. Biz gerilimden, savaştan, ilişkileri koparmaktan yana değiliz. Türkiye'nin egemenliğine, yargı bağımsızlığına tehdit olunca gereken tepkiyi veririz. Halkbank davası devam ediyor; Hakan Atilla haksız bir şekilde yargılandı, cezaya çarptırıldı. Bizim haklarımızı savunmamız vazifemizdir.
TBMM'nin toplanması: Bu planlanmıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı çağrının muhalefet liderleri tarafından olumlu karşılanması memnuniyet verici. Türkiye bu süreçten güçlenerek çıkacaktır. Bunun sonuçlarını da dün akşam itibariyle görmeye başladık. Sakin bir şekilde tedbirlerimizi hayata geçiriyoruz. Siyasi partilerinin liderleriyle de görüşmeler yapabilir. Önemli olan milli birlik ve beraberlik duygusuyla bu süreci atlatmamız. 17-25, PKK terörü, 15 Temmuz'da hamdolsun milletimizin basiretiyle bu sorunlar aşıldı. Türkiye bu krizi fırsata dönüştürmek üzere.
İdlib'teki gelişmeler: Böyle bir göç dalgası beklemiyoruz. Kurumlarımız muhataplarıyla görüşmelerini sürdürüyor. Biz kararlı bir şekilde kendi planımızı uygulamaya devam edeceğiz.