Dünya

Cumhurbaşkanı'ndan ABD'deki öğrencilere 'paralel yapı' uyarısı

"Tek bir gencimizin, karanlık yapılar elinde heba olmasına gönlümüz razı değil"

04 Nisan 2016 12:54

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD’den ayrılmadan önce bir araya geldiği üniversite öğrencilerine tavsiyelerde bulundu. Türk Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geleceğinizi karartmak isteyen iki hastalıklı akıma karşı uyanık olmalı, bunlarla mücadele etmelisiniz. Bunlardan birisi dinimizi istismar eden, insanlık dışı eylemleri için onu kendine maske yapan terör örgütleridir. Bir diğeri ise bu örgütlerin işlediği cinayetleri İslam ve yabancı düşmanlığını yaymak için kullanan kesimlerdir. Ben, sizlerden hem bu yapıya hem de benzeri oluşumlara karşı daha dikkatli olmanızı istiyorum. Bizim tek bir gencimizin, istikbalimizin umudu olan tek bir evladımızın kaybolmasına, karanlık yapılar elinde heba olmasına gönlümüz razı değil. Ben sizlere güveniyorum” dedi.

Hürriyet'te yer alan habere göre; sözlerine Mardin'in Nusaybin ilçesinde şehit olan güvenlik güçlerine rahmet dileyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu hain saldırılar karşısında hiçbir şekilde geri adım atmayacağımızı, aynı kararlılık ve hassasiyetle terörle mücadelemizi devam ettireceğimizi özellikle ifade ediyorum. Terör örgütü ve örgütün ipini elinde tutanlar ülkemizi kutlu yolculuğundan asla alıkoyamayacaktır. Türkiye aziz milletimizin basireti, feraseti ve dayanışmasıyla terör belasına son verecektir" ifadelerini kullandı.

Açılışı gerçekleştirilen Türk Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi'nin ibadetlerin gerçekleştirileceği bir mekan olmanın ötesinde ilim ve sosyal çalışmalarda da gençlere ciddi katkılar sağlayacağını dile getiren Erdoğan, "Bina yapmak elbette önemlidir ancak esas olan bu binaları en iyi şekilde kullanmak, buranın hakkını vermek, burayı her yönüyle takdir toplayan, parmakla gösterilen mekanlara dönüştürebilmektir. Mesele bu binalara hayat vermektir. Bunu yapacak olanların da siz değerli gençlerimiz, öğrencilerimiz olduğuna inanıyorum. Bunu böyle düşünüyorum" diye konuştu.

Müslümanların zor ve sancılı bir dönemden geçtiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: 

"Hemen her gün İslam coğrafyasının bir köşesinden yüreklerimizi dağlayan, gözlerimizi yaşartan, bizi karamsarlığa sevk eden haberler alıyoruz. Tarih boyunca ilim, irfan ve hikmet merkezileri olan şehirlerimiz ya Esed gibi devlet terörü uygulayan rejimler ya da DAİŞ gibi terör örgütleri eliyle yok ediliyor. Yüzyıllardır sakinleri için birer güven yurdu olan İslam beldeleri maalesef bugün kan, gözyaşı ve yıkımla anılıyor. Yıllardır baskıcı rejimler, diktatörlükler altında yaşamaya zorlanan Ortadoğu ve kuzey Afrika halklarının özgürlük, demokrasi ve onurlu yaşam talepleri boğulmaya, sekteye uğratılmaya çalışılıyor. Akdeniz'de, Ege'de veya Hint Okyanusu'nda azgın dalgaların hayallerini yuttuğu mültecilerin büyük bir kısmı da yine bizim kardeşlerimiz. Bu acı manzara karşısında zaman zaman umutsuzluğa kapılmamak elde değil. Fakat bizler Müslümanız. Asla yeise, karamsarlığa kapılamayız. Biz devlet adamları olarak sizlere daha özgür, adil, huzurlu bir dünya bırakmak için var gücümüzle çalışıyoruz, çalışacağız."

Türkiye'de Paralel Devlet Yapılanması bulunduğunu anlatan Erdoğan, bunun şu anda Türkiye'de ne yazık ki ümmeti parçalama görevini üstlenmiş bir yapı olduğunu kaydetti. Erdoğan, Paralel Devlet Yapılanması'nın Milli Güvenlik Strateji Belgesi'ne girdiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Türkiye'den kaçıp 1999'da buraya gelen, burada da malum şu anda birçok adımları atan, birçok gencimizi bu vesileyle aldatan, hepsinden öte çok daha da enteresan, çok ciddi bir parasal kaynak elde eden, tabii burada bilemiyorum, buranın yönetimleri bu işi nasıl takip eder. Çünkü Amerikan yönetiminin özellikle vergi, para... bu işlerde çok hassas olduğunu da biliyorum. Defaatle de biz, Amerikan yönetiminden bunlara yönelik ya deport etmesini veya bizlere verilmesini istedik. Çünkü Türkiye'deki konumlarını da kendilerine bildirdik."

Bu kişilerin bir kısmının mahkum olduğunu, bir kısmının da Türkiye'den yurt dışına kaçtığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: 

"Biz kovalıyoruz, onlar kaçıyor ve kovalamaya devam edeceğiz çünkü bunlar milleti böldüler. Kendilerine göre bir İslam tanımı getirdiler. Bunu kabullenmek mümkün değil. Türkiye'de 40 yıldır gizli bir şekilde örgütlenen, kendini dini bir cemaat gibi sunan, diyalog, hizmet, eğitim gibi kavramların arkasına saklanarak bir suç örgütü kuran karanlık bir yapıyla bizler 3 yıldır mücadele ediyoruz. Paralel Devlet Yapılanması olarak adlandırdığımız bu örgüt, 2013 yılından bu yana yargı ve emniyetin içerisindeki mensupları aracılığıyla meşru hükümete bir darbe girişimde bulunuyor. Hamdolsun bu darbe teşebbüsünü milletimizin desteğiyle ve duasıyla bertaraf ettik. Liderliğini burada firari olarak yaşayan Fethullah Gülen'in yaptığı bu örgütün gerçek yüzü, aradan geçen bu 3 yıl içinde milletimiz tarafından çok daha net bir şekilde görüldü."

 

"Azeri gazeteciyi tebrik ediyorum"

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brookings Enstitüsü'ndeki konuşmasını anımsatarak, şunları söyledi:

"Konuşmaya girerken baktım, caddenin bir tarafında evet, terör örgütleri PKK, PYD, YPG... bunun yanında ASALA ve baktım ki bunun yanında Paralel Devlet Yapısının temsilcileri, onlar da orada. Hep beraber el ele vermişler. Birlikte orada haykırıyorlar. Onlar orada haykırırken, bunlar sözde gazeteci, bugün bu açılış törenini yaparken, burada da bir şey gördüm. Bir Azeri gazetecinin, bugünkü Ermenistan-Azerbaycan arasındaki çatışmalarda, tabii gerçi 100'ü aşkın Ermeni öldü, 12 de Azeri şehit oldu, onlarla ilgili bana bir soru sordu. Kadıncağız, baktım gözleri doldu ve yaşlar gözlerinden akmaya başladı, bu da Azeri gazeteci. Ben bu Azeri bayanı alkışlıyorum, onu tebrik ediyorum."

 

"Gönlümüz razı değil"

 

Azerbaycanlı gazetecinin kendi ülkesinin şehidi için böyle ağladığını vurgulayan Erdoğan, "Benim ülkemde de şehidimiz için ağlayan değil, tam aksine bunu farklı bir şekilde adeta bakıyorsunuz, onların, yani teröristlerin yanında yer alanları görüyoruz" dedi.

Erdoğan, salonda bulunan gençlere, "Ben, sizlerden hem bu yapıya hem de benzeri oluşumlara karşı daha dikkatli olmanızı istiyorum. Bizim tek bir gencimizin, istikbalimizin umudu olan tek bir evladımızın kaybolmasına, karanlık yapılar elinde heba olmasına gönlümüz razı değil. Ben sizlere güveniyorum" sözleriyle seslendi.

İnançla, kararlılıkla, azimle gece gündüz demeden çalışılması ve çaba gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, bu sancılı günlerin geride kalacağına, çok daha aydınlık günlerin geleceğine işaret etti.

 

"Gençler iki akıma karşı uyanık olmalı"

 

Geleceği gençlerin inşa edeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin yapacağı her çalışmanın bunun birer tuğlası olacağını belirtti.

Gençlerden eğitim hayatlarına bu anlayışla yaklaşmalarını isteyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Geleceğinizi karartmak isteyen iki hastalıklı akıma karşı uyanık olmalı, bunlarla mücadele etmelisiniz. Bunlardan birisi dinimizi istismar eden, insanlık dışı eylemleri için onu kendine maske yapan terör örgütleridir. Bir diğeri ise bu örgütlerin işlediği cinayetleri İslam ve yabancı düşmanlığını yaymak için kullanan kesimlerdir. Buradaki diyalog ve araştırma merkezinin de bu anlamda sizlere önemli imkan sağlayacağından, imkan sunacağına eminim. Amerikan toplumuna İslam'ın örnek değerlerinin anlatılmasında, gerçek öğretilerinin tanıtılmasında ve İslam karşıtı ön yargının kırılmasında rol alabilecek en etkili aktör kuşkusuz bu ülkede yaşayan sizlersiniz. Bunun farkında olmalısınız ve bu görevin biinci içerisinde de hareket etmelisiniz. ABD'nin önde gelen eğitim kurumlarındaki öğrenim hayatınızda sizlerin dinimizin mesajlarını aslına uygun ve doğru şekilde aktarmanız belki de bu çabalarımızdaki en önemli unsurdur. Sizlerin Amerikan toplumu nezdinde sergileyeceğiniz temsil ve kamuoyuna vereceğiniz mesajlar bu bakımdan çok önemlidir. ABD'deki Türk öğrenci gruplarıyla ilişkilerinizi güçlendirmenizi, Türk Amerikan dernekleriyle yakın temas içinde olmanızı istiyorum."

Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez/Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez" dizelerini anımsatarak, "Bir ve beraber olunca aşılmayacak hiçbir engel yoktur. Böylesi bir birlikteliğin hem Amerikan halkına İslami değerlerin tanıtılması hem Müslümanlara karşı önyargıların aşılması hem de mesajlarının tek ses olarak verilebilmesi noktasında son derece önemli olduğunu düşünüyorum." dedi. 

Allah'ın, "Hepiniz toptan sımsıkı Allah'ın ipine sarılın, ayrılığa düşmeyin" emrini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu emir, talimat ortadayken biz acaba Allah'ın ipine, toptan, sımsıkı sarılıyor muyuz? Bu soruyu kendimize sormamız lazım. Eğer sarılıyorsak evelallah altından kalkamayacağımız hiçbir yük yoktur. Hepsini aşarız. Ayrılığa da düşmeyeceğiz. Türk ve Müslüman öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanması ve İslam kültürünün Amerikan halkına tanıtılması yolundaki çabalara desteğimiz devam edecek, bundan hiç endişeniz olmasın. Eğitim, öğretim hayatınızın ardından ABD'nin sosyal ve siyasal hayatındaki başarılarınız da bizleri en az Türk toplumunun başarısı kadar memnun edecektir."

 

"Farkımız bu"

 

Salonda yabancı öğrencilerin de olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Zaten işin güzelliği burada. Niye? Biz biriz, beraberiz, hep birlikte Müslümanız. Birbirimizi ne makam ne para, pul için seviyoruz. Birbirimizi sadece ve sadece Allah için seviyoruz. Bizim farkımız bu. Ne yazık ki bazı çevreler özellikle akademik unsurları kullanmak suretiyle 1915 olaylarını bahane ederek Türk ve İslam karşıtı motivasyonlarla Türkiye aleyhinde kampanyalara meyil edebiliyorlar. 'Osmanlı İmparatorluğu'nun gayrimüslimleri yok etme amacıyla tüm Ermenileri katlettiği' yalanını ortaya atan odaklara bakıldığında bu kesimlerin esasen İslam karşıtlığında birleştiğini görürsünüz. Yoksa Osmanlı'da insanları katletmek, yok etmek asla, öyle bir şey söz konusu değildir. Biz ecdadımız için böyle bir kara lekeyi de kabul edemeyiz. Hepimiz biliyoruz ki dinimize göre bir masumu öldürmek tüm insanlığı öldürmekle eş değerdir. Bu itibarla okul ve sosyal hayatınızda bu çarpıtmalara entelektüel ve bilimsel düzeyde cevap verilmesinde sizlerin katkılarını bekliyorum. Ön yargılı kampanyalarla mücadelemizde bize destek vermenizi özellikle okullarınızda uygun vesilelerle bu hususları paylaşmanızı rica ediyorum."