T24- Domuz gribi aşısı konusunda yaşanan tartışmaya ilişkin en radikal öneri, bu işin uzmanından geldi. Hacettepe Tıp Dekanı Prof. Serhat Ünal, toplumda aşıya yönelik güvensizliğin aşılması için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ‘H1N1 aşısı olun’ çağrısında bulundu.
Türkiye’nin önde gelen enfeksiyon hastalıkları uzmanlarından olan Ünal, Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer'e domuz gribi aşısında gelinen nokta ve bundan sonra nasıl bir politika izlenmesi gerektiği konusundaki görüşlerini aktardı:
KIRILMA NOKTASI BAŞBAKAN
- Hükümet bu süreçte neyi doğru, neyi yanlış yaptı?
Sağlık Bakanlığı hızla tüm tedbirleri aldı. Önce virüsün ülkeye girişini yavaşlatmaya çabaladı. Sonra vatandaşları bilgilendirdi. Yeterince aşı temin edildi. Hepsi düzgündü. Tek sıkıntı ki o da bakanın elinde değildi, konunun politize olmasıydı. Ondan sonra güven kayboldu.
- Hacettepe’de nasıl en yüksek aşılanma oranına ulaşıldı?
Düzgün anlatılırsa olur. Yüzde 90 aşılandık. Hem başhekim hem de ben enfeksiyon hastalıkları uzmanıyız. Bizim hastane bize güvenir bu konularda.
- Toplumdaki bu şüphe hali neden?
Öncelikle dünyada aşı gecikip, her şey süratle gerçekleşince insanlarda ‘yeterince kontrol edilmedi’ kanısı uyandı. Halbuki tüm aşamalardan geçen ve güvenilirlikleri kesin aşı bunlar. İkincisi hekimler kendi aralarında çelişti. Aslında bu işin esas uzmanı infeksiyon hastalıkları uzmanları arasında hiçbir görüş ayrılığı yok. Aşının emniyetli olduğunda ve yapılması gerektiğinde onlar hemfikir. Ama konuyla doğrudan ilgisi olmayan uzmanlar da görüş belirtince kafalar karıştı. Sonuncu sebep de Başbakan ile bakan arasındaki görüş ayrılığıdır. Zaten asıl kırılma noktası da budur.
AŞILAR GÜVENLİ
-Aşılar güvenilir mi?
Bundan önce çoluğumuza çocuğumuza yaptırdığımız aşılara ne kadar güveniyorsak buna da o kadar güvenmeliyiz. Dünyada 65 milyon doz yapıldı. Beklenmedik yan etki orada da Türkiye’de de yok.
BÖYLE MEKTUP OLUR MU
- Aşılanma oranı başarılı mı?
Hayır. Okullarda yüzde 1-2’lerde gidiyor. Velilere gönderilen mektubun çok etkisi oldu aşılanmamada. Tehlikeli yan etkiler sıralanmış. Aşı felç yapar, öldürebilir diye yazıyor. Ama gerçekleşme
olasılığının yüz binde, milyonda bir gibi çok küçük olduğu yazılmamış. Çok büyük hata.Veliler de o kağıdı okuyunca oranları bilmediğinde tabi ki korkuyor.
- Bundan sonra salgın nasıl bir seyir izleyecek?
İngiltere’den bir uzmanı dinledik. Matematiksel modelleme yaptı. Orada toplumun yüzde 35-40’ı aşılandığında ya da hastalığı geçirdiğinde salgın peak (zirve) yapacak. Sonra yavaş yavaş azalacak. Nüfusumuzun daha genç ve aşılanma oranımızın daha düşük olması nedeniyle bu bizde yüzde 50 seviyelerinde olabilir. Yani 72 milyon nüfusun 36 milyonu ya aşılanacak ya da hastalanacak.
- Aşının yan etkisinden kaç kişi ölecek?
Bir milyonda bir kişide meydana gelse 10 milyonda 10 kişi. Bunun zaten sekizi iyileşecek Geriye iki kişi kalır. Hastalık kendisi daha tehlikeli.
- Aşılanmanın ülkeye maliyeti nedir?
Aşının maliyeti 500 bin TL. Toplumun büyük kesiminin ve risk gruplarının aynı anda hasta olmasının getireceği mali yük 2.5 milyar TL.
GÜL AŞI OLSA MUHTEŞEM OLUR
- Aşılama yapılabilmesi için bundan sonra nasıl hareket etmek lazım?
Öncelikle vatandaşın güvenini kazanan insanlar aşı yaptırmalı. Keşke Cumhurbaşkanı çıkıp yaptırsa, muhteşem olur. Ya da dini liderler, toplum liderleri yaptırsa. Ama Başbakan yaptırmayınca onlar ne kadar gönüllü olur bilemem. İkincisi ise taraf olmamış, sağduyusuna güvenilecek bilim adamlarından kurulacak bağımsız, siyaset üstü bir kurul lazım. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu tür konular çok çabuk günlük politika malzemesi oluyor. Bakanlığa şahsi güvensizliğim yok. Ama olay çok politize oldu. Bakanlığın bir bilim kurulu var ama o, bakanın kurulu gibi algılanıyor. Onu bakanlık dışına çıkarıp, tam yetkili siyaset üstü bir karar alma kurulu haline getirmek lazım. O kurulun kararlarını da Sağlık, Mili Eğitim ve İçişleri Bakanlıkları uygulayacak denmeli.
ORDU KAYGISI
- Salgının etkileri hissediliyor mu?
Normalde acile 100 hasta geliyorsa şimdi. 400 hasta geliyor. Sadece enfeksiyon, dahiliye bölümü değil herkesi görevlendirdik. Bir taraftan aşı yapılıyor bir taraftan tedavi. Şu an elimizdeki personelle yönetebiliyoruz. Ama doktorlarımın yarısı hastalanıp yatsa, yürümez. Onun için biz sağlık personelini yüzde 90 aşıladık. Gücümüzü kaybetmemek için ve başkalarına bulaştırmamak için.
- Başka hangi kuruluşlar riskli?
Orduda aşılanma çok önemli. Askerler koğuşlarda yatıyor. İki yüz askerden bir tanesi hapşırsın yarısı yarın, diğer yarısı öbür gün hastalanır. Özellikle sınır karakollarındaki birliklerde yerini nasıl dolduracaksın?
KKTC BİZDEN BAŞARILI
- KKTC’de durum nasıl?
Ben KKTC Sağlık Bakanlığı’nın danışmanıyım bu konuda. Davet etti, gittim. Önce Bayrak Televizyonu’ndan halka anlattım. Sonra Bakan ile basının önüne
çıktık. ‘Size güvendiğiniz bir hoca anlatsın istedik’ diyerek bana verdi mikrofonu. Tüm doktor ve hemşirelere de ayrıca anlattım. Başbakanları da aşılanacağını açıkladı. Orada aşılanma oranı bizden ileride sanırım.