Cudi eteklerindeki köylerde 'geri dönüş' heyecanı var. Kimi köyler yerleşime hazır hale gelmiş. Kimilerinde ise elektrik, su ve yol yok. Geri dönenler köyü yeniden inşa ederken "Yeter ki süreç sürsün. Bir daha dönmeyelim" diyor.
Barış süreciyle birlikte 90’lı yıllarda güvenlik nedeniyle köylerini terk eden insanlar geri dönmeye başladı. Yıllarca hayalet kent görünümünde olan köylerde, evler onarılıyor, çocuk parkları kuruluyor, reçel kazanları kaynıyor. Köyüne geri dönenlerin hikâyesini yazmak için Cudi Dağı’nın eteğine gittik... Mardin Havaalanı’nda uçaktan iner inmez Şırnak’ın Cizre ilçesine gidiyoruz. Güçlükonak Belediyesi’nde çalışan Serkan Değer, “Artık hiçbir şey iki yıl öncesi gibi değil. 90’larda köylerini terk edenler geri dönüyor, köylerine yerleşiyor” diyor. Değer’den aldığımız bilgilerle Güçlükonak’a bağlı Ormaniçi Köyü ve Çelik mezrasına doğru yola çıkıyoruz. Eskiden operasyon bölgesi olan ve şehir merkezine yaklaşık 100 kilometre uzak köylere yaptığımız yolculuk sırasında tek bir askeri araca bile rastlamıyoruz. Cudi ile Gabar Dağı’nın arasında kalan Çelik mezrasının girişi neredeyse şantiye alanına dönmüş. Yıkılmış evlerin yerine yenileri inşa ediliyor.
Burada mı yaşacağız?
Radikal gazetesinden İdris Emen'in haberine göre, Bizi karşılamaya gelen Ramazan Kaya’nın hikâyesini dinliyoruz. Üç kardeşi siyasi sebeplerden yıllarca hapis yattıktan sonra ailelerini alıp köyü terk etmiş. Her biri ayrı bir hayat kurmuş... İstanbul , Londra , Adana ve Siirt’te... Süreçle birlikte geri dönüşler olduğunu duyunca da tekrar çocukluklarının geçtiği köylerinin yolunu tutmuşlar. Elektrik, yol ve suyu olmayan köyde en azından barış havasını solumak bile iyi gelmiş onlara. Ramazan Kaya, “Köyde kalmamız için barış sürecinin devam etmesi lazım. Hükümetin gerekli adımları atması lazım. Yeter ki barış olsun, elektrik de olur su da olur” diyor...
1993’te tutuklandıktan sonra 11 yıl cezaevinde kaldığını ve 2004’te Londra’ya yerleştiğini söyleyen Sadık Kaya ise şunları anlatıyor: “Çocukluğum burada geçti. Çocukken arkadaşlarımla nehirde yüzer, balık tutardık. Eskiden burası cıvıl cıvıl bir köydü. Herkes birbirini tanırdı. Köy halkının her biri bir yere dağıldı. 20 yıl sonra çocuklarımla beraber geldiğimde köy harabeye dönmüştü. Yıllarca köylerini merak eden çocuklarım yıkılmış evleri gördüğünde, ‘Baba biz burada mı yaşayacağız? Burada bir şey yok ki’ diye sorular sordular. Sonuçta onlar da haklı büyük şehirlerde yaşamaya alışıklar. Köyün harabeye dönmesi, köyde kimsenin olmaması beni çok duygulandırdı. Şimdi köy halkı el birliğiyle köyü yeniden İnşa ediyor. Bu durum beni sevindirdi. Şimdi eskisi gibi nehirde yüzüp balık tutuyorum. Köy kurulduğunda ailemle birlikte yazları köye dönüp tatilimi burada geçireceğim.’’
Çocuk parkı bile var
Ormaniçi Köyü’ndeyse durum daha iyi görünüyor. Güçlükonak Kaymakamlığı dönüş başvuruları olunca Ormaniçi Köyü’ne 1 milyon liralık harcamayla elektrik, yol ve su götürmüş. Hatta çocuk parkı bile var. İstanbul başta olmak üzere Türkiye ’nin dört bir yanına dağılmış köy sakinleri geri dönmüş. Şimdilik köyde 25 aile var. Köy muhtarı Ali Çetin geri dönüş hikâyelerini şöyle anlatıyor: ‘’1993’te köyümüz savaş alanına dönmüştü. Operasyon bölgesi olduğu için devlet, köyü boşaltmamız için bize baskı uyguluyordu. İki kez köyümüz yakıldı. Dört kişi faili meçhul cinayete kurban gitti. Can güvenliğimiz olmadığı için köyümüzü terk edip şehirlere göç ettik. Süreçle birlikte geri döndük. Süreç tıkanırsa yine terk etmek zorunda kalacağız.’’
4 bin kişi dönmek istedi
İçişleri Bakanlığı’na göre 90’lı yıllardan beri başta Güneydoğu olmak üzere 14 ilde 386 bin kişi, Göç-Der’e göreyse yaklaşık 4 milyon kişi yerinden oldu. Şırnak Valiliği’nin verilerine göre ise süreçle birlikte yaklaşık 4 bin kişi dönüş için resmi makamlara başvuruda bulundu.
‘Mahmur Öcalan’dan çağrı bekliyor’
Köylere geri dönüşün kitleselleşmesi için gerekli altyapı eksikliklerinin bir an önce giderilmesi gerektiğini söyleyen Göç-Der Başkanı İlyas Erdem, geçen günlerde Mahmur Kampı’na giderek köylerini terk eden insanlarla görüştüklerini söyledi. Kampta yaklaşık 13 bin göçmenin olduğunu belirten Erdem sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanlar köylere geri dönüşün ancak hükümetin atacağı siyasi adımlarla mümkün olabileceğini savunuyorlar. Öcalan’ın çağrısıyla Türkiye’ye geri döneceklerini söylüyorlar. Öte yandan barış süreciyle birlikte köylere geri dönüşün kalıcı olması için altyapı çalışmalarının bir an önce giderilmesi lazım.’’