Hülya Karabağlı/ ANKARA
İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, İçişleri Bakanı Muammer Güler’e, en son Eskişehir’de bir inşaatta çalışan, 100-150 kişilik bir grubun sopalı ve bıçaklı saldırısına uğrayan Kürt vatandaşların durumunu ve bu saldırılara karşı alınan önlemleri İçişleri Bakanı Muammer Güler’e sordu. Tüzel, “Son dönemde gelişen ve halkın büyük bir bölümünün desteğini alan Kürt sorununda çözüm süreci görüşmelerinin sürdüğü bir dönemde bu türden, yurttaşların birlikte yaşamına, kardeşliğine yönelen ırkçı şoven kışkırtmaların ve saldırıların önlenmesi için ne tür tedbirler alınmaktadır” dedi. Tüzel’in soru önergesi ve gerekçesi şöyle:
Saldırıya uğrayan Kürt işçiler gözaltına mı alındı?
-27.02.2013 tarihinde, Eskişehir Tepebaşı'nda bulunan Çamlıca Mahallesi'nde bir inşaatta çalışan Kürt işçiler, elinde sopa ve bıçaklar bulunan yaklaşık yüz kişilik bir grubun saldırısına uğramıştır. İşçilerin çalıştıkları inşaat önüne araba park ettikleri sırada, bölgede bulunan bir kahvehaneden çıkan eli sopalı ve bıçaklı kişilerin saldırısında, işçilerden Murat Delibaş, Emrah Güney, Üstad Dalkılıç ve Sedat Dalkılıç’ın çeşitli yerlerinden aldıkları bıçak darbeleriyle yaralanmış ve Tepebaşı Devlet Hastanesi'ne kaldırılmışlardır. Olay yerine gelen polisin Ağrılı işçileri gözaltına aldığı bildirilmiştir.
Şovenlerin hedefinde
-Son dönemde Afyon, Balıkesir, Antalya, İzmir, Sinop, Samsun, Hatay olmak üzere bir çok ilde Kürt kökenli yurttaşlara yönelik ırkçı saldırılar gerçekleşmektedir. Son olarak Halkların Demokratik Kongresinin Karadeniz illerinde düzenlediği, ancak Sinop ve Samsun’da ırkçı, söven kesimlerce örgütlenen saldırıların hedefinde de BDP nezdinde Kürtler ile demokrasi ve barış isteyen kesimler konulmuştur.
-Eskişehir’de Kürt kökenli inşaat işçilerine saldıranlar kimlerdir? Bu saldırganlar hakkında ne işlem yapılmıştır?
2012-2013’te kaç ırkçı saldırı oldu
-Saldırıya uğrayan işçilerin gözaltına alındığı doğru mudur? Doğruysa neden gözaltı işlemi yapılmıştır?
-Saldırganlar hakkında gözaltı işlemi yapılmadığı doğru mudur? Doğruysa, bu uygulama görevi kötüye kullanma, devlet adına otorite kullananların tarafsızlığı ve güvenliğin kusursuz sağlanması ilkesiyle çelişmiyor mu? Bu tür tutumlar saldırganlara cesaret vermiyor mu?
-2003-2013 yılları arasında nerelerde ve kaç kez ırkçı saldırı gerçekleşmiştir? Bu olaylarda yer alan saldırganların kaçı hakkında yasal işlem yapılmıştır? Yapıldıysa ne yapılmıştır? Yapılmadıysa, buralarda görevli emniyet mensupları hakkında işlem yapılmış mıdır?