Obezite çocuklarda giderek büyüyen bir sorun. Aslında nedeni yetişkinlerinkinden farklı değil. Kötü beslenme, hareketsizlik, aburcubur yemek kilolarına kilo katıyor. Daha oyun çağında obezite sorunu yaşamaya başlayan çocuklar, ailerinin, uzmanların baskısıyla bazen kendi kendilerine diyet yapmaya başlıyor. Peki çocukların bu kadar küçük yaşta diyete yönelmeleri doğru mu?
Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Baş Hürriyet gazetesine yaptığı açıklamada, kilolu çocuklara diyet tedavisi değil, sağlıklı beslenme programı uygulanmasının doğru olduğunu söylüyor. Bu aşamada önemli olan çocuğun büyüme ve gelişimini engellemeyecek ve ana hedefi çocuğun ağırlık kaybetmesi değil, ağırlığını koruması olan program oluşturmak. Bu, çocuğun yaşına, cinsiyetine ve olması gereken ağırlığına göre düzenleniyor. “Çözüm, daha sağlıklı beslenmek ve fiziksel faaliyetleri artırmak. Ancak çocuğun bunu tek başına yapması çok zor. Tüm aile bireylerinin daha sağlıklı alışkanlıklar benimsemesi gerek” diyor.
Kısıtlayıcı diyet modeli ters teperek çocuğun kilo almasına neden olabiliyor. Psikolojik baskı sonucunda, çocukta aşırı yeme dürtüsü devreye girebiliyor. Murat Baş, “Çocukların diyet listelerine uymalarını beklemek anlamsız. Önlerinde o kadar lezzetli seçenekler varken çok zalimce olmaz mı?” diyor. Şişman çocuklar için kilo vermeyi hedefleyen diyet listeleri sadece uygulanamaz değil, aynı zamanda istenmeyen bir durum. Ağırlık kontrolü, ağırlık kaybından kat kat daha önemli.
Büyükannelere dikkat!
Peki ailenin benimsemesi gereken sağlıklı alışkanlıklar neler? Yemek sırasında televizyonu kapamak, meşrubat yerine süt, taze sıkılmış meyve suyu veya su içmek, haftada bir kez akşam yemeğinden sonra aile yürüyüşü yapmak ilk akla gelenler. Çocuğun, dış görünüşünden ya da ölçüsünden çok, bunun bir sağlıklı yaşam biçimi olduğuna odaklanması gerekli. Doç. Dr. Baş şunları söylüyor:
“Kilo almamak ya da vermek bir yarış değil. Bilinçsizce uygulanan katı diyetlerin esaretine sokulan çocuklar aç kalmaktan ölesiye korkarlar. Bu nedenle ilk buldukları fırsatta açlıklarını doyasıya giderecekleri fırsatları kollarlar. Bu fırsatlar genellikle anneanne, babaanne veya bakıcıları olur. Sürekli diyet yapan ve kendi sağlıklarıyla aşırı ilgili olan ebeveynler, bilinçli ya da bilinçsiz, çocuklarının yemek yemelerini kısıtlama eğilimi gösterirler. Kısıtlamanın sonu, er ya da geç tıkınırcasına yeme patlamaları olacaktır. Yani çocukların kısıtlı diyetlere sokulması, zayıflatmak yerine şişmanlatmayı teşvik eder.”
Çocuklardaki beden memnuniyetsizliği, aşırı kısıtlamalar, medyanın zayıflığı idealleştirmesi gibi birçok neden, anoreksiya, bulimiya ve tıkınırcasına yeme bozukluğu gibi sorunların oluşmasına yol açabiliyor. Aile, arkadaşlar ve çevredeki diğer bireyler tarafından kilosu vurgulanan çocuklarda, beden memnuniyetsizliği gelişme riski yüksek oluyor.
TV ve bilgisayarın etkisi
Çocukların televizyon izlemeleriyle obezite gelişme riski arasında belirgin ilişki var. Bilgisayar başında geçirilen saatlerin de katkısı olumsuz. Özellikle 8 saat ve daha uzun süre hareketsiz kalan çocukta obezite riski yüksek. Bu aktiviteler sırasında yiyecek tüketme eğilimi de ihtiyacın üstünde kalori ve besin almalarına neden oluyor. Televizyonda çıkan yiyecek reklamını gören çocuğun aklına bir şeyler atıştırmak geliyor.
Aktivite günlük yaşamın parçası olmalı
Acıbadem Hastanesi Büyüme ve İştah Bozuklukları Merkezi Direktörü Prof. Dr. Benal Büyükgebiz Çocuklarda obezitenin tedavisinde merkez ailedir. Ebeveynler ve kardeşler de besin tercihleri ve beslenme alışkanlıklarında sağlıklı seçimler yapmalı. Çocuğun iki yaşından sonra tüm aile bireyleri de yağsız veya az yağlı süt ve süt ürünleri tüketmeli. Meyve ve sebze tüketimi artırılmalı. Buna daha aktif bir yaşam tarzı eşlik etmeli ve bu hayat boyu devam edecek bir alışkanlık haline getirilmeli. Aktif yaşam günlük yaşamın bir parçası olabildiğinde tedavide başarı elde edilir. Çocuk yemeğini ailesiyle birlikte yemeli. Yemekte mutlaka su içilmeli. Başta kahvaltı olmak üzere hiçbir öğün atlanmamalı.
Diyet fazla kiloya zemin hazırlar
Diyet ve Beslenme Uzmanı Dilek Işık Gelişme çağında yapılan gereksiz diyetler, daha ileri yaşlarda zor verilen fazla kilolara zemin hazırlıyor. Bedenin en fazla gıdayı tolere edebildiği çağlar, gelişme dönemi. Kadınlarda aylık kanama, erkeklerde ilk ereksiyon başlamadan bedenin biraz yağlanması normal. Basit anlatımla, kadın dişileşiyor, erkek erkekleşiyor. Ergenlik, hormonların aklının karıştığı, cinsel kimliğin tam tanımlandığı bir dönem. Bir de genellikle eşlik eden hüzün olunca, bu yağlanma büyük tedirginliklere yol açabilir. Az yemenin çözüm olabileceği düşüncesiyle gıda alımı kısıtlanınca beden ihtiyacını alamaz ve bunu tehdit olarak algılar. Kaynaklarını olabildiğince az kullanır. Vücut zor zamanlar için depo yapar. Böylece aslında şişmanlık adeta oluşturulmuş olur. Aslında normal gıda alımı devam etse sorun çıkmayacak.