Dünya
Deutsche Welle

Clinton'ın geçmişi peşini bırakacak mı?

2016 yılındaki başkanlık seçimleri için adaylığını duyuran Hillary Clinton'ın skandallarla dolu siyasi hayatı dikkat çekiyor.

13 Nisan 2015 21:36


ABD Başkanı Barack Obama'nın da ''harika bir başkan olurdu'' diyerek destek verdiği Hillary Clinton, ''Amerikalıların şampiyonu olma'' hedefiyle twitter hesabından yayınladığı videoyla adaylığını duyurmuştu. Ne var ki bu iddiali adaylık, beraberinde Clinton'ın geçmişine dair bir çok soru işaretini de yeniden gündeme getirdi.

Eşi Bill Clinton'ın başkanlığı sürecince ''first lady'' olarak edindiği tecrübeler ve sonrasında senatör ve Dışişleri Bakanı olarak görev yapması Hillary Clinton'ı bir çok Amerikalının gözünde ''ideal aday'' yapıyor. Ancak gerek eşi Bill Clinton'ın sık sık özel hayatındaki skandallarla gündeme gelmesi, gerek kendi siyasi hayatında geçirdiği çalkantılı dönemler Başkan adayınının bu yarışta sıkça önüne çıkacak gibi görünüyor.

Kabarık skandal listesi

Hillary Clinton, eşi Bill Clinton'ın 1998 yılında medyada geniş yankı bulan ve kendisinin de uzun süre başını ağrıtan ''Lewinsky Davası''ndan sonra oldukça büyük mali sıkıntılar içine girdiklerini ve Beyaz Saray'dan ayrıldıkları dönemde ''beş parasız'' kaldıklarını söylemişti. Clinton'ın, maddi durumlarını yeniden düzeltmek için çok çalışmak zorunda kaldıklarını ifade etmesine karşın, çiftin 1999'da New York'ta 1,7 milyon dolar değerinde bir ev alması ve bundan yalnızca bir yıl sonra Washington'da yedi odalı bir malikâneye 2,85 milyon dolar ödemesi Clinton'un bu açıklamalarına yöneltilen eleştirilerdendi.

Kariyerine bakıldığındaysa, siyasi çevrelere göre Clinton'ın en büyük hatası 2012'de Libya'nın Bingazi kentinde ABD Elçiliği'ne İslamcı militanların düzenlediği saldırıda izlediği kriz yönetimiydi. Özellikle Cumhuriyetçiler Clinton'ı ''pasif tutumu'' ve güvenlik zaafları nedeniyle eleştiri bombardımanına tutmuştu.

Ne var ki saldırının en çok konuşulan yanı, Clinton'ın 2013 yılında saldırıyla ilgili Senato Dış İlişkiler Komitesi'nde verdiği ifade oldu. Clinton, Cumhuriyetçi Parti Wisconsin Senatörü Ron Johnson'ın, ABD yönetimini, saldırı sonrasında olayın nedenini 'terörizme değil, İslam karşıtı filme yönelik protestolara' bağlamakla suçlayan sorusuna verdiği "Bu aşamada bunun ne önemi var?'' cevabı ABD'de şok etkisi yaratmıştı. Bu cevabın 2016'da gerçekleşecek seçimlerde özellikle Cumhuriyetçi çevrelerce Clinton'ın aleyhine yeniden gündeme getirilebileceği öngörülüyor.

Saldırıya ilişkin yapılan uzun soluklu soruşturma tamamlandıktan sonra, Mart ayında Clinton'ın dört yıllık görev sürecince bakanlığın resmi adresi yerine kendi özel e-posta adresini kullandığının ortaya çıkartılması da bir başka skandala neden olmuştu. Clinton bir süre sessiz kaldıktan sonra konuya ilişkin yaptığı açıklamada ''kolaylık amacıyla'' tek bir e-posta adresi ve cep telefonu kullandığını söyleyerek kendini savunmuş, ''Geriye dönüp baktığımda iki ayrı gereç kullanmam daha akıllıca olurmuş diye düşünüyorum'' şeklinde konuşmuştu.

Clinton seçim yarışını kazanması halinde ABD'nin ilk kadın başkanı olacak.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle