ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye rejiminin, Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın teklifini kabul etmesinden bu yana bir haftaya yakın zaman geçtiğini hatırlatarak, “Esad tutulmamış sözler listesine yeni eklemeler yaptı” dedi. Clinton, ABD’nin “Esad gitmeli” çağrısını da yineledi.
Clinton, “Suriye’nin Dostları”nın Annan’dan tekliflerin değerlendirilmesi için bir takvim çizmesini istediğini belirterek, “Esad gitmeli, Suriye halkı kendi yolunu çizmekte özgür olmalı” dedi.
Eylem planı
Bu süreçte ABD’nin attığı adımları da sıralayan Clinton, Suriye’ye 12 milyon dolarlık ek insani yardım gönderildiğini, “sivil muhalefet”e hem hükümetin saldırılarından kaçınmak hem de dış dünyayla bağlantı kurmak amaçlı kullanılacak iletişim araçları sağlandığını ve Suriye rejiminin önde gelen isimlerine yaptırımlar uygulandığını söyledi.
Muhaliflere verilen desteğin nasıl artırılabileceği konusunu diğer ülkelerle de müzakere ettiklerini ifade eden ABD Dışişleri Bakanı, Suriye Ulusal Konseyi’nin muhalif grupları bir araya getirme çabalarının altını çizdi. Clinton, bu girişimlerin hem uluslararası kamuoyunun hem de farklı siyasi görüşlerden Suriyelilerin desteğini alması gerektiğini vurguladı.
SUK’un savunduğu demokratik Suriye vizyonunu gerçeğe dönüştürmenin kolay olmayacağını söyleyen Clinton, “Tehlikelere rağmen bir sonraki adım bunun, Suriye’deki bütün toplulukların desteğini alacak bir siyasi bir eylem planına dönüştürülmesidir” dedi.
'Karar anı'
Esad’ın şu ana kadar Annan’a verdiği sözü tutmayı reddettiğini ifade eden Clinton, “Artık karar anı geldi” diye konuştu. Clinton, bir gazetecinin, “Peki Annan’ın planına ne kadar zaman veriyorsunuz?” sorusuna, yarın Annan raporunu BM Genel Kurulu’na sunmadan bir şey söylemenin erken olduğunu belirtti.
“Erken bir yargıda bulunmak istemiyorum. Annan sadece Şam’a değil Moskova’ya, Pekin’e ve daha birçok yere gitti, birçok tarafı dinledi. Ayrıca kendisi süreç olsun diye süreç devam ettirilmeyeceğini bilecek kadar deneyimli bir insandır” diyen Clinton, Esad’ın altı maddeyi yürürlüğe koymaması durumunda Annan’ın ikna olmayacağını söyledi.
Söz konusu takvimin sadece Annan’ı değil Esad’ı da bağladığını ifade eden Clinton, “Esad’ın meşruiyetini yitirdiğini anlaması lazım” diye konuştu.
'İran inancı politikaya dönüştürmeli'
Clinton Türkiye temaslarında Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la İran konusunu görüştüklerini de söyledi. Türkiye’yi İran’dan petrol ithalatını azaltma kararıyla ilgili tebrik eden Clinton, kararın nasıl uygulanacağı konusunda Türkiye’ye danışmanlık edeceklerini ifade etti.
Clinton, “ABD’nin İran konusunda üç kaygısı var: Nükleer silah programı, komşularının içişlerine karışıyor olması ve terör ihraç ediyor olması” derken, birincil önceliğin nükleer silahlarda olduğunu söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı, İran dini lideri Ayetullah Hamaney’in Davutoğlu tarafından aktarılan, “Kitle imha silahları haramdır” sözlerinin önemli bir başlangıç olduğunu ancak Tahran’ın bunun sadece bir inanç değil, bir hükümet politikası olduğunu görmek istediklerini belirtti.
Clinton, “Biz kendilerine inanmaya açığız ancak İranlıların bunun açık uçlu bir süreç değil, eylem odaklı bir süreç olduğunu bilmesi gerekiyor. Bu sözler en kısa sürede politikalara dönüştürülmeli” dedi.
'Burma umut veriyor'
Son olarak Clinton, bugün Burma’da yapılan seçimleri tebrik etti.
“Bu ilerlemenin anlamını bilmek için çok erken. Ancak Suriye’de acımasız bir diktatör varken en baskıcı rejimlerde bile reform yapılması, en kapalı toplumlarda bile açılım yaşanmasını görmek umut verici” diye konuştu.