Gündem

Cinayet sanıklarının konuşmaları imha edildi

Başbakanlık'ın Dink raporu, cinayetin ardındaki gerçeklerin aralanmasını engelleyen skandalları da açığa çıkardı

20 Ocak 2009 02:00

Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun, Hrant Dink’in, kusur, ihmal ve gariplikler zincirinin ardından öldürülmesine ilişkin raporu, cinayetin ardındaki gerçeklerin aralanmasını engelleyen çok sayıda skandalı da açığa çıkardı.

GBT’YE GİRMEMİŞ:
Raporda, tetikçi Ogün Samast’ı azmettirerek cinayet silahını veren Yasin Hayal’in 2004’teki faaliyetleri geniş yer aldı. 24 Ekim 2004’te McDonald’s’a bomba atarak 6 kişiyi yaralayan Hayal’in 16 Ağustos 2004’te de Trabzon Havalimanı’na asılsız bomba ihbarında bulunduğu, İl Jandarma Komutanlığı’nın olaydan bir gün sonra kimlik bilgilerini tespit ettiği Hayal için “firari” kaydı çıkardığı kaydedildi.
Buna rağmen GBT (Genel Bilgi Toplama) ve tahdit kayıtlarına “firari” kaydı işlenmediği için, Hayal’in 18 Ağustos 2004’te Sarp Sınır Kapısı’ndan Gürcistan’a geçtiği, 27 Ağustos’a kadar yurda dönmediği vurgulandı. Çeçenistan’a savaşmak için gittiğini ancak giremediğini anlatan Hayal’i cesaretlendiren ve yol parasını sağlayan ismin de Erhan Tuncel olduğu anlaşıldı.

ZORLA GETİRME KARARI GİZLENDİ: Raporda, davaya bakan mahkemenin, Tuncel’i tanık sıfatıyla dinlemek için “zorla getirme” kararı verdiği de anlatıldı. Ancak kararın yerine getirilmediği, mahkemenin de yeni bir karar almadığı vurgulandı. Raporda, Dink cinayetinden sonra Tuncel’i McDonald’s dosyası kapsamı dışında tuttuğu öne sürülen polislerle ilgili açılan soruşturmada, Trabzon Başsavcılığı’nın takipsizlik kararı verdiği anlatıldı. Bu karara itirazı değerlendiren Rize Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen dosyada ise Tuncel hakkındaki “zorla getirme” kararının bulunmadığı vurgulandı.

KİM İMHA ETTİ?: 
Raporda, polisin, Tuncel’in telefonlarını 13 Temmuz 2006’dan, Dink’in öldürülmesinden sonra yakalandığı 22 Şubat 2007’ye kadar mahkeme kararıyla dinlediğine işaret edildi. “Takip ve dinlemelere ilişkin kayıtların belli bir bölümünün adli makamların bilgisi dahilinde imha edilmesi nedeniyle müfettişliğimizce değerlendirme yapılamamıştır” denilen rapor, Tuncel’in cinayet öncesinde, cinayet sırasında ve sonrasında dinlendiğini ancak kayıtların imha edildiğini teyit etti.
Ayrıca 8 Kasım 2005’ten, Dink cinayetinin ardından, yakalandığı 22 Şubat 2007’ye kadar telefonları dinlenen Hayal’le ilgili kayıtların bir bölümünün de imha edildiği anlaşıldı. Sır perdesini bütünüyle aralayabilecek kayıtların kim tarafından ve neden imha edildiği anlaşılamadı. Kayıtların bir bölümünün cinayetten sonra, Trabzon Başsavcılığı’nın talimatıyla, görüşmelerin konuyla ilgisiz olduğu gerekçesiyle imha edildiği öne sürüldü.

MÜFETTİŞLERE İZİN YOK:
Emniyet, MİT ve jandarmanın uzun yıllardır, Türkiye genelinde sabit veya cep telefonu ile yapılan iletişimi izlediği biliniyor. Adalet Bakanlığı ise hukuka aykırı bu eylemi sonlandıracak girişimlerde bulunmamakla suçlanıyor. Ancak aynı bakanlığın, Dink soruşturmasını yürüten müfettişlerin, cinayet sanıklarının iletişim bilgileriyle ilgili taleplerine olumsuz yanıt verdiği ortaya çıktı. Raporda, Hayal’in 2004’te Hollanda, Almanya, İsviçre, Rusya, Kıbrıs hatta ABD’yi aradığı, Mcdonald’s’a bomba attıktan sonra Almanya ve İsviçre ile temas kurduğu anlatıldı. Bu süreçte Hayal’in polis muhbiri Sinan Raşitoğlu ve Hüseyin Özçiçek’le yakın temasta bulunduğu bildirildi. Hayal, Raşitoğlu ve Özçiçek’in hangi kurumlar tarafından dinlemeye alındığını, Dink cinayetinin işlendiği gün telefonlarının nereden sinyal verdiğini, kiminle görüşme yaptıklarını açığa çıkarmak isteyen müfettişler, bu konuda talepte bulundukları Ankara Başsavcılığı’ndan 8 Mayıs 2008’de, İstanbul Başsavcılığı’ndan 9 Haziran 2008’de olumsuz yanıt aldı. Müfettişlerin son çare olarak başvurduğu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü de, talebi 9 Temmuz 2008’de reddetti.

KAYIP KONUŞMA: Rapora göre, müfettişler, bunun üzerine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nden izin alarak, Dink cinayeti dosyasındaki görüşmeleri inceledi. Tuncel’in, Trabzon Emniyeti İstihbarat Şubesi’nce kullanılan, Dilek Bedir adına kayıtlı telefonu aradığını ve yaptığı görüşmenin dinlemeye takıldığını saptadı. Ancak dinleme kaydının, konuşmanın tamamını içermeyecek biçimde kesildiği anlaşıldı. Dosyaları inceleyen müfettişler, İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’nin kayıtlarında bu görüşmenin 1 dakika 14 saniye sürdüğü bilgisinin yer aldığını gördü.
Müfettişler, mahkeme dosyasındaki ses kaydının uzunluğunun ise sadece 19 saniye olduğunu saptadı. Raporda, konuşmanın kayıp 55 saniyelik bölümünün esrarının, yargının ve Adalet Bakanlığı’nın telefon kayıtlarını inceleme izni vermemesi nedeniyle açığa çıkarılamadığı vurgulandı.

Yeni delil işlemi

CMK’ya göre, Adalet Bakanlığı’na iletilen raporun “yeni delil” niteliği bulunuyor. Buna göre savcılıkların, bugüne kadar haklarında dava açılamayan polisler hakkındaki soruşturma sürecini, bu bilgiler doğrultusunda yeniden başlatmaları gerekiyor. Bakanlığın bu nedenle, raporun ilgili bölümlerini İstanbul ve Trabzon başsavcılıklarına iletmesi bekleniyor.