Sözcü gazetesi yazarı Çiğdem Toker, bugünkü yazısında Türkiye'nin yolsuzluk karnesini yazdı. Toker, İstanbul seçiminin hiçbir zaman yalnızca İstanbul'u ilgilendiren bir seçim olmadığını söyledi. Toker, kentin rant potansiyelini ve İBB'nin bütçe kaynaklarına dikkati çekti; bu yüzden İstanbul'un iktidarın kaderini belirleme gücüne sahip olduğunu ifade etti.
Toker, Avrupa Komisyonu'nun iki hafta önce yayımladığı Türkiye İlerleme Raporu'nu değerlendirdi; raporda yolsuzluk başladığında Türkiye'nin hâlâ erken aşamada olduğunu kaydetti. Toker, Eğer -gün ışığında havai fişekle kutlanan- AB üyelik müzakerelerinin üzerinden 15 yıl geçtiğini hatırlayacak yaştaysanız, bu iki ifadenin tam karşılığının “15 yılda bir arpa boyu yol alamadınız” olduğunu daha iyi anlamanız mümkün." dedi.
Toker'in yazısında paylaştığı yolsuzluk karnesi şöyle:
"– Kalıcı, gerçekten bağımsız nitelikli yolsuzlukla mücadele birimi yok. Yolsuzluğu önleyici nitelikteki kurumlar arasındaki koordinasyon yetersiz
– Başbakanlık Teftiş Kurulu Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle devreden çıktı. Devlet Denetleme Kurulu ise bağımsızlıktan yoksun.
– Özel sektörde, yolsuzlukla mücadele konusundaki yasal çerçeve zayıf. Şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele konusunda düzenli bilinçlendirme kampanyaları yapılmadı.
– Yolsuzlukla mücadele soruşturmalarına öncülük edecek özel bir savcılık kurulmadı.
– Yolsuzluk ve organize suç davalarında etkin mali soruşturmalar sistematik olarak yürütülemiyor. Yürütme, yüksek profilli yolsuzluk davalarının soruşturulması ve kovuşturulması aşamalarında usulüne aykırı biçimde müdahalede bulunuyor.
– Kamu kurumlarının hesap verebilirliği şeffaflığının çok sınırlı düzeyde olması endişe kaynağı olmayı sürdürüyor."