Sözcü gazetesi yazarı Çiğdem Toker, iktidarın, baroların yapısını ve seçim sistemini değiştirme planına karşı baro başkanlarının başlattığı yürüyüşü bugünkü köşesine taşıdı. Toker, Adı 'adalet' kelimesiyle başlayan iktidar partisi, mevcut sorunlar yetmezmiş gibi üç büyük ildeki baro sayısını artırmayı planlıyor. Ne baro şirkettir ne de adalet bir mal" düşüncesini dile getirdi.
Toker, "Baro başkanlarının direnişini saat saat izledik. Kanunsuz ablukayı, inancın gücünü, utancı ve zaferi gördük. Devleti yöneten partinin adındaki o kelimeyi arıyor barolar. Yargı bağımsızlığı ve adil yargılamaya dikkat çekmek istiyorlar. Adı 'adalet' kelimesiyle başlayan iktidar partisi, mevcut sorunlar yetmezmiş gibi üç büyük ildeki baro sayısını artırmayı planlıyor. Oysa barolar kamu kurumu niteliğinde Anayasal meslek örgütü. Gongolara hiç benzemiyor (8 Haziran 2020 tarihli yazımda gongoları anlattım.) Baro sayısının artması, meslek örgütünün bölünüp yapısındaki bağımsızlığın kalkması demek." görüşünü savundu.
Toker, "Adı adalet ile başlayan iktidar partisi planın amacını 'rekabeti artırmak' diye savunuyormuş. (gazeteduvar- Nergis Demirkaya) Sanırsınız barolar şirket, adalet ise piyasaya sunulan maldır. Baroların mevcut temsil gücünü zayıflatacak değişiklik, bu yolla örgütlü gücü teslim almayı hedefliyor. Bu ise toplumsal olaylarda ses yükselten, hak ihlallerinde ezilenin yanında olan baroların bu fonksiyonunun güçten düşmesi demek." ifadesini kullandı.
Yazının devamı için tıklayın