T24 - Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası basının karşısına çıkarak açıklamalarda bulunan Cemil Çiçek'e, Meclis Başkanlığı için adının geçmesi soruldu, o da yanıt verdi.
Cemil Çiçek'e Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası Meclis Başkanlığı soruldu.
Soru: Nasıl seçilecek? Siz kabinede yer alırsanız kendi yardımcınızı kendiniz mi seçeceksiniz?
Her konunun bir teknik boyutu var, bir de siyasi boyutu var. Teknik boyutunu düşünüyoruz ki, o kurumun içinden gelen veya o alanda hakimiyeti olmuş, belli bir hizmet süresini gerçekleştirmiş, belli müktesebatı olan insanlar müsteşar oluyor ama her konunun, neticede biz siyaset yapıyoruz, bir siyasi boyutu var?
Bu siyasi kısmında bakan adına, bakanın verdiği yetkiler çerçevesinde ona yardımcı olmak üzere böyle bir görevlendirmenin yapılmasında, işlerin daha hızlı yürüyeceği, bir kısım işlerin daha yakından takip imkanı olacaktır. Bu bir ihtiyaçtır?
Bazı konularda biz talimat veriyoruz ama arazide yerine geliyor mu, gelmiyor mu? Atladığımız konular oluyor yoğunluktan. Bakan yardımcılığı, siyaseten bu manada işlerin daha etkin, verimli, süratli ve takibe bağlı olarak yapılabilmesi açısından faydalı olur diye düşünüyoruz...''?
Soru: Bakan yardımcılarının dokunulmazlığı, kırmızı plaka ve Bakanlar Kurulu'na katılması söz konusu olacak mı?
Zaman zaman bilgi vermek amacıyla yardımcılar Bakanlar Kurulu'na davet edilebilir. Dokunulmazlık olmaz. Anayasamızın 83. maddesine göre, milletvekilliğiyle alakalı konudur. Hizmet plakası olur, kırmızı plaka biraz daha farklıdır. Teknik müsteşar neyi kullanıyorsa bana göre onun da öyle olması gerekir, devlet adına iş yapıyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün istifalatrını kabul ettiği ancak yeni hükümet kurulana kadar görevlerine devam etmelerini istediği 60. hükümetin üyeleri, bugün son kez toplandı.
Başbakan Erdoğan'ın teşekkür konuşması yaptığı Bakanlar Kurulu'nda ne konuşulduğunu, Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek açıkladı.
Çiçek'in basın toplantısının en önemli konusu ise Meclis Başkanlığı'ydı. Çiçek'e isminin bu makam için geçtiği hatırlatıldı, o da yanıt verdi: Siyaseten dolmuşa hiç binmedim...
Çiçek, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
''30 seneye yakın siyasetin içinde bir insan olarak, belli dönemlerde böyle bir seçim toto oynanıyor, şimdi makam toto oynanmaya başlanıyor. Belli isimler sayılır, 'bu meclis başkanlığı, bu bakanlık içindir' diye. Ben totoya hiç girmedim bugüne kadar.
Türkiye'de bu tip görevler telkinlerle olacak değildir, doğru olan ne ise Anayasa, İç Tüzük neyi gösteriyorsa o çerçevede yapılacak görevlendirmeler olur. Onun için totonun konusu da olmak istemem, bu türlü telkinlerin konusu da olmak istemem.
Daha evvel bunu söyledim; ben özel hayatımda dolmuşa çok bindim ama siyaseten dolmuşa hiç binmedim. Bu da benim olaylara bakış tarzım, yaklaşım tarzım.''
SEÇİM SONUÇLARI KONUŞULDU
Son Bakanlar Kurulu toplantısında genel bir değerlendirme yapıldığını, seçim sonuçlarının ele alındığını belirten Cemil Çiçek, bakanların hem Türkiye genelindeki hem de seçim bölgelerindeki değerlendirmelerini aktardıklarını ifade etti.
Bakanların yeni hükümet oluşuncaya kadar görevlerine devam edeceklerini söyleyen Çiçek, şunları kaydetti:
"Vatandaşların seçime katılım oranı yüzde 87 oldu. Bu rakam, parlamenter sistemle idare edilen ülkelerde her türlü takdire değer bir katılımdır.
Bu şunu gösteriyor; vatandaşımız demokrasiyi benimsemiştir, demokrasiyi özümsemiştir ve görevini yerine getirme noktasında da büyük bir sorumluluk ve görev şuuru içerisinde sandık başına gitmiş, kararını vermiştir.
Aynı zamanda, bu seçim sonucunda yüksek temsil oranına da ulaşılmıştır. Geçmiş dönemlerde, parlamentodaki temsil konusu hep tartışma ve müzakere konusu olmuştu. 2002'de yüzde 79'dur vatandaşımızın katılımı. 2007'de yüzde 84'tür. 2011'de de yüzde 87'dir.
'YÜZDE 95 TEMSİLİYET'
Geçen dönem, parlamentonun temsil oranı yüzde 85'ti. Bu defa son duruma göre de yüzde 95'e varan, hatta birazcık da aşan, parlamentoda milletimizin temsil imkanı var. Bu fevkalade önemlidir.
24. Dönem parlamentosu, Türkiye'nin sorunlarını çözme noktasında hem büyük bir sorumlulukla karşı karşıyadır hem de milletimizin çok önemli bir kısmı, neredeyse tamamına yakını parlamentoda temsil edilmiş olmakla varılacak sonuçların arkasında çok büyük bir millet çoğunluğunun olduğunu da ortaya koymaktadır.
Kimsenin artık Türkiye'de 'ekseni kayıyordu, kaymıyordu, şöyle olacak, böyle olacak' diye korku ve endişe pompalamasına gerek yoktur. Herkes bu sonuçları yeni baştan değerlendirmelidir ve milletimizin mesajlarını da hep beraber doğru okumalıyız.
Artık Türkiye bundan sonra bir demokratik ülkedir. Bunda hiç tereddüt yok. Sorunlarını demokrasi içerisinde, demokratik kanallar kullanmak suretiyle ve parlamentosunda çözebilecek güce, katılıma ve temsile de ulaşmıştır."