-Çiçek: Bir PKK'lıdan daha tehlikeli görüldüm İSTANBUL (A.A) - 13.09.2011 - YAŞ kararıyla emekliğe sevk edilen ve ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davası kapsamında yargılanan emekli Albay Dursun Çiçek, dün Silivri Cezaevine nakledildiğini hatırlatarak, ''Terör örgütü suçlaması nedeniyle yargılandığım için tehlikeli görüldüm ve diğer tutuklularla beraber spora çıkmama izin verilmedi. Yani bir PKK'lıdan daha tehlikeli görüldüm'' dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde oluşturulan salonda görülen duruşmada talep ve itirazlarını bildirmek üzere söz alan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız ve Korgeneral İsmail Hakkı Pekin'in avukatı Orhan Önder, bu davada örgütlü suçlardan bahsetmenin zorlama olacağını düşündüklerini söyledi. ''İnternet andıcı davası''nın, ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı Davası''ndan ayrılmasını talep eden Önder, ''Yetkili mahkeme askeri mahkemelerdir ve mahkemenin görevsizlik ve yetkisizlik kararı vermesini talep ediyorum'' dedi. ''İnternet andıcı iddianamesi''ni eleştiren emekli Albay Hulusi Gülbahar'ın avukatı Ramazan Bulut da iddianamede, sanki askeri psikolojik harekat ile ilgili bir çalışmanın yer aldığını söyledi. Bulut, ''Yani demek isteniyor ki, 'Ergenekon terör örgütü psikolojik harekatı bir yöntem olarak kullanıyor. Sanıklar da psikolojik harekatı kullanıyor' diye aralarında fiili irtibat, yani bağlantı kurulmaya çalışılıyor. Bu müthiş bir zorlamadır. Sanıkların, psikolojik harekat yöntemini Ergenekon örgütünden aldığı iddia ediliyor. Eğer bu yöntemin alınma durumu varsa olsa olsa Ergenekon örgütü ordudan almış denilebilir'' dedi. Psikolojik harekat yönteminin her milli savunmanın yöntemi olduğunu dile getiren Bulut, ''Bundan çok absürt sonuçlar çıkabilir. TSK'nın üst düzey eski yöneticileri jakoben yöntemle hareket etmişlerdir. Sizce 27 Nisan bildirisi dünya klasiklerine girecek bir edebiyat metni miydi? Siyasi müdahale ortadaydı. Bu bildiri bile daha yeni kaldırıldı. Bir yaklaşım ve bir fikri yargılamak buradaki sanıklar üzerinden olamaz'' şeklinde konuştu. Bulut, sanıklardan Hasan Iğsız'ın ''internet andıcı'' olarak anılan belgeyi komutana arz ederek bu konuda inisiyatif almadığını ve son kararı vermediğini ifade ederek, ''Bu nasıl bir örgüt lideri ki bir yerlerden emir alıyor ama emir aldığı kişi örgütün lideri değil'' dedi. Sanık Korgeneral Mehmet Eröz'ün avukatı İlkay Sezer de ''Müvekkilim hakkında andıçta parafı olduğu gerekçesiyle ara yöneticilikle ve bu örgütün içinde olduğu iddia ediliyor. Andıçta parafının olması görevi gereğidir. O dönemde başka bir isim görevli olsaydı, onların parafları bulunacaktı. Dosyanın ayrılarak Ankara'da bulunan Genelkurmay Askeri Mahkemesine gönderilmesini arz ve talep ediyorum'' şeklinde konuştu. Ayrıca sanıklar Mehmet Deniz Yıldırım, Sedat Özüer, Mehmet Otuzbiroğlu, Dursun Çiçek, Meryem Kurşun, Alaettin Sevim'in avukatları da ''İnternet andıcı davası''nın, ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı Davası''ndan ayrılmasını talep etti. Sanık avukatları, bu dosyanın Ankara'daki askeri mahkemeye gönderilmesini istedi. Sanık Hasan Ataman Yıldırım da Silivri'deki yargılamalara ilk kez katılan avukatların hukuktan bahsettiğini, ancak mahkemede ''hukukun olmadığını'' düşündüğünü söyledi. Tutuklu sanık emekli Albay Dursun Çiçek de dün Silivri Cezaevine nakledildiğini hatırlatarak, ''Terör örgütü suçlaması nedeniyle yargılandığım için tehlikeli görüldüm ve diğer tutuklularla beraber spora çıkmama izin verilmedi. Yani bir PKK'lıdan daha tehlikeli görüldüm'' dedi. Çiçek, ''İnternet andıcı davası''na bakmakta yetkili ve görevli mahkemenin, askeri mahkemeler olduğunu öne sürdü.