T24 - CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Başbakan Erdoğan'ın Sivas Davası'na ilişkin yaptığı açıklamaya tepki göstererek, "Sivas'ı yakanları kimin koruduğunun itirafıdır. 15 bin kişinin katıldığı bir kıyım nedeniyle cezalandırılabilen az sayıda sanığı da koruma altına alarak olaya 'tek taraflı bakmayın' diyen Başbakan cellattan mı kurbandan mı yana olduğu konusundaki sorunun yanıtını da açıkça vermiştir" dedi
TBMM'de yazılı bir açıklama yapan Emine Ülker Tarhan, Adana'da Emine Akçay isimli annenin çocuklarının açlıktan öldüğünü görmemek için kendini tavana asarak intihar ettiğine ilişkin haberleri hatırlatarak, "Bugün tüm gazetelerde yer aldı. 8 aydır evinin kirasını ödeyemeyen 2 çocuk annesi Emine Hanımın, çocuklarını ısıtabilmek için saç kurutma makinesini çalıştırdığı ve yoksulluğa dayanamayıp intihar ettiği, aslında yoksulluktan öldüğü bildiriliyor. Açlıktan ölen Kübra'dan sonra Van'da çadırlarda yanan çocuklarımız, son olarak da yoksulluktan ölen Emine Hanım. Emine Hanım, ardında iki masum bırakıp, yoksulluktan intihar ediyorsa, ülkeyi yönetenlerin kendilerini sorgulamaları gerekir" dedi.
'Emineler arasında fark'
Tarhan açıklamasına şöyle devam etti:
"Başbakan yoksul Emineler ile muazzam iktidar olanakları ile sefalet turizmi yaparak lüks araçları ile göstermelik ziyaretlerle göz boyayan Emineler arasındaki derin farkı fark etmediğimizi mi zannediyor yoksa? Büyütülmüş ekonomik verileriyle övünen, nasıl doyuracağını söylemeden, her kadına en az üç çocuk önerisinde bulunan buyurgan iktidarın başı Başbakan, Emine Hanımın, açlık, yoksulluk nedeniyle canına kıymasını nasıl yorumlayacak? Yoksulluk edebiyatı ile iktidara gelip 7 yıldızlı otellerde tatil yapanlar, çocuklarına ekmek alamayanların ülkesinde kendi çocuklarına gemicikler alanlar bunu bize nasıl açıklayacaklar? Parasız eğitim isteyen gençleri de ne demek istediklerini anlamadıkları için zindanlarda çürütenler, parasızlığın, yoksulluğun ne demek olduğunu nasıl anlayacaklar?
Suriye sınırında kargaşa sürerken, Afganistan'dan da bugün acı bir haber geldi. 12 askerimiz şehit oldu. Oysa anneler çocuklarını nerede olduğunu dahi bilmedikleri topraklarda şehit vermek için büyütmedi. Biz anneler, tıpkı Yemen türküleri gibi uzak topraklarda ölen oğullarımıza yeni ağıtlar yakılmasını istemiyoruz. Yakın bir tehlike olarak sinyal veren Suriye ile ilgili olarak da Başbakan ve ekibini uyarıyoruz. Eş başkanlık cevvaliyetiyle bir heves koşturduğunuz BOP'un çıkarları için çocuklarımız Afgan topraklarına düşüyorlar. Sakın bir çılgınlık yapıp, evlatlarımızı Suriye topraklarına da düşürmeyin. Egemenlik hakkını devrettiğiniz Amerika istiyor diye biz oğullarımızı bilmediğimiz topraklarda şehit vermek ve künyeleriyle yetinmek zorunda değiliz. Bir anne olarak sizi uyarıyorum."
'Sivas'ın aydınlatılması için ne yaptılar?'
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e "Sivas'ın aydınlatılmadığından şikayet eden Cumhurbaşkanından sormak lazım, Başbakanlık, Bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yaptığınız son 10 yıllık dönemde Sivas katliamını aydınlatmak için ne yaptınız?" sorusunu soran Tarhan, "Emrinizdeki Devlet Denetleme Kurulunu bu konuyu aydınlatmak ve araştırma yapmak için görevlendirdiniz de bizim mi haberimiz olmadı?" dedi. Başbakan Erdoğan'ın ifadeleri için "Sivas'ı hayırlı yad etmesinden güç alarak 'yaktık yine yakarız' nidalarıyla çocuklarımızı kuşatan 5-10 bin kişilik tahrik çetelerine bir itidal çağrınız var mı?" diyen Tarhan şunları söyledi:
"Sivas Katliamı ve zamanaşımı ile ilgili Başbakan'ın bugünkü açıklamaları da Sivas'ı yakanları kimin koruduğunun itirafıdır. 15.000 kişinin katıldığı bir kıyım nedeniyle cezalandırılabilen az sayıda sanığı da koruma altına alarak olaya 'tek taraflı bakmayın' diyen Başbakan cellattan mı kurbandan mı yana olduğu konusundaki sorunun yanıtını da açıkça vermiştir."
