-CHP'li üyeler Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısına karşı çıktı TBMM (A.A) - 13.01.2012 - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı ile ''yeni Kenan Evrenler'in önünün açıldığını'' iddia etti. CHP'nin TBMM Anayasa Komisyonu üyeleri Konya Milletvekili Atilla Kart, İzmir Milletvekili Rıza Türmen, Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum ve Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısına ilişkin TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Türkiye'de ''kaotik bir yapı, fetret yapılanmasının'' söz konusu olduğunu ileri süren Kart, tasarıyla da devlet yönetiminin içine bir saatli bomba konulduğu iddiasında bulundu. Bunun anayasal anlamdaki ağır sonuçlarını yakın zamanda göreceklerini ifade eden Kart, getirilen tasarıyla ''yeni Kenan Evrenler'in önünün açıldığını'' söyledi. Halkoyuyla seçilen cumhurbaşkanı hakkında Meclis araştırması, soruşturması, vatana ihanet dışında adli denetim yapılamayacağını anımsatan Kart, ''Bunun adına da demokrasi diyeceğiz, bunun adı yeni Kenan Evrenler yaratmaktır. Tasarıyla 12 Eylül 1980'de tamamlanamayan ihtilalin son aşaması da tamamlanmış olmaktadır. 12 Eylül ihtilalinin başaramadığını, iktidar, başka uygulamalarının yanında bu tasarıyla tamamlamıştır. 12 Eylül 1980 ihtilali amacına, başarıya ulaşmıştır. Türkiye'deki demokrasi artık Orta Asya tipi demokrasidir. Ülkemize hayırlı olsun'' diye konuştu. Rıza Türmen de cumhurbaşkanlığıyla ilgili bugüne kadarki düzenlemelerin hepsinin anayasa ile yapıldığına işaret ederek, cumhurbaşkanlığının anayasal bir kurum olduğunu belirtti. Türmen, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, bundan sonraki 2 yıllık süresinin ise kanunla kararlaştırıldığını, bunun cumhurbaşkanlığı kurumunu zayıflatacağını söyledi. Referandumla kabul edilen değişikliğe göre, cumhurbaşkanının görev süresinin 5 yıl olduğunu anımsatan Türmen, anayasada yer alan bu düzenlemenin de yasayla değiştirildiğini belirtti. Türmen, bunun başka bir hukuksuzluk örneği olduğunu ileri sürdü. Türmen, ''Abdullah Gül, TBMM tarafından seçilmiştir, bundan sonraki referandumda 5 artı 5 öngörülmüştür'' denilemeyeceği görüşünü savunarak, ''Daha önce AK Parti'nin getirdiği referanduma sunulacak metinde, 5 artı 5 yılın, 11 cumhurbaşkanı için geçerli olduğu açıkça söylenmiştir. Sayın Gül'ün görev süresinin 5 artı 5 yıl olduğu çok açıktır. Kazanılmış hak söz konusu değildir çünkü, anayasada yapılan değişiklik derhal yürürlüğe girer. Kazanılmış hak ancak kişisel haklar bakımından söz konusudur. Hangi kişisel hak, cumhurbaşkanının çalışma hakkı mı? Eğer AK Parti, liderlerini çok seviyorsa, mutlaka 2014'te cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsa, hukuku bu kadar zorlamaya, zedelemeye ihtiyaç yoktu. Açıkça söylemek çok daha dürüst olurdu'' açıklamasını yaptı. -''Köşke çıkarma tasarısı''- Süheyl Batum ise cumhurbaşkanının görev süresinin 5 mi 7 yıl mı olacağına ilişkin farklı görüşlerin bulunduğuna işaret ederek, bunun anayasada yazdığını, TBMM'nin bu tereddütü, anayasada gidermesi gerektiğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın, anayasada hükmün yorumlanmasında tereddüt varsa, anayasada hüküm bulunmuyorsa TBMM'nin ister kanun, ister başka işlemle bunu yapabileceğini söylediğini belirten Batum, anayasanın 6. maddesine göre, hiç kimsenin kaynağını anayasadan almayan devlet yetkisini kullanamayacağını hatırlattı. Batum, ''Bunun anlamı, yarın her birimiz hakkında tereddüt olduğunda veya açıkça yazmıyor diyerek, yasama veya yürütme organının, herhangi bir kararname, KHK, yasa yaparak bütün haklarımızı ortadan kaldırabileceği demek'' görüşünü ileri sürdü. Uğur Bayraktutan da bu tasarının, cumhurbaşkanı Seçim Kanunu Tasarısı değil, ''Başbakan Erdoğan'ı 2014'te Köşk'e çıkarma tasarısı'' olduğunu iddia etti. Bayraktutan, anayasanın, kanunla değiştirilmesiyle, 28 Ağustos 2012'den sonra gücünü anayasadan almayan bir cumhurbaşkanı olacağını savunarak, ''Yaptığı işlemlerin yok hükmünde olduğunu, yetki gasbının olabileceğini düşünüyorum'' dedi. -''Demokrasinin ihlali''- Milletvekillerine, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın evinde arama yapılmasına ilişkin değerlendirmesi de soruldu. Kart, milletvekilinin iş, ikametgahının aranmasının, dokunulmazlığın fiilen ayaklar altına alınması olduğunu ifade etti. Kart, bunun polis devleti uygulamasının bir yansıması, demokrasi ve milli iradenin ihlali niteliğinde olduğunu söyledi. Türmen, aramanın, şüpheli için hakim kararıyla yapıldığını, milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle böyle bir hakim kararı çıkarılamayacağını ifade etti. Rıza Türmen, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenleri kutlamaların sadece okullarda yapılması kararına ilişkin bir soru üzerine de ''Bu kutlamayı bir takım bahaneler arkasına sığınarak ortadan kaldırmaya çalışmak, çok yakışıksız, Cumhuriyet ile bağdaşmayan bir davranış'' diye konuştu. Süheyl Batum da eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un nerede yargılanması gerektiğine ilişkin bir soruyu yanıtlarken bu konuda anayasanın 148. maddesinin açık olduğunu, Genelkurmay Başkanları ve kuvvet komutanlarının Yüce Divan'da yargılanabileceğini söyledi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in, 28 Şubat ve 27 Nisanın da yargılanması yönündeki açıklamasına ilişkin soruya ise Atilla Kart, ''Sayın Çelik'in elini kolunu bağlayan mı var? Çelik'in söylemlerini, Çelik'i ciddiye almıyorum. Çelik'i izlerken, Goebbels'i hatırlıyorum'' karşılığını verdi.