CHP’li Tanrıkulu: Nuriye Gülmen ve Semih Özakça tutuklanmadığı siyasi olarak rehin alındığı iddiası doğru mudur?
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından haklarında 23 Mayıs 2017 tarihinde dava açılan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumuna ilişkin Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden davadan iki gün önce gelen yazıda davaya esas numarası verildiği iddiasını Meclis gündemine taşıdı.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül tarafından yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, “İddialar doğru ise Ankara Emniyet Müdürlüğü, henüz resmen açılmamış bir davanın esas numarasını nasıl bilmektedir” diye sordu.
Tanrıkulu’nun, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e yönelttiği sorular ve gerekçesi şöyle:
30 Haziran 2017 tarihinde basında ve sosyal medyada yayınlanan bir haberde, işe iade talebiyle açlık grevini sürdüren Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in tutuklanmalarına ilişkin “skandal” niteliğinde ifadeler yer almıştır.
Gülmen ve Özakça hakkında iki ayrı yargılama süreci yürütülmüş, öncelikle Yüksel Caddesindeki eylemleri nedeniyle Gülmen, Özakça ve Acun Karadağ hakkında iddianame hazırlanmış, iddianame, mahkemeye gönderilmiş ve davanın resmen açılmış sayılması için kabul edilip edilmeyeceği beklenmeye başlanmıştır. Bu arada Gülmen ve Özakça, yeniden gözaltına alınmış ve başka bir esas numarası üzerinden soruşturma açılmış, bu kapsamda, 23 Mayıs 2017 tarihinde adliyeye çıkarılan Gülmen ve Özakça, mesai saatinden sonra tutuklanmıştır.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, açılan ilk davayla ilgili tensip zaptını, 23 Mayıs 2017 tarihinde mesai saati dolmadan hazırlamış, henüz Gülmen ve Özakça tutuklanmadan önce hazırlanan tutanakta, iki isim için, “Başka suçtan tutuklu” ifadesi kullanılmış, Mahkeme, ertesi gün de (24 Mayıs 2017) davayla ilgili müzekkereyi bu tutanak doğrultusunda hazırlamış, söz konusu davanın resmen 23 Mayıs 2017 tarihinde açılmış olmasına rağmen Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden 2 gün önce (21 Mayıs 2017) gelen yazıda, davanın esas numarasının yer aldığı da anlaşılmıştır. 21 Mayıs 2017 tarihinde Savcılığa yazılan “arama ve el koyma” talep yazısında, iki ismin Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı belirtilmiş ve davanın esas numarası tutanağa yazılmıştır.
Ancak o tarihte, henüz iddianame inceleme sürecinde olup, dava hukuken ve resmen açılmamıştır. Avukatların bu konuya ilişkin sorularına verilen “sehven yazılmıştır” yanıtının hiçbir hukuksal geçerliği olmadığı iddialarda ortadadır.
Bu kapsamda;
- Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, açılan ilk davayla ilgili tensip zaptını, 23 Mayıs 2017 tarihinde mesai saati dolmadan hazırlamış, henüz Gülmen ve Özakça tutuklanmadan önce hazırlanan tutanakta, iki isim için, “Başka suçtan tutuklu” ifadesi kullanılmış, Mahkeme, ertesi gün de (24 Mayıs 2017) davayla ilgili müzekkereyi bu tutanak doğrultusunda hazırlamış, söz konusu davanın resmen 23 Mayıs 2017 tarihinde açılmış olmasına rağmen Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden 2 gün önce (21 Mayıs 2017) gelen yazıda, davanın esas numarasının yer aldığı iddiaları doğru mudur?
- Doğru ise Ankara Emniyet Müdürlüğü, henüz resmen açılmamış bir davanın esas numarasını nasıl bilmektedir?
- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için tutuklama kararının verileceği nasıl önceden bilinmektedir?
.Nuriye Gülmen ve Semih Özakça tutuklanmadığı siyasi olarak rehin alındığı iddiası doğru mudur?
. İddia doğru ise davanın esas numarası önceden bilindiğine ve daha eski tarihli (21 Mayıs 2017) tutanağa “tutuklu” yazıldığına göre, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutuklanmasına Mahkemeden başka bir makam mı karar vermiştir?
. Mahkeme karar vermeden bu karar bilindiğine göre, yargı bağımsızlığını etkileme gerekçesiyle ilgililer hakkında soruşturma açılacak mıdır?
. Bu yöndeki bilginin sızdırılması nedeniyle de ilgili sorumlular hakkında adlı ve idari soruşturma açılacak mıdır?