Hükümet, 2013 yılında iptal ettikten sonra yeni bir yönetmelik yayınlamadığı için seçim yapamayan azınlık vakıfları büyük bir yönetim krizi yaşıyor. Konuyu TBMM gündemine taşıyan CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, yönetmeliğin çıkarılmaması durumunda vakıfların kendi yöneticilerini seçebileceğini söyledi. Doğan, yönetmeliğin bir an önce yayımlanmasının hem iç hukuka göre hem de Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere göre bir zorunluluk olduğuna dikkat çekiyor.
CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan’ın konuyla ilgili yazılı açıklaması şöyle:
"Azınlık vakıflarının seçimlerine ilişkin yönetmelik 19 Ocak 2013'te iptal edilmişti. Bu tarihten bu yana söz konusu vakıflar seçim yapamıyor. Vakıfların seçim yapamaması azınlık cemaatlerinin en önemli sorunlarından biri haline geldi. Bizzat Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın söz vermesine karşın yönetmelik bir türlü çıkarılmıyor."
Yönetmelik bir zorunluluktur
Doğan, yaptığı açıklamada bağlı bulunduğu cemaatin hayri, dini, kültürel, eğitsel, sosyal ve sıhhi ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan vakıfların yöneticilerini Osmanlı döneminden beri ilgili cemaatlerin demografik özelliklerine uygun olarak düzenli şekilde gerçekleştirildiğini belirtti.
5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 6’ıncı maddesinin “Cemaat vakıflarının yöneticileri mensuplarınca kendi aralarından seçilir. Vakıf yöneticilerinin seçim usûl ve esasları yönetmelikle düzenlenir” hükmünü anımsatan Doğan şöyle dedi:
“Uygulamada yaşanan aksaklıklar nedeniyle cemaatlerin de onayıyla yürürlükteki son yönetmelik 19 Ocak 2013 tarihinde kaldırıldı. Hala yeni yönetmelik yayımlanmadı. İlgili yönetmeliğin yayımlanmaması yalnızca seçme seçilme hakkının ihlali değil aynı zamanda dini, sosyal ve kültürel varlığını söz konusu vakıflar aracılığıyla sürdüren ilgili cemaat mensuplarının bu haklardan layıkıyla yararlanmasına da engel olmaktadır.
"Mevzuatımızda yönetici seçimleri bir yönetmelikle belirlenen yegane tüzel kişilik olan cemaat vakıflarının seçim yönetmeliğinin bir an önce yayınlanması hem iç hukuka göre hem de Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere göre bir zorunluluktur.
Formaliter değil kimliksel
"Azınlıkların toplumsal yaşamının düzenlenmesine ilişkin böylesine hassas bir konunun yalnızca ‘formaliter’ değil kimliksel bir varoluş meselesi olduğu ve eşit vatandaşlık ilkesinin bir an evvel tesis edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
"Seçimlerin yapılabilmesi için yeni bir yönetmelik çıkarılmayacaksa bu vakıflar kendi seçimlerini yapabilecek, kendi yöneticilerini seçebilecek ve yollarına böyle devam edebilecek yönetme birikimine ve geleneğine sahiptir."
