Hülya Karabağlı / Ankara
CHP İzmir Milletvekili, AİHM eski yargıcı Rıza Türmen, Avrupa Konseyi Komiseri Nils Muiznieks’in Gezi Raporunu değerlendirdi. “Hükümet, Gezi olayları için 'Uluslararası komplonun bir parçası' demişti. Muiznieks de uluslararası komplonun bir parçası mıdır?” diye sordu. Türmen, söz konusu raporun hükümet için ayna niteliği taşıdığına dikkat çekti.
‘Polisin barışçıl gösteriyi dağıtma yetkisi AİHM’le bağdaşmıyor’
Türmen, TBMM’de, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks'in Türkiye ile ilgili hazırladığı insan hakları raporu hakkında basın toplantısı düzenledi. Muiznieks'in, Temmuz ayında Türkiye'yi ziyaret ettiğini ve raporunu iktidar, muhalefet dahil pek çok çevreyle görüşerek hazırladığını anlatan Türmen, raporda, polisin orantısız güç, biber gazı ve gaz fişeği kullanımına dikkat çekildiğini söyledi. Raporda, “Barışçıl gösterilerin yasal olmadığı gerekçesiyle polise verilen dağıtma yetkisinin AİHM kararlarıyla bağdaşmadığına” çekildiğini söyledi. Türmen şöyle dedi:
‘Muiznieks uluslararası bir komplonun parçası mı?’
"Hükümet, Gezi olayları için 'uluslararası komplonun bir parçası' demişti. Muiznieks de uluslararası komplonun bir parçası mıdır? Bütün bu raporların önemli bir yararı var. Bu raporlar bir ayna. Yani buraya baktığınız zaman o devlet kendi insan hakları alanındaki eksikliklerini görme ve bunları düzeltme fırsatına sahip olur. Bu raporlar bu imkanı sağlıyor. Ama hükümetin bunları reddetmek gibi bir tutumu var.
‘Hükümet ve polis Gezi’ye katılanları düşman gördü’
Bunları niçin reddediyor? Çünkü gezi olaylarında hükümet bu olaylara katılanları kendine düşman olarak gördü. Bunun için polise 'aferin' dedi, 'bir destan yazıyorsunuz' dedi. Polisin zihniyeti de aslında Başbakanın ve hükümetin zihniyeti gibi. Polis Taksim'de çocukların üstüne 'Allah Allah' diye saldırdı. Hükümetin ve polisin zihniyeti Gezi'ye katılanları düşman olarak gördüğü için Muiznieks'in raporunu alıp benim yanlışlarım şunlar diye düzeltmesine imkan yok. Düşman olarak görmek, insan haklarının da bittiği yerdir."
Kozmetik düzenlemeler
Hükümetin insan hakları alanında aldığı kimi tedbirlerin ise dış tepkileri önlemeye yönelik olduğunu ileri süren Türmen, bunların "kozmetik, palyatif tedbirler niteliği taşıdığını" kaydetti. Türmen, "Yoksa o sorunu düzeltme amacını taşımıyor. O yüzden Türkiye, insan haklarında çok geride olan ülkelerden" dedi.
Komiser raporda ne diyor?
39 sayfalık Gezi Raporu’nda dikkat çeken bölümlerden biri şöyle:
“Özel olarak gösteriler esnasında aşırı güç kullanımı konusuyla ilgili olarak Komiser, AİHM’nin gösteriler esnasında kolluk kuvvetlerinin aşırı sert müdahalesine ilişkin olarak Türkiye aleyhine verdiği yirmiyi aşkın ihlal kararında, aynı zamanda, “Türk soruşturma yetkililerinin gösteriler esnasında kolluk görevlilerinin kötü muamelede bulunduğuna dair iddialarla ilgili etkili soruşturma yapmadaki başarısızlığına” da atıfta bulunduğuna dikkat çeker. Bu davaların bir kısmında savcılar kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş, bunu yaparken de iddiaların ardındaki gerçeği araştırmaksızın, kararlarını sadece söz konusu gösterinin Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa göre yasa dışı oluşuna dayandırarak, klişeleşmiş ifadelerle gerekçelendirmişlerdir. Benzer bir biçimde, Türk makamları AİHM karşısındaki savunmalarında davacıların aldığı yaraların, sadece polis memurlarının ifadesine dayanarak ve bağımsız bir kaynaktan doğrulamaksızın, polis memurlarına direniş esnasında meydana geldiğini öne sürmüşlerdir. Bir başka sorun da savcıların potansiyel görgü tanıklarının ifadelerini almamalarından ve polisin sağladıklarının dışında olayların video kayıtlarının incelememelerinden kaynaklanmaktadır.”