TBMM Genel Kurulu'nda konuşan CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, son yapılan anketlerden birinde Türkiye'de adalet mekanizmasına güvenin yüzde 5 olarak çıktığını söyledi. CHP'nin Cezaevleri İnceleme Heyeti'nde görev alan Özel, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir ile birlikte hazırladıkları Cezaevi Hasta Tutuklular Raporu'nu hatırlattı. Bu raporu hiçbir bölge, mezhep ve siyasi ayrım yapmaksızın mahkumlarla görüşerek hazırladıklarını belirten Özel, tek önceliklerinin insan hakkı olduğunu söyledi.
İnsan hakları açısından cezaevinde yatan kişilere uygulanması gereken tek ceza, seyahat ve özgürce yer değiştirme haklarının kısıtlanması olabileceğini hatırlatan Özel, "Oysaki Türkiye cezaevlerindeki uygulama, ağır bir tecrit ve bunun yanında pek çok sıkıntıyı da ortaya çıkaran birtakım keyfî uygulamalardır. Âdeta cezaevleri hastalık üreten mekânlar hâline gelmiştir. Bir, hasta tutuklular var; bir de hastalık üreten mekânlar var. Sağlam girilen cezaevinden hasta çıkılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, daha 1946 yılında, sağlığı, sadece hastalığın veya sakatlığın olmaması değil, bedenen ve ruhen de tam bir mutluluk hâli olarak tanımlamışken bu konuda cezaevlerimizin hastalık üretiyor olması gerçekten son derece önemli bir devlet ayıbıdır" diye konuştu.
Kanser olmasına neden olacak ilaç veriliyor
Tutuklu yargılanan kişilerin cezaevine girdikten sonra bazı hastalıklara yakalandıklarını belirten ve bunları sıralayan Özel, her 4 mahpustan 3'ünün gözlerinin rahatsız olduğunu açıkladı. Modern tıpta hastalıklara göre 20 çeşit diyet öngörülürken cezaevlerinde sadece 1 çeşit diyet yemeğine izin verildiğini belirten Özel, "Örneğin, şeker hastasına 'diyet yemeği' diye haşlanmış patates verilebilecek kadar ilkel bir uygulama mevcuttur. Şeker hastalarına patates verilmesine şaşarken bir eczacı olarak bir karaciğer hastasının ilaçlarını sorduğumda, söylediği ilacı 'Bunu ne kadardır kullanıyorsun?' diye sorduğumda -altı aydan fazla kullanırsa karaciğer kanseri olma riski olan- hasta 'Tam altı yıldır bu ilacımı yazıp buraya getiriyorlar.' diyebilmektedir. İşte cezaevi gerçeği budur" şeklinde konuştu.
Adalet Bakanı bir kez ring aracına binsin
Özel, 3 bakanlık arasındaki ortak protokole rağmen doktor muayenelerinin kelepçeli olarak yapılmaya devam ettiğini belirtti. Cezaevlerinde kalp krizi geçiren hastanın iki saat sedyede ambulans beklediğini gözleriyle gördüklerini ifade eden Özel, "R tipi cezaevini Türkiye'nin gündemine taşıyan biziz. R tipi cezaevi, rehabilitasyon; tek başına bakımını sağlayamayacak, boyundan aşağısı felç kişileri yatırmak için bundan bir buçuk sene önce Adalet Bakanlığı-Sağlık Bakanlığı ortaklaşa Metris'te R tipi cezaevi yaptılar. Gittik, gördük, sırtında yumruk kadar yatak yarası olan, milletvekillerimizin bakmaya tahammül edemediği bir görüntü vardı. Şimdi onların tahliye umudunu bu kadar uyarımızdan sonra gündeme getirenler sanki sorunu kendileri çözmüş gibi düşünüyorlar. Hasta koğuşlarına gidin, bir girin; burnumuzun dibindeki hastanelerin hasta koğuşları içeri girilecek durumda değil. Adalet Bakanı, Müsteşarı, Tutukevleri Genel Müdürü ring aracına bir kere binsin de bir hastaneye gitsin bakalım, ondan sonra konuşalım."
'Timsah gözyaşları' suçlaması
Buradan konuyu, Balyoz davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılıp hapisteyken kalp hastalığı ilerleyen ve geçtiğimiz hafta ameliyat edilerek, tahliyesine karar verilen emekli Orgeneral Ergin Saygun'a getiren CHP milletvekili Özel, şunları söyledi:
"Kendisini ziyarete gittiğimizde ağır hastaydı. Kalbine mikrop yerleşmiş, tahliye edilmesi lazım; sesini kimseler duymadı, bugüne kadar beklendi, şimdi birileri gitmiş başında timsah gözyaşları döküyor. Kaşif Kozinoğlu cezaevinde şüpheli hâlde, kalp krizinden dolayı spordan dolayı öldü denilen Kozinoğlu ölürken neredeydi bu birileri? Kuddusi Okkır… 'Ergenekon'un kasası' denen Kuddusi Okkır, cezaevinden tahliye olduktan üç-beş gün sonra öldü. Gördünüz, bir deri bir kemik tahliye oldu. Kuddusi Okkır'ın cenazesini, Ergenekon'un kasasının cenazesini belediye kaldırdı, belediye!"
Sedyeye kelepçeli ameliyat ettiler
"Sadece meşhurlardan bahsetmeyelim" diyerek, Tekirdağ Cezaevinde yatan gırtlak kanseri hastası Cemil Erdem'den söz eden Özel, şöyle konuştu:
"Gırtlak kanseri ama bilmiyorlar, ses tellerine nodül operasyonu diye uyutuyorlar, bir bakıyorlar kanser; geri uyandırıp imzasını alıyorlar. İşte, AKP'nin ileri demokrasisi bu. Sonra tekrar uyutup ameliyat yapıyorlar. 'Kelepçeli ameliyat yok' mu diyorsunuz? Kandıra Cezaevinde Cevdet Bayır, işte orada. Kelepçelenerek sedyeye, fıtık ameliyatı yapıldı. Daha nicelerinin çektiği zulümler. Mehmet Haberal, Türkiye'nin en büyük organ nakli konusunda ilk adımı atan kişisi. Günde 3 kere kalbi duruyordu, öldüresiye içeride tuttunuz. Şimdi, Fatih Hilmioğlu var sırada. Fatih Hilmioğlu'nu, karaciğer naklinde dünyanın en önemli merkezlerinden birini kurmuş olan Fatih Hilmioğlu'nu ısrarla içeride tutuyorsunuz. Acele etmeyin, acele etmeyin, yoğun bakıma girsin o zaman gider elini tutarsınız. 'Vicdan' diye bir şey var, 'vicdan' diye bir şey var, 'kamu vicdanı' diye bir şey var. Son günlerde de 'Sayın Başbakanın vicdanı' diye bir şey çıktı; bugüne kadar yoktu, belki de biz görmemiştik. Başbakan vicdanının sesini dinler mi, onu bilmiyorum ama dinlediği bir şey var, o da kamuoyu araştırmalarının sonucu, kamu vicdanı. Bu tutuklulara yapılan zulmü, bu uzun tutukluluk sürelerini, bu hastaların bu düştüğü durumları görünce yüzdeler döndü. Olası bir referandumdan falan aklı Cumhurbaşkanlığında, Başbakanlıkta…"
Başbakan Erdoğan'ın "Ergenekon davasının savcısıyım" sözlerini hatırlatan Özel, "Yüzdeler düştü, kamuoyu araştırmaları aşağıya, AKP'de ve Sayın Başbakanda bir panik. Şimdi var ya, gitmiş, o yerine geçirdiği, koruduğu savcının yerine geçiyor, o savcıya çatıyor" dedi.
Özel, cezaevlerinde eş görüşme odalarını desteklediklerini ifade ederek, bu odaların geçen yılın Kasım ayında inşa edildiğini ancak TBMM'de 4 ay sonra 24 Ocak'ta onaylanarak, yasalaştığını ifade etti.