28 Ağustos 2010 03:00
T24 - CHP Parti Meclisi üyesi, eski Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer genel af olmadan Kürt sorununun çözülemeyeceğini savundu ve ekledi: Artık herkes Öcalan’la ilgili elini taşın altına koymalı.
CHP’li PM üyesi, eski Diyarbakır milletvekili Mesut Değer’in “Kürt Sorunu mu?” kitabı, “genel af” önerisi nedeniyle büyük gürültü kopardı. Ancak Değer geri adım atmazken, “Peki Öcalan’a uygulanır mı” sorusunu, “Genel af çıkarsa herkese uygulanır. Öcalan ile ilgili herkes elini taşın altına koymalı” dedi. Değer, şimdiye kadar çıkarılan pişmanlık yasalarından PKK’nın değil “Hizbullah’ın yararlandığını” ileri sürdü.
Vatan gazetesi yazarı Deniz Güçer'in "Genel af çıkarsa İmralı da yararlanır" başlığıyla yayımlanan )28 Ağustos 2010) yazısı şöyle:
Genel af çıkarsa İmralı da yararlanır
* Bir kitap yazdınız, ortalık karıştı...
Ortada bir Kürt sorunu var. 2010’da bakıyorsunuz siyasi partilerin büyük çoğunluğunun çözüm önerileriyle birlikte bu sorunu ortaya koyan bir kaynağı, metni yok. Ama herkes konuşuyor. Mardin’de bir olay oluyor, o hafta herkes ‘koruyuculuk sistemi kaldırılsın mı’ bunu tartışıyor. Sorunu tamamıyla ele almak gerekir. Parça parça alırsanız Kürt sorununu ele almamış olursunuz. Bir ateş bu sorun.
* Neden ateş?
Yazmak çizmek ateş. Bir noktası, virgülü uykularımı kaçırdı. Toplumun çeşitli kesimlerindeki görüş ve düşünceler var. Kitabı Türkiye’deki tüm kurumlara gönderdim. Ne alaka diyeceksiniz ama Atom Enerji Kurumu’na bile gönderdim: Genelkurmay, MİT, hükümete, MHP’ye de gönderdim. Çünkü tartışılsın istiyorum.
* Genel af talebi büyük eleştiri aldı. Koşulsuz, şartsız PKK’lılara af mı istiyorsunuz?
Hayır. Ana ilke: Terör örgütüyle mücadele kararlı şekilde sürdürülecek, bunun altını çizmemde fayda var. Taviz verilmeyecek, masaya oturulmayacak. Genel af ise kitabın bir bölümüdür. Ama öncesinde Türkiye’de 8 Pişmanlık Yasası çıkarıldı bunu hatırlamamız gerekiyor. Sonuncusu Eve Dönüş Yasası. Her yasa çıkarıldığında, ‘Terör örgütü üyeleri evine dönecek. Yeni kimlik verilecek, cezaları kaldıracağız, yüzlerini değiştireceğiz’ denirdi. Bu yasalar topluma anlatılış şekliyle ‘Terör örgütü bitecek’ havası yarattı.
* Sonuçlarına bakarsak başarılı olduğunu söylemek mümkün değil
Size bir tablo vereyim: Eve Dönüş için 8 bin 313 kişi müracaat etti, 3 bin 300’ü yararlandı. 30 yılı varsa tahliye oldu, kiminin cezası 1 yıla indi. Ama burada bir gün dahi inerse bu kişiye yönelik aftır. Çünkü ceza kaldırılmış.
* Yani zaten af çıkmış mı diyorsunuz?
Şimdi bunların hepsi PKK’lı mı, hayır. Yararlananların yüzde 50’si Hizbullah, yüzde 45’i PKK’lı ve yüzde 5’lik diğerleri. Bu yasalar ‘Dağdakiler gelsin, hayatlarını yaşasınlar’ diye çıkarıldı. Devletin güvencesi altında, teminatı altında denildi. Oysa genel afta bunlar yoktur. Genel af hukuktaki tanımıyla evrensel bir ilkedir. Ama yasalarda bu verilmesine rağmen başvuruların yüzde 75’i cezaevindeki mahkumlar oldu. Tüm bu güvencelere karşın dağdaki insanlar gelmemişler. Ortada bir sorun var demek ki. O zaman 10’sunu, 11’incisini çıkar fark etmez.
* Ne yapılmalı sizce?
Bu insanlara silah bıraktırıp aşağı indirmek, devlete teslim olmalarını sağlamak istiyorsan 2 noktaya dikkat edeceksin. Birincisi bilgi vermek zorunluluğu. Teslim olan örgütle ilgili bilgi veriyor. İkinsinci mahkeme İçişleri Bakanlığı’na, “PKK’lı, şu kod adlı şahıs yararlansın mı?” diye soruyor. Bakanlık ‘Hayır’ diyor. Bu defa teslim olan 30 sene ceza alıyor. Bu emsal görülünce de kimse teslim olmuyor.
* Pişmanlık yasalarından en çok Hizbullah mı yararlandı?
Yaradı. Sivas olaylarında hangi sanık kaldı? Ben diyorum ki, Pişmanlık Yasasını yeniden çıkartalım adı ‘Yeniden yaşam olsun.’ İçişleri Bakanlığı’na müracaatı kaldıralım, ‘Gel cezanı indiriyorum, Bakanlığa da sormuyorum’ diyelim. Bu yapılmıyor sonra, ‘Ben çıkartıyorum ama örgüt gelmiyor’ deniyor. Ama sen o örgütü dağdan indirecek olanağı sağla. Yasa çıkartıyorsun cezaevindekinden yararlanıyor, tahliye olan yine örgüte gidiyor.
* Genel af işe yarayacak mı?
Türkiye’de toplumsal olarak Kürt sorununun çözümünün ana eksenlerinden biri genel af olmalıdır. Genel af olmadığı zaman Kürt sorunun çözümüne de gidemezsiniz. Günümüze geldiğinizde PKK ile kürt sorunu iç içe geçmiştir.
* Yani Kürt meselesi ayrı, PKK ayrı çözülemez mi?
10 sene önce Kürt-PKK ayrıydı. Ama bugün PKK kendisini Kürt sorununun içine soktu. Kürt sorununu çözsen, PKK’yı çözmezsen sorun çıkacak. Bir kalem olarak ortaya çıktılar. Ortaya bir tablo koymak lazım. Pişmanlık yasasındaki gibi genel affı bir kıstasa bağlarsanız veya öyle bir karar çıkarsa o zaman terörün, sorunun çözümüne gitmez bu iş.
* Peki muhatap kim olacak, İmralı mı?
Orada da farklı görüşler var. AKP 70, 80 Kürt kökenli milletvekilim var, muhatap benim diyor. BDP İmralı’dır diyor. Muhatap TBMM’dir, varlığını kabul etmek lazım. TBMM çözmeli. Kürt sorunu çözülecekse ve PKK işin içine girmişse genel affı bütün hatlarıyla konuşmak lazım. Ayrıca etkili tek siyasi parti AKP değildir. 80 Kürt kökenli milletvekili olan AKP, iktidardan düşse büyük çoğunluğu illerine gidemez. Çünkü insanlar hizmet yönünden tepkililer. O insanların toplumu arkalarına alacak güçleri yok.
* Nasıl kazanıyorlar seçimleri o zaman?
Bölgede Başbakan’a oy veriliyor. AKP’li milletvekillerini kimse tartışmaz orada. O millet “Tayyip”e oy veriyor. Milletvekillerinin fonksiyonu yok. İktidar gücü var ellerinde. Sonra ikinci kıstas din, üçüncüsü ise son dönem YAŞ kararlarında askere yönelik Başbakan’ın tavrıdır.
* YAŞ’ta alınan tavra destek var anlamında söylüyorsunuz bunu...
Bölgedeki insanlar en çok askerden çektiklerini söylüyorlar. Özellikle 12 Eylül döneminde. Onun için askere yönelik en ufak tavra -kim yaparsa yapsın- sıcak baktıkları ortada. Ben siyasetçiyim, kendimi kandırmam yanlış olur. O insan gelip bana, oyumu evet diyeceğim diyorum. Gerekçe: Asker, Gerekçe: Din.
* Affa Öcalan’ı da katıyor musunuz? Cezası pazarlık konusu olur mu?
Pazarlık kelimesine karşıyım. Terörle pazarlık olmaz. Şiddet nereden gelirse gelsin karşı çıkmamız lazım. İkincisi: Hukukta evrensel bir kural var. Anayasamız açıktır. Hiçbir kişi, zümre, sınıfa imtiyaz tanınmaz ve hukuk herkese eşit uygulanır. Biz hukuku uygulayacaksak herkese uygulamamız lazım. Ama bu sorunun çözümünde İmralı bir nebze dışarıda tutulması da gerekir de.
* Nasıl dışında tutulacak?
Burada mesele Öcalan affı meselesi değil. O kişinin, bu kişinin üzerinde durmuyorum. Terör olmayacak, Türkiye birlik içinde güçlü ülke haline gelecekse, buna da katkı sunacaksa o zaman değerlendireceksin.
* ”Genel af çıkar ve Öcalan da yararlanır mı?” diyorsunuz?
Kişi üzerinde durmuyorum. Kişiye indirirsem hukukçu olmam. Türkiye’de 72 milyon kişiye hukuk eşit uygulanır.
* BDP sürekli ‘Özerklik’ diyor, son kongreden çıkan kararlar da var.
Kongreyi izleyen insanlarla görüştük. Kendi kararları. Görüş bildirmem doğru olmaz. CHP olarak olaya bakmamız ve TBMM’de bu işi çözmemiz gerekiyor. Çıtayı yükseltmekle, başka taleplerle bu çözüm sözkonusu olmaz. Makul, Türkiye’yi kucaklaşacak bir yapıyla çözüme gidilir. Herkes elini taşın altına koymalı o nedenle. Ve üniter yapıyı hepimiz korumak zorundayız.
* Tüm Kürtler özerklik istiyor mu sizce?
Sanmıyorum.
* Ateşkesi samimi buluyor musunuz? Sadece Ramazan’a bağlanması yanlış değil mi?
Biliyorsunuz Irak-ABD savaşında bile Ramazan geldiğinde tüm Müslüman kardeşlerimiz ‘Ramazan’da bombalama’ diyordu. Ateşkesin olması için terörün durması -tek taraflı ateşkesin olmasından söz ediyorum- şehit olaylarının olmaması, demokratik açılımlar için Türkiye’nin tartışıp konuşması gerektiğini söyledim.
* Bu zamanı fırsat olarak mı kullanmak lazım yani?
Fırsat olarak bakmamak lazım. Önce şehit olaylarının bitmesi lazım, terörün olmadığı bir ortamda insanlar düşüncesi ne olursa olsun “Bu sorunu nasıl çözeriz” derler. Bakıyorum Ankara’da bazı insanlar, ‘Verelim kurtulalım’ diyor. Rahatına düşkün, maddi durumu iyi olan insanlar bunu da konuşmaya başladı. Bu mantık hainliktir. “Bu vatana sahip çıkıyorum” mantığı değildir.
* Terör örgütü silahı bırakacak gibi mi görünüyor size?
Kardeş kanının durması lazım. Terörün tartışılmadığı bir ortamda adımlar atılır. Böyle bir süreçte Kürt sorununun çözümüne endeksleneceksiniz. Çözerken PKK ile pazarlık et, silahla masaya otur demiyorum. İkisi birbirine geçmişse o zaman ikisini de ele alacaksın.
* Genel af öcalan’ı da kapsayacak özetle. MHP zaten bunu kabul etmez, CHP buna nasıl bakar?
Herkesin bu taşın altına elini koyması lazım. Bu Türkiye sorunudur. Bir kişi veya parti sorunu değildir, kusura bakmasın hiç kimse. MHP idamın kaldırılmasına onay verdi
* “Apo’yu affedin” demedi ama...
Ben de suçluları affedin demiyorum. Ama sorunu çözmek için ele alacaksanız genel affı bu çerçevede konuşacaksınız. ‘Genel af çıkar’ demiyorum. Tüm partiler konuşsun, tartışsın karar versin. “Genel af da olmalı” diyorum. 15 sene OHAL dönemi yaşandı. Milletvekiliğimde 2 yıl faili meçhuller için uğraştım. O dönemde DGM’de yargılanan insan sayısı 49 bin. Onla çarpsanız 500 bin insan devlete küs. Bir kişiyle mi uğraşacaksın orada 500 bin kişiyle mi? TC devleti güçlü olabilmek için iç bünyesindeki sorunları çözmek zorunda. Çözmezsen birileri karıştırmaya gider.
* Bölgede uyuşturucuya bulaşan, gayri meşru yollara sapanlara da bir anlamda af istiyorsunuz
Genel affa girdiğin zaman: Suçun vasfına, niteliğine, Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma, etnik kökenine bakılmaz. Hukuk evrenseldir. Hukuk 72 milyona uygulanır.
* Rahşan Ecevit affı çıktı. Katiller cinayet işleyip geri döndüler. Bunları unutmak mümkün mü?
Mesele affetmek değil. İnsanların aftan sonra barınması, psikolojik sorunlarına destek olunmalı. 10 sene dağda terör örgütüyle mücadele yapan bir askerin, her an öldürülme kaygısıyla yaşayan bir polis veya vatandaşın psikolojisi ne kadar sağlıklıdır? Her insanın psikolojisi bozulmuştur. Orada görev yapmış askerin, polisin psikolojik tedavi görmesi, devletin onlara sahip çıkması gerekiyor.
* Boykot tutacak mı sizce?
BDP’nin ve AKP’nin kendi iç yapıları var. Ben siyasi partinin iç meselesine girmem. Ama isterdim ki boykot yerine hayır oyu kullansınlar.
*Adalet Bakanı Ergin, yakalandığından beri Öcalan ile görüşüldüğünü açıkladı. Devletin görüşmesi normal mi?
Resmi anlamda kabul edilip edilmediğini kimse söylemiyor. Öcalan ile görüşenler, kayda girer ve o sözler yazılır. Bir bakıyorsun ‘Öcalan’la görüşme notları’ adı altında 50, 100 sayfa yazılar ortaya çıkıyor. Bölgede bunları kitap yapıyorlar. Falan tarihte şu gitmiş, şu söylenmiş.
Kürtlerle CHP’yi koparan SHP-DYP koalisyonudur!
* CHP yıllardır o bölgeden kopuktu, şimdi barış rüzgarları esiyor. Tek neden Deniz Baykal mıydı?
Deniz Bey’e çok haksızlık olur. 1989 raporunda Deniz Bey genel sekreterdi. 1991’de HEP-SHP birleşmesi oldu. 1992’de Deniz Bey CHP’yi kurdu. HEP ayrıldı, SHP’liler de DYP ile 4 yıllık bir iktidar kurdu. Ne olduysa o zaman oldu.
* Kürtçe yemin meselesi mi?
Ondan da ziyade: 1991-95 arasına bakmak gerek. 1991’de bölgeye bakın, faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar, köy boşaltmalar... Bölgede kan kasıp kavururken, Çiller ‘Kurşun atan da sıkan’da derken SHP o dönemde tüm bunlara ortaktı. O yıllar bölgeye gelen SHP’li vekillere, ‘Köylerimiz boşaltılıyor’ dendiğinde, ‘Olmaz öyle şey ‘ diyorlardı. Yüzbinlerce insan göçe zorlandı. Canını, malını bıraktı. Sonra Sivas, Madımak olayı. Ne yaptılar? Hiçbir şey.
* Erdal İnönü, Çiller’e çok mu teslim oldu?
O zaman kırmızı plakalar, bakanlıktı, iktidar gücüydü Türkiye’deki insanların feryadını duymadılar. Bölge yandı bağırdı duymadılar. Sivas yandı bağırıyor, ses yoktu. SHP-CHP birleştik ve kılpayı barajı geçtik.
* Kopan ilişkiler 2011’de düzelecek mi?
2002’den sonra yavaş yavaş toparlanmaya başladı aslında. Sayın Baykal, Diyarbakır’da 10 saatlik toplantı yaptı. Deniz Bey’e çok ağır eleştiriler getirildi. Saatlerce dinledi. Deniz Bey’in ne demek istediği anlaşılmadı. Ben yapısını biliyorum çözülmesini istiyordu. Şimdi Kemal Bey CHP’yi halkla bütünleştirmek, Türkiye ile buluşturmak için çalışıyor.
* Bu barışma ne kadar sürer sizce?
Artık olur. Çünkü yönetim kadromuz da aynı çerçevede düşünüyor.
Başörtüsünü CHP çözmeli
* 2011’de Kürt ve Türban raporu çıkarır mı CHP?
Başörtüsü, türban sorununu çözecek tek parti CHP’dir. Laikliği ve türbanı birbirinden ayırarak. Buna el atmamız lazım. Bu bir kangrendir. Komisyon raporlarını yazıyor. Türban bence sadece kamusal yerlerde olmamalı.
* Kürtçe seçmeli ders olsun diyorsunuz. Kastettiğiniz orta öğrenim mi, üniversite mi?
Doğru. Aslında ‘Böyle olsun’ diye değil, tartışma açmak için söyledim. Tartışalım bir karar verelim. Üniversite mi, lise mi bunu TBMM yapsın. Bunlar da insanların talepleri içinde var.
* Partide özellikle genel af fikrinize tepki oldu mu?
Hayır. Genel Başkanımız kendi görüşüm olduğunu söyledi, doğrudur. Genel sekretimizim de olumsuz bir tavrı olmadığını biliyorum, öncesinde de biliyordu. ‘Sana zarar gelmesin kendine dikkat et’ dedi.
Avcı, ‘PKK’nın kirvesi değildir’ kararı aldırdım
“Hanefi Avcı, Diyarbakır İstihbarat Müdürlüğü yaptı. O dönemden tanırım ve çok sert tartışırdık. Susurluk olayı oldu, Hanefi Bey derin devlet, çeteleri anlattı. Hemen DGM tutukladı. Birkaç gün sonra Diyarbakır’da yerel bir gazete, ‘Avcı PKK’nın kirvesi’ diye başlık attı. Bunun üzerine o aileyi buldum. Çocukları 22 yaşında, örgüte kaçmış ve o yaşa kadar sünnetli değil. Bilgiyi belgeyi topladım Diyarbakır Sulh Ceza Mahkemesi’ne, ‘Hanefi Avcı PKK’nın kirvesi değildir’ diye dava açtım. Mahkeme beni haklı buldu, yerel gazete bu kararı yayınladı. Hanefi Bey çıktıktan da sonra mahkeme kararını kendisine verdim. Teşekkür etti.”
© Tüm hakları saklıdır.