CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, kaçırılan CHP Milletvekili Hüseyin Aygün'ün serbest bırakıldığı iddialarına yönelik olarak, "Söylentiyi biz de duyduk. Bize ulaşan bişey yok" dedi. AK Parti'yi ve Başbakan'ı sert sözlerle eleştiren Koç, "Sorumluluklarınızı bileceksiniz. Totaliter bir rejimde kral yada padişah değilsiniz" dedi.
İşte Koç'un açıklamalarından satır başları...
"Aygün kaçırılmadan önce PKK tarafından tam 154 yurttaşımız kaçırılmıştır. Son bir yılda 145 yurttaşımız kaçırıldı. Şu anda 26 vatandaşımız vardır PKK'nın elinde.
Teröristler Doğu'da ve Güneydoğu'da saatlerce yolları keserek vatandaşları ve güvenlik güçlerini kaçırabiliyor. İstediği zaman da getirip aynı yerde serbest bırakılıyor. Bu ülkede girilemeyen, kontrol edilemeyen yerler var ama Başbakan "Herşey kontrolümüzde" diyor.
'MİT duymuyor ya da...'
Temel çelişki burada. Kurtarma operasyonları yapılıyor ama kurtarılan kimse yok. Bunların hiçbirini MİT duymuyor. Ya da duyuyor da bir şeyler yapmasını engelleyen şeyler var. Gereğini yapmıyor.
Tüm bunlar bir istihbarat ya da güvenlik skandalı değilse nedir?
Son 3 aydır kamuoyu "terör örgütü silah bırakacak" denilerek oyalanıyor. Son 3 ayda 70 civarında şehit verilmiş, 60 civarında vatandaşımız kaçırılmıştır. Silah bırakmak isteyen örgüt neden eylemlerini hızlandırıyor.
Oslo görüşmeleri kayıtları ve Suriye ve Şemdinli'de yaşananlar birleştirildiğinde terörle mücadele ve Kürt siyaseti konusunda siyasi irade AKP'nin elinde değildir. Doğru olan tek mutabakat zemini Meclis'tir.
Clinton'ın son ziyareti ve devletin başkentinde değil İstanbul'da gerçekleşti. Cumhurbaşkanı ve Başbakan Clinton'ı kabul ediyor gibi değil de sanki Clinton Gül ve Başbakan'ı kabul ediyormuş diplomatik havasında olması ortaya çok ciddi sorular koyuyor.
'Siz kral ya da padişah değilsiniz'
Bizi bilgilendirin, neler oluyor" diyoruz, sanki boşluğa konuşuyoruz. Başbakan yemekli toplantılarda kin, nefret, öfke dolu konuşmalarla toplumu her yönden germeye çalışıyor. Bu acı bir görüntüdür. Meclis'in toplanması terör örgütünün işine yarar gibi ucuz demagojik fikirler sunuyor.
Başbakan'a hatırlatmak istiyoruz: Sorumluluklarınızı bileceksiniz. Totaliter bir rejimde kral ya da padişah değilsiniz. Aklınızın, hırslarınızın ve kinlerinizin önüne koymak zorundasınız. Meclis'ten kaçmamalısınız. Biz kilonuzu, çapınızı umursamıyoruz. Gelin Türkiye'yi Türkiye'den hep birlikte yönetelim. Ulusal bütünlüğümüzü tehdit edenlere karşı beraber tavır koyma olgunluğuna erişmeliyiz.
Vatandaşlar bizden kavga değil, sağduyu ve çözüm istiyor. El yordamıyla herkesi kendimize düşman hale getirmememizi istiyorlar. Başbakan olarak sorumluluklarınızı hatırlayın istiyorlar.
Terör örgütünün üzerlerinde kurduğu baskından onlar da bunalmış durumdalar. Öfke siyaseti yerine "yapıcı olun" diyorlar. Kısacası "bu ateşi söndürün, bizi mutlu edin" diyorlar.
Kılıçdaroğlu ile ilgili yersiz, nezaketsiz, kaba üslubunuzu biraz erteleyin. Bunlara sizin anlayacağınız dilden cevap verebileceğimizi bilin. O üslupta konuşmayı en az sizin kadar beceririz.
14 Ağustos'ta toplanın ve uygarca tartışın diyorlar. Bu çağrıyı amacından saptırıp demagojiye boğarsanız, ulusal çıkarlarımızı gözeten politikaları sahiplenmezseniz bu millet de tarih de sizi olumsuz olarak yargılayacaktır.
Aygün'ün serbest bırakıldığı iddiası
Söylentiyi biz de duyduk, henüz bize ulaşan bir bilgi yok. Sadece Aygün değil, diğerleri de kurtulmalı.
Sevim Kılıçdaroğlu'nun hedef olduğu iddiası
Sayın Bayan Kılıçdaroğlu babasının ölüm yıldönümünde onu anmak için gitti ve Ankara'ya döndü. Gazetelerdeki iddialar hakkında bize intikal eden bir şey yok.
'Başbakan geç de olsa aradı'
Gecikmeli olarak aradı, 'geçmiş olsun' dedi."