Gündem

CHP'li Aygün, ozan Şahturna'yı Meclis'e getiriyor

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, saz ustası ve askeri dönemlerin tanık ve sanıklarından ozan Şahturna'yı Meclis'e getiriyor.

26 Kasım 2011 02:00




Hülya Karabağlı 

T24 / ANKARA - Dersim isyanını tartıştıran CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, saz ustası ve askeri dönemlerin tanık ve sanıklarından ozan Şahturna'yı Meclis'e getiriyor. Sanatçı, 1970 ve 1980 dönemindeki işkenceleri anlatacak ve saz ziyafeti verecek.  


Hüseyin Aygün, işkenceleri ve darbeleri sazı ve sözüyle yerden yere vuran Şahturna'nın gelecek hafta Berlin'den geleceğini söyledi. Meclis'te, gazetecilerle sanatçı bir araya gelecek. "Darbe ve cuntanın işkencelerini anlatacak ve saz çalacak" diyen Aygün’e göre, halk ozanı askeri dönemlerin en önemli tanık ve sanığı. Demokrasi mücadelesinin her karesi müziğine yansıyor.  



12 Eylül'de vatandaşlıktan çıkarıldı


Birçok döneme damgasını vuran 1970`li yıllarda askeri darbe dönemlerinin 20’li yaşlarda tanığı, sanığı halk ozanı, birçok cezaevinde işkencelerden geçti. 12 Eylül 1980 döneminde vatandaşlıktan çıkarıldı. 1992 yılında yeniden vatandaşlık hakkı kazandı. Şahturna, Kenan Evren hakkında dava açtı.


Sanatçı bir söyleşisinde, etkilendikleri ozanları Dadaloğlu, Pirsultan, Köroğlu, Yunus Emre, Nazım Hikmet, Ahmet Arif diye sıralıyor.



'Bedelleri ödeyerek sürgüne geldik"


Ozanla yapılan son röportajda değerlendirmeleri şöyle:


"1970'li yılların ve hem de 1980'li yılların cuntalarının tanığı ve sanığıyım. Hapislerini, sürgünlerini yaşadım. İnsani değerler ve mazlumların, gariplerin yanında saf tutan umudun türkücüsü, özgürlüğün barışın ve kardeşliğin ozanı Şahturna olarak inandığım davamda geri adım atmadım, kırıldım, belki büküldüm, ama asla eğilmedim zulüm düzenlerine ve sözde demokrasi havarilerine... Bilindiği üzere 'kılavuzu karga olanlar, bülbül olamazlar insanlık gülüne' Ancak, kimi sözde aydınlar veya demokrat, ilerici geçinen ozan, yazarlar sustular, pustular isli havalarda. Biz bedellerimizi memleketimizde ödeyerek sürgünlere geldik. Bazıları belki elini taşın altına koydular kısa süreçli, ama biz mazlum insanlık, yaşanası özgür ve sömürüsüz bir yaşam adına, başımızı, bedenimizi taşın altına koyduk değerli dostlar."