CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, Mersin’de kurulması planlanan Akkuyu Nükleer Santraline ilişkin meclis araştırma önergesi verdi. Atıcı, bilimsel araştırmaların, bir nükleer santralde hiçbir kaza veya işletme hatası olmaksızın santralin 5 km çevresinde yaşayan çocuklarda kan kanseri riskinin 2,2 kat arttırdığını gösterdiğini söyledi.
Prof. Atıcı, Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atılan atom bombalarının yıldönümünde verdiği meclis araştırma önergesi ile yenilenen deprem haritasıyla nükleer santralin yapıldığı Akkuyu Bölgesinde Ecemiş fay hattının tespit edildiğine dikkat çekti. Mersin’in en son 30 Temmuz 2015 tarihinde 5.2 büyüklüğünde depremle sarsıldığını, bölgede daha büyük depremlerin olabileceğini hatırlattı. “Yeni bir Hiroşima cehennemi olmaması için nükleer santral yapımından acilen vazgeçilmeli” dedi.
Önergede Çernobil kazasının ardından 25 yıl geçmesine rağmen sorunların devam ettiği belirtilerek, “Çernobil bölgesinde çocuklarda tiroit kanserinin % 200 arttığı, diğer kanser oranlarında ciddi oranda artışlar yaşandığı, sakat bebek doğum oranlarının yükseldiği, insanların genetik yapılarının bozulduğu tespit edilmiştir. Ayrıca bu kaza sonucunda kirlenen topraklarda yüzlerce yıl tarım yapılamayacaktır” denildi.
Önergede şu ifadelere yer verildi:
“Çernobil kazasından önemli dersler alındığı ve nükleer kazaların önlenmesinde büyük ilerleme kaydedildiğini iddia edenler çok yakın zamanda yaşanan Fukuşima kazasından sonra nükleer santralleri kapatma kararı almışlardır. Nükleer santrallerde herhangi bir kaza olmadığında bile, santral yakınlarında radyasyon artışının yaşandığı, hava, su, toprak kirliliğine neden olarak canlı yaşamı üzerinde olumsuz etkiler yarattığı bilinen bir gerçektir. Bilimsel araştırmalar bir nükleer santralde hiçbir kaza veya işletme hatası olmaksızın santralin 5 km çevresinde yaşayan çocuklarda kan kanseri riskinin 2,2 kat arttığını göstermiştir.
Atıklar nasıl yok edilecek?
Nükleer santraller açısından bir diğer sakınca, nükleer atıkların nasıl ve nerede yok edileceğinin bilinmemesi ve bu atıkların güvenilir bir şekilde bertaraf edilmesi için dünya çapında bulunmuş bir yöntemin olmamasıdır.
Soğutma suları denize verilen nükleer santrallerin deniz ekosistemindeki dengeyi bozması da bir diğer sakıncalı durumdur. Deniz suyu sıcaklığını 2-6 derece artıran bu uygulama denizdeki canlıların neslinin tükenmesine ve denize yayılan radyasyonun balık yoluyla besin zincirine geçmesine neden olmaktadır.
Akkuyu’da kurulması planlanan nükleer santralin soğutulması için kullanılacak deniz suyu, Akdeniz ekosisteminde çevresel felaketlere yol açacaktır. Bölge atmosferinde ve tarım alanlarında, asit yağmuruna ağır metal kirliliğine neden olacaktır. Buharlaşmadan kaynaklanan atık tuz ve minerallerin çevrede neden olacağı zararlar kaçınılmaz olacaktır.”
