Politika

CHP YSK'DAN ÖZÜR BEKLİYOR ANKARA (A.A)

17 Eylül 2010 14:00

-CHP YSK'DAN ÖZÜR BEKLİYOR ANKARA (A.A) - 17.09.2010 - CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Geanel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun referandumda oy kullanamamasına ilişkin, ''Derhal YSK ya da İçişleri Bakanlığı'nın özür dilemesi gerekiyor''dedi. Genel Başkan Yardımcılığı görevinin partiye bir hareket kazandırması temennisinde bulunan Tekin, partisinin iktidar olması için elinden gelen gayreti göstereceğini söyledi.  Referandum sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tekin, ''Her seçim siyasi partiler için ciddi bir sınavdır, mutlak kazanan da kaybeden de bir muhasebe yapar. 'Nerede eksiklik yaptım, ne demem gerekiyordu, ne dememem gerekiyordu?' bunları değerlendirir bu gayet doğaldır'' dedi.  ''Hayır'' oylarında alınan yüzde 42'lik sonuç hakkında herkesin farklı yorum yapabileceğini belirten Tekin, şöyle konuştu: ''Biz yorumdan öte özellikle Türkiye'nin önemli coğrafyasında, orta Anadolu'da, doğuda, güney doğuda kısmen Karadeniz'de oylarımızı artırmak zorundayız. Onunla ilgili ciddi çalışmalar yapmamız gerek. Ne yüzde 42 hezimettir, ne de yüzde 57-58 başarıdır. Bunu böyle kabul etmek lazım. Siz seçmen sayısına baktığınızda 52 milyon yurt içinde, 2 milyonda yurt dışında olmak üzere toplam 54 milyon kayıtlı seçmen var. 54 milyon seçmenin 21 milyon küsuru 'evet' demiştir, buda şunu gösteriyor, anayasa çok önemli biliyorsunuz, keşke ortak bir zemin içerisinde olabilseydi en azından vatandaşlarımızın yüzde 70'i 80'i kabul edebileceği bir anayasa paketi olabilseydi hepimiz memnun oldurduk. Sonuç itibariyle bu Türkiye'de her vatandaşı ilgilendiren bir sorundur, siyasi parti seçimi değildir, siyasi parti seçersiniz 5 yıl sonra kararınızı değiştirirsiniz, ama anayasa paketleri 40-50 yıl sonra da önünüze gelir.'' -EŞİT BİR SEÇİM YAPILMADI- Milletin tercihine saygılarının sonsuz olduğunu bildiren Tekin, eşit bir seçimin yapılmadığının da kabul edilmesi gerektiğini savundu.  Halk oylamasında, devletin kurumlarının önemli bir kısmının taraf olduğunu ileri süren Tekin, ''Kentlerde daha bağımsız özgür oy kullanmıştır, ama kırsal ağırlıklı olarak 'evet' çıkmıştır. Özellikle Anadolu da yoksulluğun sefaletin yoğun olarak yaşandığı yerlere baktığımızda orada geçimini sadece ve sadece devletin ayırmış olduğu ufacık tefecik yardımlarla sürdürmeye çalışan vatandaşların tercihi ne yazık ki bağımsız olmuş değildir. Anadolu'nun bir köyünde bir kadın hayatında ilk kez parayla buluşmuştur, 100 lira 200 lira neyse, o paranın kesilmemesi için tercihini çok net kullanmış değildir'' dedi. -2011 SEÇİMLERİ- 2011'de CHP'nin iktidar olmasını talep ettiklerini belirten Tekin, şunları kaydetti: ''Bu sadece bizim değil toplumun önemli kesiminin de beklentisi. Uzun süredir AKP iktidarının ciddi şekilde yıprandığını, yıpranmanın da ötesinde ciddi şekilde bir korku yarattığını görüyoruz. İktidarın kendisini gözden geçirmesi gerek, 'şimdi ne olacak kaygısı' çok kötü bir kaygıdır. Bu kaygılar niye ortaya çıkıyor? Sayın Başbakanın tavrından kaynaklanıyor. 'Taraf olmazsan, bertaraf ederim' baskı unsuru oluşturulduğu için insanların bu tür kaygıları yaşıyor. İnşallah uygulamalarda iktidar partisi akli selim davranır ve toplumun bu kaygılarını ortadan kaldırır. İktidar sivil toplum kuruluşları, iş çevreleri, medya ve çeşitli toplum kuruluşları üzerindeki baskısından vazgeçerse Türkiye'de normal bir seçim olur bunun sonucunda da CHP'nin iktidarını görürüz, 2011 seçimlerinde hedefimiz yüzde 40 oy.'' -KILIÇDAROĞLU'NUN OY KULLANAMAMASI-  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun referandumda oy kullanamaması konusunun çok tartışıldığını vurgulayan Tekin, şöyle konuştu: ''Elbette bir eksiklikti, Sayın Kılıçdaroğlu eksikliği kabul etti, kamuoyundan özür diledi. Ama şimdi düşünün anamuhafelet lideri, herkes tarafından bilinen birinin kütükte isminin silinmesini devletin kurumları yapıyorsa, burada büyük bir zafiyet vardır. Sayın İçişleri Bakanı, 'Polisler sayın Kılıçdaroğlu'nun ikametinde olup olmadığını araştırdı' diyor. Sayın İçişleri Bakanı İstanbul'da bütün milletvekilleri için mi bu uygulamayı yaptılar? Eğer öyleyse itiraz etmeyeceğim ama niçin sadece Kılıçdaroğlu. Diyelim ki yapıldı, sayın Kılıçdaroğlu'nun ikametinden ayrıldığını tespit ettiler. Nezaketen devletin kurumları polis, emniyet ya da YSK'nın sayın Kılıçdaroğlu'na bildirmesi gerekmiyor muydu? Sayın Kılıçdaroğlu bilinmeyen bir isim miydi? Biz devletin görevlilerine güvenmeyecek miyiz? Derhal YSK ya da İçişleri Bakanlığı'nın özür dilemesi gerekiyor.''