Gündem

CHP'li Öztrak: Trump'ın mektubu AK Parti Genel Başkanı tarafından sineye çekildi

"ABD, YPG terör örgütüne vekâleten masaya oturdu"

21 Ekim 2019 15:09

CHP Sözcüsü Faik Öztrak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD Başkanı Donald Trump'ın kendisine yazdığı mektubu sineye çektiğini söyleyerek, "Trump sevgisi ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti'nin önüne geçti" diye sordu.  Öztrak, yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı'nın da aralarında olduğu HDP'li belediye başkanlarının gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Öztrak, "Seçilmiş belediye başkanlarının apar topar gözaltına alınması demokrasi açısında yanlıştır" dedi. 

Merkezi Yürütme Kurulu toplantısının arasında gazetecilere bilgi veren Öztrak, "Hafta sonu şehit haberleri geldi. PKK terör örgütü tarafından şehit edilen askerlerin sayısı 5 oldu. Ben Allah'tan rahmet, ailelerine de başsağlığı diliyorum" dedi. 

ABD Başkanı Trump'ın mektubuna ilişkin Öztrak, "Türkiye ve dünyada değerlerin, ilkelerin, kurumların buharlaştığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu garip zamanlarda AK Parti iktidarında buharlaşan değerlere binlerce yıllık devlet geleneği de eklendi. Geçtiğimiz hafta Trump'ın hiçbir diplomatik kurala uymayan kağıt parçasının skandal sürecinde bunu hep beraber gördük. ABD Başkanı Donald Trump'ın küstah tehditler savurduğu kağıt parçası Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan  AK Parti Genel Başkanı tarafından sineye çekildi. Zamanı geldiğinde cevap verilecekmiş, o zaman ne zaman? Partisinin de sözcüsü Barış Pınarı Harekâtı ile yanıt verildi' diyor. Hangisi doğru söylüyor, bilmiyoruz. Trump sevgisi ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarının önüne geçti? Bunun cevabını sayın Erdoğan'dan bekliyoruz" diye konuştu.

Öztrak, Erdoğan'ın, İsmet İnönü'nün eski ABD başkanlarından Johnson'a verdiği yanıtı kendisine örnek alması gerektiğini dile getirdi. 

"Halkbank dosyasını duyan Merkez Bankası Başkanı ABD'deki toplantıya gidemedi"

ABD'nin Halkbank'a yönelik 'kara para aklama', 'dolandırıcılık' ve 'İran ambargosu'nu delme suçundan iddianame hazırlanmasına da değindi. Öztrak, Halkbank dosyasında Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın isimlerinin doğrudan geçtiğini belirtti. Öztrak'ın Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal'ın Halkbank dosyasının açıldığını duymasının ardından ABD'deki Uluslararası Para Fonu toplantısına katılmaktan vazgeçtiğini iddia etti. Öztrak, "Daha doğrusu gidemediler. Böyle bir şey tarihimizde ilk kez yaşanıyor" dedi. 

"ABD, YPG terör örgütüne vekâleten masaya oturdu"

Öztrak, "Onurumuz zedeleniyor. Vatandaşlarımızın AK Parti Genel Başkanı'na yönelik en ufak eleştirisine 'cumhurbaşkana hakaret'ten dava açılıyor. Trump'ın hakareti sineye çekiliyor. Erdoğan'a en baştan beri 'Orta Doğu bataklığına girme' dedik. 'Ben Trump'tan başka biriyle oturmam' diyen Erdoğan, Trump'ın yardımcısı ile 1 saat 10 dakika konuştu. ABD, YPG terör örgütüne vekâleten masaya oturdu. Uluslararası haber ajansları da  bu görüşmeler esnasında YPG'nin ABD ile kesintisiz görüştüğünü söyledi. Bu görüşmeler için ABD yetkililerine bir telefon ve oda tahsis edilmiş" ifadesini kullandı. 

Öztrak konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Bu arada hayırlı olsun, Yüksek İstişare Kurulu'ndan bir üyenin damadı FETÖ'den beraat etti. Bu işlerde ensesi kalan olanlar bundan sıyrılıyor; olan fakir fukaranın evlatlarına oluyor. Saray teröristlerin vekilleri ile 13 maddelik anlaşma imzaladı. ABD, 'Dur' dedi, durdular. Trump ateşkes olduğunu söyleyip duruyor. Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanı olarak kendisine ne talimat verilirse onu yapıyor. Saray iktidarı ABD ile Rusya arasında pinpon topuna dönmüş durumda. Devlet aklı Saray iktidarında buhar olup uçtu. İnsanımızın can ve mal güvenliğinin sağlanabileceğine güvenemiyoruz. Bunların bir dediği bir dediğini tutmuyor.

Erdoğan'ın Trump ve Putin'e duyduğu sevgi çok derin. Yarın Putin'in yanına gidiyor, bu sefer de herhalde Putin'i özledi. İşler yolunda giderse çok sevdiği Trump ile kasım ayında görüşecektir. Bu bataklığı aşmanın en kestirme yolu Şam ve Ankara arasındaki yoldur."

"Seçilmişlerin apar topar gözaltına alınması yanlıştır"

"Bugün demokrasimiz açısından sıkıntı gördüğümüz bir olay yaşadık. 31 Mart'ta seçilen belediye başkanları görevden alındıktan sonra gözaltına alındı. Suçüstü yapılmadan veya kesinleşmiş mahkeme kararı olmadan  seçilmiş  belediye başkanlarının apar topar gözaltına alınması demokrasi açısından yanlıştır. "

"Kayınpeder istiyor, damat milletin kasasından veriyor"

"Bir iktidar bir milletin sıkıntılarına bu kadar mı bigane kalır? 40 milyar dolar daha harcamaktan bahsediyorlar. Kayınpeder istiyor, damat milletin kasasından veriyor. TBMM'nin bütçe yapma hakkı da havada öylece sallanıyor.  Saray'ın bütçesinde millet yok yandaş var. Batan geminin mallarını sağa sola peşkeş çekerken keman sesi ile milleti oyalamaya çalışıyorlar.

BOTAŞ'ından THY, Eti Madeni'ne kadar elindeki kamunun varlıklarını dışarıya rehin veriyorlar, onunla da borçlanıyorlar. Bu borçları millete mi harcıyorlar, hayır. Aldıkları borçlarla kendi yandaşlarını kurtarıyorlar. Sonra da Tank Palet Fabrikası'nı Katar'a peşkeş çekiyorlar. Hem Katar ordusuna fabrikanı peşkeş çekeceksin sonra da 'Ey Arap ligi' diyeceksin. 

Haydarpaşa ve Sirkeci garlarını yandaşa vermek için her yolu deniyorlar. Bu beyler bu mirası iç etmek istedikleri için İBB'nin ihaleye girmesini engellemeye çalışıyorlar. Haydarpaşa ve Sirkeci garları tarihimizdir, kültürümüzdür. AK Parti'nin işi başına aldıklarından beri 469 milyar dolar faiz ödendi. Millet tefecilerin eline düşmüş durumda. Senet tutarı yüzde 29 artmış. Karşılık çek de yüzde 37 artmış. Çiftçilerimiz borç yüzünden ya hapse ya da mezara giriyor. Devletin borcu var, her çiftçi ailesinin devletten 67 bin lira alacağı var. Çiftçiyi ve tarımı bu bataktan çıkarın. Ülkeyi uçurumdan aşağı yuvarladılar.

Bu yönetimin elinde ülkenin borcu artmış, gelirimiz azalmış. Enflasyonla ilgili aldıkları tek önlem damadın arkadaşının TÜİK'e atanması. Elin oğlu kalkmış bize emir veriyorsa, bugün ABD Başkanı Türkiye ile alay etmeye kalkıyorsa bunun sebebi borçlardır. Bir ülkenin barutu ekonomisidir. Suriye meselesi bize ekonomiyi unutturmamalıdır. Saraylarında yaşayanlar artık milletin sesini duymuyorlar. Ülke yönetilemiyor, savruluyor. 

Biz de Suriye'deki gelişmeleri izliyoruz. Bu ülkenin Güneydoğu sınırında terör örgütlerinin cirit atmasına izin verilmemeli. Suriye'de güven ortamı yaratıldıktan sonra misafir ettiğimiz Suriyelilerin de ülkelerine dönmesini sağlamamız gerekir. 

Suriye konusu, özellikle ABD'de seçimlerin yaklaşması nedeniyle bazı kesimler tarafından farklı yorumlanıyor. Türkiye'de de aynı şey var. İktidar da 'Biz kazandık' diyor. ABD'deki basının ağzına bakmayız, milletimiz ne diyor ona bakarız. Dün dediğini bir gün sonra reddederek, yapmayarak çözülemez. Bu konuda ciddi endişelerimiz var. 

Zaten gar ihalesi konusunda hukuki süreç başlamış durumda. Burada ihaleye fesat karıştırma noktasına gidebilecek uygulamaların olduğu anlaşılıyor. Milletin malını millete vermek yerine yandaşa peşkeş çekmek isteniyor.

Suriye konusunda bir sonuca bakacağız. Terörün bu sınırlarından gelerek milletimizin canını ve malını tehdit etmesini istemiyoruz"