Sözcü'den Nuray Tarhan'ın haberine göre, 1999 depreminin ardından bilim insanlarının Kuzey Anadolu fay hattının yakın zamanda İstanbul'u da vuracağına dikkat çektiğini hatırlatan Kesici, DPT'nin hazırladığı kalkınma planlarında hükümetleri uyardığını söyledi. Kesici, “Bu uyarılardan en dikkat çekeni ise 1999 depreminin ekonomiye verdiği hasarın nedenlerine ilişkindi. Buna göre yüzde 52'si deprem risk bölgesi olan Türkiye'de sanayi ve nüfus tek bir bölgede katiyyen toplanmamalı, hele hele bu bölge asla İstanbul olmamalıydı. Zira aksi durumda yaşanan felaketleri ülke 1999'da acı şekilde yaşamıştı. Ancak devlet kurumunun hükümete uyarısı dinlenmedi. DPT'nin uyarılarının aksine ekonomi de tek merkeze endeksli hale getirildi” dedi.
"Plansızlık faciaya dönecek"
İstanbul'un 20 yıldır bir deprem faciası gelecek tedirginliğiyle yaşadığını vurgulayan İlhan Kesici, “Son depremlerle halkın gündemine gelse de bir süre deprem olmayınca unutuluyor. Ancak plansızlık İstanbul depreminin ülke için telafisi olmayan bir faciaya dönüşeceğini ortaya koyuyor” diye konuştu.
DPT'nin 1999 depreminden sonra hazırladığı kalkınma planında bölgeler arası göçün en büyük sorunlardan biri olduğunun belirtildiğini söyleyen Kesici, şunları söyledi:
“Planda bölgeler arası göçün önlenmesi için başta tarım bölgesel kalkınmaya dikkat edilmesi gerektiği defalarca vurgulandı. Ancak kurum söylediğiyle kaldı. Zira 2000 yılında 10 milyon olan İstanbul nüfusu 15 milyonu aştı. 1950'de nüfusun yüzde 7.5'i İstanbul'da yaşarken, şimdi bu oran yüzde 18.3. Hafta içi yüzde 25'e yani 20 milyona yaklaşıyor. Kilometrekareye düşen insan ortalaması Türkiye'de 107 iken, İstanbul'da 2 bin 900. Bu sürdürülebilir değil, sürdürülmemelidir de.”