Gündem

CHP 2022 bütçesine şerh düştü: Toplumda biriken tepkinin siyasal yollarla sonuç elde etmemesi neticesinde iç çatışma çıkma riski vardır

"Ülke, dış politika açısından Balkan harbi öncesi dahil hiçbir dönemde bu kadar yalnızlaşmamıştır"

06 Aralık 2021 16:20

Muhalefet partileri, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen ve Genel Kurul’da 12 gün sürecek görüşmelerine bugün başlanan 2020 kesin hesabı ve 2022 bütçesine şerh düştü. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, hukuk ve ekonomi alanında eleştirilerde bulunan muhalefet, ‘iç çatışma’ uyarısı yaptı. CHP’nin muhalefet şerhindeki, “Toplumda biriken tepkinin siyasal yollarla sonuç elde etmemesi neticesinde iç çatışma çıkma riski vardır” ifadesi dikkat çekti.

Muhalefet şerhinde, "Tarafsız hiçbir devlet kurumu kalmamıştır. Devlette kurumsal çöküş vardır. Ülke, dış politika açısından Balkan harbi öncesi dahil hiçbir dönemde bu kadar yalnızlaşmamıştır" ifadelerine yer verildi.

Muhalefet, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri tamamlanan 2020 kesin hesabı ve 2022 bütçesine şerh koydu.

"Devlette kurumsal çöküş vardır"

CHP’nin muhalefet şerhinde, 19 yıllık AKP iktidarları sürecinde gelinen durum için “tek adam” vurgusu yapıldı. Şerhte, “Tek parti devleti değil tek kişi devleti, devlet partisi değil parti devleti vardır. Formel anlamda, Anayasa’nın lağvı, güçler birliği ilkesinin yok olması söz konusudur. TBMM, yetkileri elinden alındığı için bir nevi halkla ilişkiler birimine dönüşmüştür. Kutuplaşmanın toplumsal çatışmaya dönüşme riski bulunmaktadır. Tarafsız hiçbir devlet kurumu kalmamıştır. Devlette kurumsal çöküş vardır. Ülke, dış politika açısından Balkan harbi öncesi dahil hiçbir dönemde bu kadar yalnızlaşmamıştır. Toplumda biriken tepkinin siyasal yollarla sonuç elde etmemesi neticesinde iç çatışma çıkma riski vardır” tespitleri yer aldı.

"Cumhurbaşkanı, devleti ve milleti temsil etmek yerine belli bir siyasi görüşün temsilcisi hâline gelmiştir"

Özellikle hukuk alanında sert eleştirilerin yapıldığı şerhte, “Partili cumhurbaşkanı, devleti ve milleti temsil etmek yerine belli bir siyasi görüşün temsilcisi hâline gelmiştir. Bu da tarafsızlığı üzerinden bir denge unsuru olması gereken cumhurbaşkanlığı makamının denge unsuru olmaktan çıkmasına yol açmıştır. Tek kişiye parlamentoyu fesih yetkisi verilmiş; Meclis’in geleceği, bir kişinin iki dudağının arasından çıkacak sözcüğe bırakılmıştır. Meclis’in bütçe hakkı ve yetkisi fiilen elinden alınmıştır” değerlendirmesi yapıldı. Olağanlaşmak için de “yargının yürütme güdümünde olduğu, ağır insan hakları ihlallerinin yaygınlaştığı ve OHAL rejiminin ihlal yarattığı” gerçekleriyle ‘yüzleşmek’ gerektiği belirtildi.  

"Türkiye, bir yolsuzluklar, uyuşturucu ticareti ve kara para aklama merkezi haline gelmiştir"

Şerhte, Merkez Bankası’ndan 128 milyar doların buharlaştığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden istifa eden Berat Albayrak’ın ortadan kaybolduğu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bir kara para aklayıcısını ülke dışına çıkardığı ve 10 bin dolar alan siyasetçiyi kamuoyuna açıklamayarak suç işlediği ifade edildi. Şerhte, “Türkiye, bir yolsuzluklar, uyuşturucu ticareti ve kara para aklama merkezi haline gelmiştir” denildi.

"AKP için ‘kıtlık ve kuyruk vaadeden parti’ nitelendirmesi"

AKP için “Türk lirasının değerini ihracat seferberliği adı altında düşürücü bir politika izleyen, kıtlık ve kuyruk vadeden parti” nitelendirmesi yapılan şerhte, bütçeye neden karşı oy verildiği ise şöyle açıklandı:

“Türkiye hem devlet krizini hem de ekonomik krizi iç içe yaşıyor. Parası pul olmuş bir vaziyette. Vitrin değişikliği sorunu çözmez, sadece biraz zaman kazandırır. Devlet krizi çözülmeden ekonomik kriz çözülmez. Borçla ekonomiyi şişirmenin artık sonuna geldik. Kamu bankalarında imkan kalmadı. Bütün kesimlerin bilançoları daha fazla borcu kaldırmıyor.”

"Merkez Bankası’na doğrudan müdahale edilmektedir"

HDP’nin muhalefet şerhinde de ekonomi politikalarına ağır eleştiriler yapıldı ve “Türkiye Ekonomisi Neden Komada” başlığı altında örnekler sıralandı. Şerhte, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile demokrasi krizinin derinleştiği ve iktidarın tekelleştiği vurgusu yapıldı. Kürt sorunun çözümlenmemesi, ekonominin savaş ekseninde dönmesi, adalet eksikliği, insan hakları ihlalleri örnekleriyle ekonomik krizin derinleştiği anlatıldı. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon sonuç” yorumunun eleştirildiği şerhte, “Merkez Bankası’na doğrudan müdahale edilmektedir. Faizler düşürülerek döviz kurları ve enflasyona rekorlar kırdırılmaktadır” denildi.

"Bütçenin yüzde 20’si silahlanma ve güvenlik harcamalarına"

HDP şerhinde, “Savunma sanayi alanı ve bu alanda faaliyet gösteren beş büyük şirketin gelirleri veya yatırımları ve Savunma Sanayi Destekleme Fonu için ayrılan kaynak da dahil edildiğinde güvenlik için ayrılan toplam kaynak 350 milyar TL olarak hesaplanmaktadır. Bu rakam, 2022 yılı bütçesinin yaklaşık yüzde 20’sini oluşturmaktadır. Yani her 5 liramızın 1 lirası silahlanma ve güvenlik harcamalarına gitmektedir” ifadeleriyle güvenlik için ayrılan bütçeye dikkat çekildi. Buna ilişkin de “Şiddeti, ayrımcılığı, nefreti, kutuplaştırmayı ve yayılmayı esas alan dış politika ile uyumlu şekilde organize olan iç güvenlik adı altındaki mekanizma, toplumsal muhalefeti sindirmek adına kullanılmaktadır” yorumu yapıldı.

Komisyon görüşmelerinin de eleştirildiği şerhte, “Katılımcı olmaktan uzak, anti-demokratik bu süreç sonucu halkın talepleri değil savaş ve çatışmayı körükleyen, iktidar ve sermaye gruplarını gözeten, dolayısıyla eşitsizliği derinleştiren ve toplumsal adaleti sağlamaktan uzak tercihler kazanmıştır. Kaybeden ise işlevsizleştirilen ve süreçteki rolü tasfiye edilen, halkın temsilcilerinden oluşan parlamento olduğu kadar, sürüklendiği krizle baş başa bırakılan halkın kendisi olmuştur” tespitlerine yer verildi. (ANKA)