Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 28 Şubat davasının 99'uncu celsesi Çetin Doğan'ın savunmasıyla başladı. Doğan savunmasında, "Bu davaya bakan 6 savcı, 12 hakim ya ihraç ya tutuklu veya firaridir" dedi.
Odatv'nin haberine göre, Doğan'dan önce söz alan avukatı Hüseyin Ersöz, yaşı sebebiyle ayrıca uzun olacağından müvekkilinin savunmasını oturarak yapması talebinde bulundu. Avukat Ersöz, savunmada bazı görüntüleri sunacaklarını belirterek, barkovizyon için gerekli ekipmanları kendilerinin temin ettiklerini söyledi ve bunun için de izin istedi. Mahkeme heyeti, görüntülü sunum talebini, "dava konusu suçla ilgili iddialar göz önüne alınarak, savunmanın sözlü ve yazılı olarak da yapılabileceği" gerekçesiyle reddederken, oturarak savunma konusunda ise, "diğer tüm sanıklar ve taraflarda olduğu gibi ayakta yapılması zorunlu tutulmamıştır. Buna ilişkin bir düzenleme yoktur, istediği şekilde savunma yapabilir" dedi.
Bir süre kürsüde savunma yapacağını ifade ederek, kürsüye çıkan Doğan, sözlerine şöyle başladı:
"Sayın savcının mütalaasında 5 yıldır yapılan savunmaları yok sayıp, FETÖ'cü savcının iddianamesini esas alması gerçekten üzücü olmuştur. Bunun zaman baskısından kaynaklandığını düşünüyorum. Delillerin tartışılması aşamasının atlanmasının sebebi de bu olmalı."
Bu eleştirilerin ardından, "Herkesin sabırla dinlemesini rica ediyorum" diyerek savunmasına başlayan Doğan, 28 Şubat'ın da Balyoz ve Ergenekon gibi kumpas olduğunu vurguladı. Doğan, şöyle devam etti:
"TSK'nın deposundan Genelkurmay antentli boş CD çalınmış ve buna sahte belgelerin yanı sıra gerçek belgeler de yüklenerek gerçekmiş izlenimi yaratılmak istenmiştir. Balyoz'da Mehmet Baransu'nun oynadığı rolü, FETÖ bağlantısı açık olduğu için TSK'dan ilişiği kesilen Tamer Tatar üstlenmiştir. Bu davaya bakan 6 savcı, 12 hakim ya ihraç ya tutuklu veya firaridir."
Savunmasının büyük bölümünü, dava dosyasındaki delillere ayıran Doğan, bunların resmi belgeler üzerinde yapılan sahtekarlıkla elde edildiğini savundu ve bunu örnekleriyle anlattı. Söz konusu belgelerle ilgili olarak iddianame savcısı Mustafa Bilgili ve dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse arasındaki yazışmaları da aktaran Doğan, "Didinmişler, her türlü gayreti göstermişler" dedi.
