Gündem

Cemil Çiçek: Erken seçim doğru olmaz

'Yapacak bir şey yok, millet böyle istedi. Siyaset, ideal doğruyu değil, mümkün olan doğruyu yapmaktır'

14 Haziran 2015 12:13

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, halkın siyasetçilerden daha ileri olduğunu belirterek, "Seçim sonuçları da bunu gösteriyor" dedi. Çiçek, erken bir seçimin de doğru olmayacağını vurguladı ve şu andaki en olası koalisyon formüllerinin AKP-CHP ve AKP-MHP olarak göründüğünü söyledi.

Bu dönem hem TBMM Başkanlığı’na hem de aktif siyasete veda eden Cemil Çiçek, 7 Haziran sonrası süreci Habertürk'ten Kübra Par'a değerlendirdi. Çiçek, erken bir seçimi doğru bulmazken, başkanlık sisteminin ise şu anda gündemden kalktığını belirtti.

Cemil Çiçek'in röportajından dikkat çeken başlıklar şöyle:

Erken seçime gidilirse 3 dönemliklerin aday olabileceği doğru mu?

Daha seçimi yeni yaptık. Terimiz kurumadı. Seçim, demokrasilerde her zaman asgari ağrı kesicidir. Ülkenin çözüm bekleyen birçok sorunu varken tekrar seçime gitmek doğru olmaz. Kaldı ki bu dönem arka arkaya 3 seçim yaptık. Devlet de millet de seçim yorgunu. Şimdi yapılması gereken bu tablodan bir hükümet çıkarmaktır. 6 Haziran akşamına kadar siyasi partiler düşüncelerini söyledi. Kimsenin heybesinde bir şey kalmadı. Şimdi milletin iradesine saygı duyma zamanı. Vatandaş bu seçim sonuçlarıyla kime ne mesaj verdi, bunu iyi değerlendirmek gerekir. Gerçekleri kabul ederek siyaset yapılmalı. Kimse kimseyi yok saymamalı. Cumhurbaşkanı’nı da kimse yok saymamalıdır çünkü bu işin merkezinde Cumhurbaşkanlığı makamı var. Anayasa’daki süre içinde hükümet kurulamazsa bu kördüğümü çözme yetkisi Cumhurbaşkanı’na aittir.

AK Parti’nin oylarının yüzde 41’e inmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Partiler geçmişte yaşanan sonuçları geleceğe taşımak istemiyorsa sonuçları analiz etmek zorundalar. Hiçbir parti, diğer partinin başarısızlığını kendi kurtuluşu olarak görmemeli. Seçimin üzerinden çok kısa bir süre geçti. Partimiz organlarını toplayarak kendi içinde değerlendiriyor. Ayrıca kamuoyu araştırması da yapılıyor. Değerlendirme yapılmazsa demokraside kalite olmaz zaten.

Siz nasıl açıklıyorsunuz 9 puanlık düşüşü?

Şahsi değerlendirmemi seçimden sonra Sayın Başbakan ile paylaştım ama kamuoyuyla paylaşmam. Türkiye’deki siyasette kimse kendi evinde akan çatıyı görmez, başkasınınkini konuşur. Buna fırsat vermek istemiyorum.

Otoriterleşme korkusu, 4 bakanın Yüce Divan’a gönderilmemesi, Cumhurbaşkanlığı Sarayı harcamaları ve başkanlık sistemi gibi tartışmalar oyları düşürmüş olabilir mi?

Bunların hepsi konuşuldu ve çıkan her tablonun analizi yapıldı. Hiç kimse özeleştiri yapmak yerine başkasının konumu üzerinden kendi durumunu izah etmemeli. Doğru olan kendi içimizdeki değerlendirmedir. Özeleştiri, parti içi didişme değildir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın miting meydanlarında AK Parti için oy istemesi oylarınızı nasıl etkiledi sizce?

Bunlar 7 Haziran öncesinin konuları. Bunları konuşmak bizi bir yere götürmez.

Bu seçim AK Parti içindeki fikir ayrılıklarının giderilmesi için de vesile olur mu?

Rahmetli Turgut Özal, Anavatan Partisi için “Dört tabanı birleştirdim” demişti. Ama Anavatan Partisi tökezlemeye başlayınca milliyetçiler, muhafazakârlar, liberaller, liboşlar paramparça ettiler ve parti yok oldu. Aynı şey AK Parti için de geçerli. Aykırı laflar etti diye kahraman ilan edip manşetlere taşıdığınız pek çok adamın bugün hatırını bile sormuyorsunuz. Herkes aynı şeyi söylediğinde “Burada tek ses var, her şey monoton” diyorsunuz, farklı fikirler olduğunda da “Partide çatlak var” diyorsunuz! Bugüne kadar Türkiye’de siyaset bu yüzden zehirlendi. Partilerde fikir ayrılıkları olur ama sonunda alınan karara herkesin uyması gerekir.

Ahmet Davutoğlu, “Halk başkanlık sistemine onay vermedi. Sistem değişmediğine göre artık taşların yerine oturtulması lazım” dedi...

Siyaset gerçeklik üzerine yapılır. Meclis aritmetiğini hesaba kattığınızda AK Parti’nin tek başına Anayasa’yı değiştirme imkânı yok. 4 partiye baktığımızda 3’ünün parlamenter sistemden yana olduğunu görüyoruz. Anayasa’ya göre sistem nasıl işleyecekse kör topal da olsa bunun işlemesi gerekir. Başkanlık sistemini geçmişte savunmuştum, çünkü koalisyonların fayda getirmediğini düşündüm. Bu sistem gelmiş olsaydı şimdiki sorularınızın hepsi raftan kalkmış olacaktı. Ama biz sistemleri tartışmadık, konuşanı tartıştık. 50 sene daha konuşanı tartışırsak bir yere varamayız.

Koalisyon seçenekleri arasında size en yakın gelen hangisi?

Buna partilerimiz karar verecek. Azınlık hükümetlerini doğru bulmam, zaman kaybıdır, kimse ciddiye almaz. Yapılan açıklamalara bakarsak HDP, AK Parti’yle birlikte olmayacağını söylüyor. CHP, HDP ve MHP koalisyon olasılığına ise MHP sıcak bakmıyor. Bu iki formül geçerli olmadığına göre bence geriye iki seçenek kalıyor; AK Parti-CHP ya da AK Parti-MHP. Hükümet çıkacaksa bunlardan çıkacak.

AK Parti-CHP mi yoksa AK Parti-MHP mi daha güçlü bir hükümet olur?

Onu bilemem ama bu işlerin gecikmemesi lazım.

Sizce şu anki ortamda koalisyonun mayası tutar mı?

Yapacak bir şey yok, millet böyle istedi. Siyaset, ideal doğruyu değil, mümkün olan doğruyu yapmaktır. Türkiye’de kalkınma heyecanının yaşandığı, iyi hizmetin yapıldığı dönemler hep tek parti dönemleriydi. Türkiye koalisyonların her türlüsünü denedi ama çok verim alamadı. Şimdi mümkün olanların içinden hizmet yapacak en iyi koalisyon çıkmalıdır. Uzun süre hükümetsiz kalmak Türkiye’ye çok şey kaybettirir. 2015 yılını heba edersek çok yazık olur.

Beklenen senaryolar tutmaz da erken seçime gidilirse şu anki tablo değişir mi?

Değişir mi bilmem ama şunu söyleyebilirim. Bizim vatandaşlarımızın çoğunun doktorası yok, hatta okuryazarlığı bile yoktur ama olaylara bakış açısı bizden çok daha ileridedir. Gözlemler ve ona göre karar verir. Halkımızın feraseti keramete denktir. Bu seçim sonuçları da bunu gösteriyor.

Bu dönem daha renkli bir Meclis görüyoruz. Ermeni ve Yezidi vekillerin olmasına ne diyorsunuz?

Keşke daha önce olabilseydi. Bunlar önemli kazanımlar. Onlar da bu ülkenin vatandaşıdır.

Geçmişte Ermeniler ile ilgili söyledikleriniz çok tartışma yaratmıştı... Fikirleriniz değişti mi?

Ben ne söylediğimi çok iyi biliyorum ve hâlâ da arkasında duruyorum. Biri çıkıp “Türkler soykırım yaptı” derse buna tavır koyarım ama hiçbir topluma, ırka ya da millete olumsuz gözle bakamam. Allah’ın yarattığını yok sayacak kadar ahmak biri değilim! Bu toplumda kim varsa hepsinin Meclis’te temsili olmalıdır.

İlgili Haberler