Türkiye yazarı Cem Küçük, Amerika'nın "uzun zamandır" Türkiye'ye güvenmediğini ve Türkiye'den rahatsızlık duyduğunu belirtti. "Başkasının politikasını belirlediği Türkiye artık eskide kaldı" diyen Küçük, "ABD, beceremeyeceğini bildiği için askerî darbe seçeneği dışında başka alternatifler arıyor. Ekonomik saldırılar ve PKK'yı kullanarak bize zarar vermek isteyeceklerdir" ifadesini kullandı.
"Ne denerlerse denesinler, ne yaparlarsa yapsınlar elde edecekleri bir şey yok. Türkiye, ABD ve Batı'nın yutacağı lokma değildir" sözlerini sarf eden Küçük, "Yarın bir gün bu coğrafyadan herkes çekildiğinde bize ihanet edenler en ağır bedelleri ödeyecekler" diye yazdı.
Cem Küçük'ün "ABD askerî darbe dışında seçenek arıyor" başlığıyla (27 Ekim 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Amerikan yönetiminde birileri Erdoğansız Türkiye seçeneği üzerinde duruyor. Bunu mümkün kılmak için de her türlü yöntemi içeride ve dışarıdaki adamlarıyla denediler ve hâlâ da deniyorlar. Vazgeçmiş değiller.
15 Temmuz hain darbe girişimi başarılı olsaydı Amerika bunu onaylayacak ve yeni gelecek yönetimle masaya oturacaktı. Çok şükür milletimizin dirayeti sayesinde darbe başarılamadı. FETÖ'cü alçaklar devletimizin her kademesinden birer birer temizleniyor.
2010'dan sonra da askerî vesayet gerileyince artık darbe olmaz deniyordu ama FETÖ'cü köpekler darbeyi denediler ve avuçlarını yaladılar. İleride Türkiye'de asla darbe seçeneği yoktur demek doğru değil. Siyasi boşluk oluşursa Türkiye'de her şey mümkün. 2010'dan sonra da artık askerî darbe olmaz deniyordu ama sonucu gördük. FETÖ'cü köpekler denediler. O yüzden bu boşluğun asla oluşmaması gerekir. Batı an itibariyle böyle bir seçenek üzerinde durmuyor. Çünkü bunu yapacak adamları ya da ortamları yok. Ve onların oyun planlarını anında bozan Erdoğan liderliğindeki bir Türkiye var.
Türkiye'nin etrafını sarmak isteyenler birçok oyunu aynı anda oynuyorlar. Ellerindeki her türlü savaş yöntemini sahaya sürüyorlar. Türkiye'nin en yakın ilişki içerisinde olduğu Katar'ın eli kolu bağlanmak istendi. Birleşik Arap Emirlikleri, Arabistan ve Mısır liderliğindeki bazı ülkeler teröre yardım ediyor diye Katar'a ağır yaptırımlar uygulamak istediler. Asıl amaç Katar'ın Türkiye ile ilişkisini baltalamak ve sekteye uğratmaktı. Türkiye'ye gelen Katar yatırımlarını bitirmek ve böylece Katar'ı Arap coğrafyası içine hapsetmek istediler.
Türkiye bu durumdan çok etkilenmedi. Öte yandan ABD kenarda tuttuğu Rıza Sarraf dosyasını öne sürdü. En son Zafer Çağlayan, Süleyman Aslan ve Abdullah Happani'ye tutuklama çıkartarak ülkemizi ekonomik anlamda zorlamak istediler. FETÖ'cülerin de baskısıyla CNBC gibi kanallarda Türkiye'nin büyük bankalarına ceza gelecek diye yayınlar yaptılar. Böylece Türk kamu bankalarını iflasa sürükleyerek ekonomik darboğaz çıkarmayı hedeflediler.
"İran'a ambargoyu bozdu" gerekçesiyle Türk devletini, aslında Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı yok etmek istediler. Erdoğan'ı yıkarlarsa Türkiye'yi ele geçirir, istediğimizi yaparız düşüncesine kani oldular. Rıza Sarraf dosyasını sonuna kadar ve daha da genişleterek kullanacaklar. Hatta daha da ileri gidelim, "Türkiye DEAŞ'a yardım ediyor" yalanını da bu dosyaya ekleyecekler. Uygun ortam bulurlarsa o dosyayı bile açabilirler. Tabii ortakları FETÖ ile birlikte. Nasıl olsa onların elinde her türlü üzerinde oynanmış bilgi ve belge mevcut...
Öte yandan PYD/YPG'ye silah verip terör örgütünü meşrulaştırmak için her şeyi yapıyorlar. Amerika, IŞİD'le işi bitmediği ve Suriye'nin kuzeyinde gerekli hazırlıkları sonlandırmadığı için Barzani'ye kızdı. Acele ettiklerini söyledi. En nihayet bu düşüncelerini kuvveden fiile dökmek isteyeceklerdir.
3.500 tır silah, geri ödemesiz bir şekilde PKK'ya verildi. IŞİD'le savaşmak için herhâlde bu kadar silaha gerek yok. Yarın bir gün bu namluların bize dönmeyeceğinin garantisi yok. Lazkiye'den gelip Marmaris'te yakalanan teröristleri unutmamak lazım.
İdlib'deki ortak operasyon bittiğinde Suriye'nin çözümünde masadaki esas aktör Rusya'yla birlikte Türkiye olacak. Amerika uzun zamandır Orta Doğu'da Türkiye'ye güvenmiyor. Çünkü Türkiye'nin kendi oyun planı var. Kendi çıkarları var. Kendi politikası var. Başkasının politikasını belirlediği Türkiye artık eskide kaldı. NATO Askerî Komitesi Başkanı Orgeneral Petr Pavel'in, "Türkiye S-400'leri alır ama sonuçlarına katlanır" açıklamasını da not olarak düşelim. Amerika Türkiye'den rahatsız. Beceremeyeceğini bildiği için askerî darbe seçeneği dışında başka alternatifler arıyor. Ekonomik saldırılar ve PKK'yı kullanarak bize zarar vermek isteyeceklerdir.
Ama ne denerlerse denesinler, ne yaparlarsa yapsınlar elde edecekleri bir şey yok. Türkiye, ABD ve Batı'nın yutacağı lokma değildir. Hiçbir zaman da olmamıştır. Her oyunu püskürtecek gücümüz var. Yarın bir gün bu coğrafyadan herkes çekildiğinde bize ihanet edenler en ağır bedelleri ödeyecekler.
Ayrıca ABD kapılarına kadar gidip "Türkiye IŞİD'e şöyle yardım ediyordu" diyenlerle, "Halk Bankası, İran'a uygulanan ambargoları şöyle deldi" diye yalan yanlış bilgi verenler de hukuk önünde dümdüz olacaklar. ABD'ye casusluk yapıp kendi vatanlarını satanları büyük harfle Türk devleti asla affetmeyecektir.