Politika

Çelik: O yer altı kaynaklarında gözümüz yok BURSA (A.A)

13 Ağustos 2011 03:38

-Çelik: O yer altı kaynaklarında gözümüz yok BURSA (A.A) - 13.08.2011 - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ''Bugün duyarsız, sorumsuz ve ilgisiz kalanlar, Afrika'nın yer altı kaynaklarına göz dikenlerdir. Bizim o yer altı kaynaklarında gözümüz yok. Orada bir deri, bir kemik kalan çocukların gözyaşı dinsin, 'karnı doydu' denilsin, Türkiye için yeterlidir bu'' dedi. Bursa Muşlular Derneğinin Aydın Düğün Salonu'ndaki iftar yemeğine katılan Çelik, burada yaptığı konuşmada, bölgeyi gezen, Darfur'a giderek hastane temelini atan biri olarak, açlığın, sefaletin ne olduğunu televizyondan idrak etmenin mümkün olmadığını iyi bildiğini söyledi.  Anlamak için orada olanları yaşamak gerektiğini belirten Çelik, şöyle konuştu: ''Orada yaşananlar, hadiseler anlatılır gibi değil.  Ama çok şükür Türkiye, tarihinin ve kültürünün kendisine yüklediği sorumluluğu, geçmişte olduğu gibi yine yerine getirmenin çabası içerisinde. 4 yıl önce Başbakanımız Darfur'a gitmiş, oradaki durumu görünce 'buraya bir hastane yapalım, en azından çocuklar ölmesin, daha İstiklal Savaşı zamanında Türkiye'ye sahip çıkan Darfurlulara karşı vefa borcumuzu yerine getirelim'' diye bir söz vermişti. Kısmet oldu, Devlet Bakanlığı zamanında oraya gittik ve vaad edilen o hastanenin temelini attık. Yanılmıyorsam 2 ay sonra da bu hastanenin açılışını gerçekleştireceğiz. Ömründe ayakkabı görmeyen, bir takım halinde elbise nedir bilmeyen insanlardan, çocuklardan bahsediyoruz. Kana kana su içtiğine şahit olmadığımız çocuklardan bahsediyoruz. Ve siz bunları televizyonlardan izliyorsunuz.' -''Yer altı zenginliklerinde gözümüz yok''- Bakan Çelik, olayın sadece Somali'den ibaret olmadığını belirterek, şöyle devam etti: ''Yıllarca Afrika kıtasını sömüren, yer altı zenginliklerine göz dikenler ve insan onurunu yok edenlerin Afrika'yı ne hale getirdiğinin, insanlığı ne hale taşıdıklarının bir ibret levhasıdır, Somali. İşte böyle zor bir dönemde Türkiye, tüm millet olarak ayağa kalktı. Dört bir koldan seferber olduk. Yardımlarınızı oraya ulaştırmanın çabası içerisindeyiz. Allah yardım edenden de etmeyenden de razı olsun. Ben inanıyorum ki yardım edemeyen, yardım etme arzusunda olduğu halde, imkanları olmadığı için yardım edemiyor. Milletimizin bu seferberliği hepimizi duygulandırıyor. Başta Başbakanımız olmak üzere inanıyorum ki bütün yetkililer kanayan bu yarayı dindireceğiz. Bunu da tüm dünya milletleri görecek. Bugün duyarsız, sorumsuz ve ilgisiz kalanlar, Afrika'nın yer altı kaynaklarına göz dikenlerdir. Bizim o yer altı kaynaklarında gözümüz yok. Orada bir deri, bir kemik kalan çocukların göz yaşı dinsin, 'karnı doydu' denilsin, Türkiye için yeterlidir bu.'' AK Parti iktidarı olarak millete hizmet etmeye devam edeceklerini vurgulayan Çelik, ''Bakanlık olarak yapmamız gerekenler var, özellikle de işsizlik konusunda. İşsizlik ile ilgili önemli uygulamaları hayata geçireceğiz. Özellikle işsizliğin iyice kapladığı, işsizlik konusunda kendisini bunalıma sokacak düzeye gelmiş olan kardeşlerimizle ilgili toplum yararına çalışma adı altında, 8 ay kadar sürede onları iş sahibi yapacak, Türkiye'nin dört bir yanında yaygın bir şekilde toplum yararına çalışma projemizi yaygın hale getireceğiz ve böylece bir nebze de olsa bu yaraya parmak basmış, tedavisini gerçekleştirmiş olacağız'' dedi. -''Şanlıurfa'da ve Güneydoğu'da önemli izlenimlerimiz oldu'' - ''Şanlıurfa'da ve Güneydoğu'da önemli izlenimlerimiz oldu'' diyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bir siyasetçi için olması gereken tecrübeyi orada yaşanan hadiselerden dolayı elde ettiğim inancındayım. Nasıl Somali'ye, mağdur ve mazlum olan insanlara sahip çıkma gibi bir sorumluluğumuz var ise ülkenin birliği ve bütünlüğü içinde, birlik bütünlük içerisinde bu ülkenin ilelebet payidar kalması için de hepimizi düşen görevler var. Özellikle de Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan Batı'ya göç etmiş, Batı'da, Bursa'da, İzmir'de, İstanbul'da yaşarken Anadolu'da ne olup bittiğini gören siz kardeşlerime de çok çok önemli sorumluluklar düşmektedir. Bilmeden konuşmak ayrı bir şeydir. Görmeden, yaşamadan, o şartları ve orada olup bitenleri, oradaki siyasi manevraları, oradaki doğruları, yanlışları bilmeden Bursa'dan, İzmir'den, İstanbul'dan konuşmak kolaydır. Ama oraları yaşayan, oraları soluyan kardeşlerimiz olarak, Türkiye'de birliğin, bütünlüğün sağlanması konusunda öncelikli olarak bu salonda bulunan kardeşlerimize çok büyük vazifeler düşmektedir. Ben inanıyorum ki telefonunuzla eşinizle dostunuzla asker arkadaşınızla diyaloglarınızı ve ilişkilerinizi sürdürerek çok önemli mesafeleri birlikte alabiliriz.'' Bakan Çelik, Güneydoğu'da devam eden terörün Türkiye'nin en önemli problemi olduğunu belirterek, ''Bu konu, bütünlük içerisinde ele alınmalıdır. Madem bu ülkenin doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi bizimdir, o halde Doğu ve Güneydoğu Anadolu coğrafyasını çok iyi bilen, batıda yaşayan kardeşlerimizin bu konuda aktif rol alması gerekiyor. 'Barış' dememiz gerekiyor, 'barış' dememiz gerekiyor, 'barış' dememiz gerekiyor, 'dostluk' dememiz gerekiyor, 'kardeşlik' dememiz gerekiyor. Çok kan kaybettik, çok acılar yaşandı, bu acılara nokta koyma zamanı gelmiştir'' dedi. Çelik, bakan olarak en ücra köşedeki köye kadar gittiğini dile getirerek, şunları kaydetti: ''Deniliyor ki 'şu var, bu var, Bakanım şöyle sıkıntı var'. Hiç birisi önemli değil. Alın yazısı yazılmıştır. Tedbirinizi alırsınız, 'ya Allah' dersiniz gidersiniz, sizi karşılayan kim biliyor musunuz? Güleryüzlü, bağrı açık, 100-150 metre yer sofrasını açmış, samimi Anadolu insanı sizi karşılıyor. O yüzden bu samimi, vatanına bağlı insanları ayrımcı değil, tam tersine bütünleyici bir bakış açısı içerisinde bakmalı, kucaklamalı, sahiplenmeliyiz. Devleti yanında hissetmeli, devletin gücünü yanında hissetmeli, yanlışa hep beraber 'dur' demeliyiz. Bu bir kişinin işi değil, yalnız Başbakanın, bakanların, milletvekillerinin, Muşlular Derneği Başkanının işi değil, bütün Muşlu, Diyarbakırlı, Hakkarili, Anadolulu coğrafyası içindeki insanların birlik ve beraberlik arzusudur. İnşallah el birliği ile bunu gerçekleştireceğiz. Ülke üzerinde farklı ve yanlış hesapları olanları da vatandaştan ayırıp, izole edip doğru ile yanlışı vatandaşın net bir şekilde görmesini hep beraber gerçekleştireceğiz.''