Engin Çeber'in Metris Cezaevi'nde işkence ve kötü muamele sonucu hayatını kaybettiği davanın duruşmasında , kız kardeşi tutuksuz yargılanan infaz koruma memurunun tacizine uğradı.
Engin Çeber'in Metris Cezaevi'nde "işkence ve kötü muamele" sonucu hayatını kaybettiği iddiasına ilişkin görülen davada, güvenlik kamerasıyla çekilen cezaevi ve karakol içindeki görüntüler izlendi.
Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Fuat Karaosmanoğlu, Nihat Kızılkaya, Selahattin Apaydın, Murat Çise, Sami Ergazi ile Yavuz Uzun katıldı. Duruşmada, 54 tutuksuz sanıktan 26'sı da hazır bulundu. Duruşmaya Engin Çeber'in babası Ali, annesi Kamile Tekin, kız kardeşi Şerife Çeber ile Aysu Baykal, Özgür Karakaya ve Cihan Gün de "müşteki" olarak geldi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Nesibe Özer, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun Engin Çeber'in ölümüyle ilgili hazırladığı 23 sayfalık raporun kendilerine ulaştığını, ancak Silivri Cezaevi ile ilgili raporun gelmediğini bildirdi.
Başkan Özer, Metris Cezaevi ve Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi'nde çekilen güvenlik kamerası görüntülerinin bulunduğu 8 DVD ile 17 CD'nin içindeki görüntülerin 3 bilirkişi gözetiminde izlenerek duruşmaya devam edileceğini belirtti.
Görüntülerde neler var?
Projeksiyon cihazıyla beyaz bir panoya yansıtılan karakol görüntülerinde, Çeber'in kelepçeli bir şekilde nezarethaneden dışarı çıkarıldığı ve elleri arkadan kelepçelenerek diz çöktürülmüş bir şekilde parmak izi için sıra beklediği görüldü.
Cezaevindeki görüntülerde ise Çeber'in koğuşuna 6-7 kişinin girdiği ve birkaç dakika sonra dışarı çıktığı izlendi.
Görüntülerin izlenmesi sırasında Çeber'in anne ve kızkardeşinin gözyaşlarını tutamadığı görüldü.
Heyet Başkanı Özer, görüntülerin tamamının duruşmada izlenmesi uzun süreceğinden bilirkişilerin görüntüleri çoğaltarak taraf avukatlarına vermesini kararlaştırdı.
İfade vermeye çekindi
Duruşmada daha sonra, Çeber'le Metris Cezaevi'nde aynı koğuşta kalan Aşkıner Koçak ve Halit Koçak tanık olarak dinlenmek istendi.
Başka suçtan tutuklu Aşkıner Koçak, tutukluluk halinin devam etmesi nedeniyle tutuklu ve cezevi idarecileriyle iç içe olduğu için ifade veremeyeceğini bildirdi.
Diğer tanık Halit Koçak da tutuklu olduğu için konuşmak istemediğini, ancak tutukluğunun sona ermesinin ardından ifade verebileceğini kaydetti.
Başkanı Özer, mahkemeye tanık olarak çağrılan Ahmet Aksu ve Şükrü Zeren'in ise tahliye olmaları nedeniyle duruşmada hazır edilemediklerini belirtti.
Metris Cezaevi'nde görevli personel Kenan Özmen ise olayın yaşandığı gün bir kişinin hastaneye götürüldüğünün kendisine söylendiğini belirterek, "Daha sonra cezaevi 2. müdürü Fuat Karaosmanoğlu'nun isteği üzerine tutanak hazırladık. İlk hazırladığım tutanakta 4 görevlinin ismi vardı. Ancak görevli tüm personelin imzası istenince yeni bir tutanak hazırladık ve 12 kişinin ismini yazdık. Daha sonra bir kişi görevde olduğundan tutanakta 11 görevlinin ismi bulundu" dedi.
Özmen, tutanağı en son cezevi 2. müdürü Karaosmanoğlu'nun imzaladığını sözlerine ekledi.
Duruşmada söz alan sanık avukatları, müvekkillerinin kamu görevlisi olduğunu, izlenen görüntülerde ise işkenceye dair herhangi bir belirti bulunmadığını öne sürerek, cezaevinde kaldıkları süre göz önüne alınarak müvekkillerinin tahliyelerini istedi.
Müşteki avukatları ise tutuksuz yargılanan 4 cezevi personeli ile 2 polisin tutuklanmasını talep etti.
Bu arada, duruşmanın devam ettiği sırada Çeber'in ablası Şerife Çeber ile bir cezaevi personeli arasında tartışma çıktı. Taraflar, Heyet Başkanı Özer'in müdahalesiyle yatıştırıldı.
Tahliye istemleri reddedildi
Duruşmaya verilen aranın ardından tahliye taleplerini reddeden mahkeme heyeti, 4 cezaevi personeli ile 2 polisin tutuklama talebinin de reddine karar verdi. Mahkeme heyeti, Silivri Ceza İnfaz Kurumları ile ilgili hazırlanan ve gazeteci Tuncay Özkan'ın Çeber'e işkence yapıldığını öne sürdüğü ifadelerinin de yer aldığı araştırma raporunun istenmesini kararlaştırdı.
Daha önce tahliye olan 2 tanığın mahkemeye çağrılmasını da hükme bağlayan mahkeme heyeti, toplam 17 CD ve 8 DVD'nin 3 bilirkişi tarafından izlenerek, bir rapor hazırlanmasına karar verdi.
Mahkeme heyeti, CD ve DVD'lerin incelenmesi sırasında özellikle teşhis yapılabilmesi için sanıkların önden ve yandan fotoğraflarının istenmesi talebini ise reddetti.
Duruşma, dosyadaki eksikliklerin tamamlanması amacıyla ertelendi.
Çeber’in ablasına taciz iddiası
Çeber ailesinin avukatı Gülbahar Macit Erzincan, duruşma sırasında Şerife Çeber'in biriyle tartıştığını gördüğünü söyledi.
Duruşmaya ara verildiğinde ise Çeber'in yanına gittiğini kaydeden Erzincan, şöyle konuştu:
"Şerife bana tacize uğradığını öne sürdü. Bu sırada yanımızdaki bir kişi (Ben de gördüm) dedi. Daha sonra dışarıda olduğu söylenen kişinin yanına gittik ve ismini söylemesini istedik. Bu sırada bir polis memuru (Tamam avukat hanım tamam) diyerek beni itekledi. Ben polisle tartışırken tacizci, Gardiyanlar Derneği Başkanı olduğunu öğrendiğim kişi tarafından hızlı bir şekilde oradan uzaklaştırıldı. Yanlarına gittiğimde ise kolumdan iterek beni uzaklaştırmak istedi. Yapılan taciz ve görevimi yapmama müdahale ettikleri için söz konusu kişi hakkında suç duyurusunda bulunacağız."
Şerife Çeber de psikolojisinin çok kötü olduğunu belirterek, "Eğer Türkiye'de yaşasaydım demek ki çok kötü saldırılara maruz kalacaktık. Duruşma salonunda girip taciz ediyorlarsa demek ki Türkiye'de serbest dolaşamayacağız" dedi.
Çeber ile avukatı Erzincan, açıklamaların ardından karakola giderek tacizde bulunduğunu öne sürdükleri S.G hakkında şikayetçi oldu.
Olayın geçmişi
Engin Çeber, Sarıyer'de 28 Eylül 2008 tarihinde yaklaşık 10 kişilik bir grupla izinsiz toplantı ve gösteri yapmak isterken kimlik kontrolü yapan polislerce arandığı için gözaltına alınmıştı. Çeber, tutuklanarak götürüldüğü Metris Cezaevi'nden kaldırıldığı hastanede ölmüştü.
Bakırköy Cumhuriyet Savcılığınca yürütülen soruşturmanın ardından olayda sorumluluğu bulunduğu öne sürülen 39 infaz koruma memuru, 3 cezaevi müdürü, 13 polis, 4 jandarma ile bir doktor hakkında dava açılmıştı.
Dava iddianamesinde, Çeber'in gerek gözaltına alınırken, gerekse cezaevinde görevlilere direndiği için kötü muamele gördüğü öne sürülerek, sanıkların "işkence", "kötü muamele", "kasten yaralama", "görevi kötüye kullanmak", "görevi ihmal" ve "kamu görevlisinin suçu bildirmemesi" suçlarından cezalandırılmaları isteniyor."